KIZIL BAYRAK SİYAH SANCAK

NAFİ ÇAĞLAR

Üyelik Girişi
NAFİ ÇAĞLAR - Kişisel
Ürün ve Hizmetler
Site Haritası
Takvim
BİZ NE İDİK
BİZ NE İDİK

Tanrı Dağları'ndan düze indik.
Bozkırlarda ata bindik.
Ne Moğol idik, ne Çin'dik...
Biz; Bilge Han, Kültiğin'dik...

Dinlemez idik Hindu'yu, Persi.
Çekinirdi, Moğol'u Rusu.
Sedleri aşardı akıncı hırsı.
Biz; Mete, Teoman idik...

Altaylar'da at koştururduk.
At nallarıyla su coştururduk.
Ne dinlenir, ne boş dururduk.
Biz; Oğuz, Kara Han idik...

Issık'ta su içer idik.
Sir-Derya'ya geçer idik.
At üstünde uçar idik.
Biz; Salur Han, biz Kazan idik..

Karabaş koçu 'yeni yıl' sayardık.
Üstüne onbir ongun koyardık.
At koşumuyla kültür yayardık.
Biz 'uygar' biz yaman idik..

Bizimdi; bütün Asya'nın içi.
Meskenimizdi; Pekin, Urumçi.
Karşı koyamazdı Mançur'u, Çin'i.
Biz 'hükümdar' biz 'han' idik...
 

Nafi Çağlar Mihmadlı

NE DİYE

NE DİYE

Bizans'a dayandı Çağrı komutan.
'Baş Emir' oldu Tuğrul Sultan.
Boy boy biz olduk Müslüman,
Alemdarlık bize gelsin diye...

Fırat' buraktık biz Kılıç Arslan'ı.
Diyojen'e gönderdik Alp Arslan'ı.
Anadolu'ya saldık Şah Süleyman'ı,
Anadolu da bizim olsun diye...

Paşalar atadık Sırbistan'a.
Donanma yolladık Hindistan'a.
Yollar açtırdık biz Arabistan'a,
Onlara da kader gülsün diye...

Bir 'il' eyledik biz Mısır'ı.
Adalette etmedik kusuru.
O zaman gördüler altın asrı,
Onlar da Türk'ü bilsin diye..

Afrika'da gezdirdik Barbaros'u.
Şimalde Baltık'a tıktık Rus'u.
Bize dayanmadı Frenk-Slav ordusu,
Dünyalar da bizi bilsin diye..

El birliği etti tüm İtilafı.
Yanlarındaydı, Hindu'su, Anzak'ı, safı.
Onlara gösterdik ettikleri gafı,
Türkiye'miz payidar kalsın diye...
 

Nafi Çağlar Hacıömeroğlu

 

FRENK'E ÇEYREK KALA

FRENK'E ÇEYREK KALA

 Altaylar’dan bir çıktık ki yola,
Bindik atlara, sürdük dört nala,
Durduk, Horasan’da verdik mola,
Şanlı Malazgirt’e çeyrek kala…

Talas’ta tanıdık o Osman’ı,
Otlak eyledik Dandanekan’ı,
Bağdat’ta, biz devraldık İslamı,
Anadolu’muza çeyrek kala…

Ordu sürdük Sina’ya, Kudüs’e,
Pes etmedik haçlıya, Bizans’a,
İşi bırakmadık öyle şansa,
Söğüt İli’mize çeyrek kala…

Doğudan girdik Anadolu’ya,
Kayıkla geçtik Gelibolu’ya,
Edirne’den vardık Niğbolu’ya,
İstanbul’umuza çeyrek kala…

İstanbul’ suz Büyük Hanlık yarım,
Bir hücum eyledi ki Yıldırım,
Fatih ile tamam oldu durum,
Roma, Viyana’ya çeyrek kala…

Sıkı kuşattı Kara Mustafa,
Korkuyla titredi, hep Avrupa,
O Giray düşürdü, o’nu gafa,
Frenk İlleri’ne çeyrek kala…


’Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli
12 Mayıs 1995-Batıkent/Ankara

 

ÇOBAN

ÇOBAN

 

ÇOBAN*

Kalmamış bu oymağın çoban*ı.
Elbet bir kısmı görür çabanı…
Bir gün sana bıkkınlık gelirse,
Hatırla, ağa ve bey babanı…

Bu soy; elbet tükenmez ve bitmez.
Yok olmaz, kaybolmaz ve de yitmez…
Lakin bu işler çobansız gitmez,
Senden başkası bunları gütmez…

Fakat, bir çoban bu soya yetmez…
Kimlik ise, bunlara fark etmez…
Nafiz bir yola baş koyduğunda,
Kesinlikle o yoldan çark etmez…




24 Ekim 2009 C.tesi 23:13
Güneşli / Bağcılar / İstanbul



Batur Nafiz TANÇAĞLAR " Nafi Çağlar Budunlu "


* Çoban ; Mahmatlı Dernek Başkanı Nafi Çağlar Budunlu

BATUR

BATUR


BATUR*


Ne gezersin İstanbul’larda Batur?
Sana engel mi ki, etraftaki sur?
Kendine dön; tekrar yumruğunu vur…
Eski yıllara yeniden düşler kur…

Hala buralarda mısın sen Batur?
Git; "Gazi" ili**ne çadırını kur…
Ağır ol; geç oymağın başında dur…
Gir; adam gibi otağ***ına otur…




24 Ekim 2009 Ctesi 22:20
Güneşli/Bağcılar/İstanbul



Batur Nafiz TANÇAĞLAR
" Nafi Çağlar Budunlu "


* Batur ; Nafi Çağlar Budunlu
** Gazi İl ; Gaziantep
*** Otağ ; Bey çadırı

YALNIZ KURT VE ÇAKAL SÜRÜSÜ

YALNIZ KURT VE ÇAKAL SÜRÜSÜ



Bir yalnız kurttu, kendini adamıştı halka,
Etrafındaki ihanetler halka, halka,
Gene de hayatı sürüp gidiyordu,
Sürünerek, debelenerek, düşe kalka…

Durup ta bakmadı kalıbına, yaşına,
Tuz da atmamıştı ekmeğine, aşına,
Bu feleğe ne saflıklar ederken,
Felek, neler getirmedi ki başına…

Dünyalar sığmazdı, hayaline, düşüne,
Girmek istedi, eşsiz halkı(!)nın düşüne,
Gün geldi, yaktılar bağrını zavallının,
Küçük dilini yuttu, düşüne, düşüne…

Ne de güvenmişti, kendince yoldaşı(!)na
Hep onları dikmişti, köşelere, yol başına,
Melül gözlerinin perdesi açıldı önce,
Sonra, o gözleri ki; döndü fal taşına…

Korkmadı çevirdi sırtını eşi(!)ne, dostu(!)na,
Kimler göz dikmedi ki, hayatının kastına,
Art arda yedi sırtına kahpe hançerleri,
Sonra, küller değmez oldu o postuna…

Günleri güzelken, diyecek yoktu şanına,
Evvel akrabalar koşar gelirdi yanına,
Yerde; akrepler, tilkiler, sürüngenler,
Sonra gökte; akbabalar girdi kanına…

Nice hain, nice kansızlar vardı,
Etrafını kuçular, bocu köpekler sardı,
Zamane meydanında çakallar cirit atarken,
Benim soylu kurduma inleri bile dardı…

Karşısına geldiler de dost gibi durdular,
Akıl almaz dümenler, tuzaklar kurdular,
Kancık yılışmalarla ayağına dolandılar,
Her dönüşte sırtına nice darbeler vurdular…

Yol alamadı, gelen vurdu, giden vurdu,
Şöyle yere sağlam bastı, öylece durdu,
İyi düşündü, kendi kendine sordu,
Çakallara boğduruyorlardı kurdu…

Ademoğlu bu; varsın aşağılık olsun,
Yıkılsın bu haller, beylik, ağalık olsun,
Bir yer beğen, yalnız ve asil kurdum,
Başı yüce, hem dumanlık, dağlık olsun…




’Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli
30 Ocak 2003-Karşıyaka
Şehitkamil / Gaziantep


SOMA'DA YANDILAR
SOMA’DA YANDILAR

SOMA’DA YANDILAR

Neçe canlar yandı bu Soma’da,
Sanmayın, yanıp gittiler sobada,
Allah düşmana bile vermesin,
Ölenler öldü, kalanlar komada...

Payını da aldı Kırkağaç, Akhisar,
Yaralı çok, yüzlerce de ölü var,
Yakınları darmadağın olmuş, Gel bu yarayı sarabilirsen sar...

Korkulu yürekler gürp gürp atıyor,
Soğuk depolarda naaşlar yatıyor,
Kapılardan birer birer verilen,
Tabutlarda ne umutlar batıyor...

Yandılar, Soma’da yandılar,
Ekmeklerini kömüre bandılar.
Evlerinden tebessümle çıktılar,
Tekrar geri döneriz sandılar.
Yandılar, Soma’da yandılar...


Nafi ÇAĞLAR
Batur Nafiz Tançağlar
15 Mayıs 2014 Perş. 20:20
Nafi Çağlar Kısa Film
BİZİM ELLER / Karayusuflu Köyü

SEVDA ŞİİRLERİ - Nafi ÇAĞLAR - Teğet Sevdalar

Nafi Çağlar'dan

SEVDA ŞİİRLERİ

Teğet Sevdalar
 

1
GÜNEŞ DOĞUNCA

Her günün fecrinde,
Gözlerimden dağılır uyku.
Doğar güneş ,
Toplanır dertlerim,
Izdırap,
Çile,
Eza,
Cefa...
.....
Geliniz sizi beklerim...

28 Kasım 1984 Gaziantep

2
BOŞ VER NAFİ

Boş ver Nafi, elin o sözlerini,
Dövme be, nasırlama dizlerini.
Sarfetme sen boşuna sözlerini,
Şimdi kapat, yarın aç gözlerini..

20 Aralık 1984 - Diyarbakır

3
BEN İSTERSEM

Karşımdakiler kimler diye bakmam.
Ellerimi koltuklarıma sokmam.
hele ağaymış, paşaymış hiç takmam.
istersem Çağlar'ım, istersem akmam..

20 Aralık 1984 -Diyarbakır


4
ŞU ALEM
 
Şu alem,
Büyük bir halt işledi.
Seni çıkardı karşıma.
O vakit alev aldım,
O günden beri yanarım…
 
10 Ağustos 1985 / Gaziantep
 
5
DUYURABİLSEM
 
Adına şiirler yazsam,
Açsam dert haznemi,
Döksem dizeler…
 
Gönlümün burukluğunu,
Bağrımın ezikliğini,
Anlatsam kelimelere…
 
Sensiz ızdıraplarımı,
Akan göz yaşlarımı,
Duyursam harflere…
 
 28 Nisan 1986 / Diyarbakır
 
 
6
HASRET
 
Yalnız bırakın beni,
İstemiyorum ilginizi…
 
Buram buram dostluk kokladığım,
O insanlar hani…
 
Kimine can verirdim,
Can verirdi kimi…
 
Dobura dobur dost idik,
Neydi…O günler neydi…
 
Hasretle koklaşırdık,
O duygu bir hoş şeydi…
 
Özlem ile sarılırdık,
Kollarım bomboş şimdi…
 
                     
28 Nisan 1986 / Diyarbakır
 


7
GENÇLİK

Bir gençlik içiyorum yudum yudum.
Ne Zap Suyu'ndaki coşkun,
Ne de çoban pınarındaki,
Saf ve berrak sudur içitiğim gençlik...
Ne 'madem doğdum yaşarım'
Ne de 'düşünüyorum, o halde varım' diyen,
Yüzyılının sahibidir gençlik...
Ben asit-baz karışımı,
Gençlik çözeltisi bir zehir içiyorum...
Hey babo...
Hani gençlik,
Nerde usu?
Gençlik...
Dedim de...
İçim yandı doğrusu...
 
18 Mayıs 1986 Diyarbakır


8
DONUK GÖZLERİM

Yeter ey gözlerim,
Size söylerim.
Bakmayın herkese öyle,
Aynaya bakar gibi.

Ağlayın ey gözlerim.
Sevdiceğim gelecek
Az sonra,
Sileceğini beklerim.

Kapanın ey gözlerim,
Yarimi göreceğim
Yine bu gece,
Sizi beklerim...

7 Mart 1987 - Diyarbakır


 
 9
BELKİ BİR GÜN (1)
 
Belki bir gün döneceksin,
Sevgimi isteyeceksin…
Ama çok geç olacak,
Çünkü başkasını seveceğim…
 
 
                 
K.Ç./ 1 Haziran 1994
Saltukova/Çaycuma
 
 
 10
BELKİ BİR GÜN (2)
 
Belki bir gün anlarsın beni.
Dinlemeden anlarsın…
Düşersin o dipsiz kuyuya,
Karanlığın, karamsarlığın içine,
Işık arasın…
O ışık,
Dostların olacaktır,
Seni anlayan insanlar olacaktır.
Belki bir gün,
Dertlerin artacak,
Yazacaksın,
Ancak sayfalar almayacak…
Kalemin tükenecek,
Denizden mürekkep,
Topraktan sayfa yapsan da
Yetmeyecek…
 
 
                       K.Ç./ 8 Temmuz 1994
                       Saltukova/Çaycuma
 
 11
GÖZ YAŞLARI
 
Tüm gerçekler
Gözyaşlarında gizlidir.
Kalemin ucunda olsa da,
Tüm gerçekler
Göz yaşlarında gizlidir.
Söylemediğin gerçekler,
Düşünmediğin hayaller,
Tüm gerçekler,
Göz yaşlarında gizlidir…
 
    
                            K.Ç./ 1 Haziran 1994
                            Saltukova/Çaycuma
 
12
BEN BİR ÇİÇEĞİM
 
Bir beladır başımda dolaşan,
Arkadaş anla beni…
Bir çiçeğim suya muhtaç,
Arkadaş anla beni…
Ben bir çiçeğim…
Evet Çiçek…
Yalnız kalmış,
Susuz kalmış,
Açılmamış,
Açılamamış bir çiçek…
 
 
              K.Ç./ 7 Temmuz 1994
              Saltukova/Çaycuma
 
 

 13
BEN MASUMUM
 
Gönlüm yaptı ben bileyim,
Günüm yok ki, güleyim,
Bana reva görürsen,
Sen iste ki ben öleyim…
 
 
                 17 Ağustos 1994
             Saltukova/Zonguldak
 
 
 
14
DOSTUM
 
Bana kara deme dostum,
Kaderim benden kara,
Gönlün yara deme dostum,
Yüreğim ondan yara…
 
 
              17 Ağustos 1994
             Saltukova/Zonguldak
 
 15
PARYA GÖNÜL
 
Ah! Bu gönül, bu gönül var ya!
Görünce yari oldu kanarya,
Girdi asrın gönüller alemine,
Sonunda oldu bir parya…
 
 
                       17 Ağustos 1994
                    Saltukova/Zonguldak


 16
BENİM İSTEĞİM
 
Akıl almaz bir hevesteyim,
Altın bir kafesteyim,
Hem özgürlük hem kafes,
Ne dayanılmaz benim isteğim…
 
 
                     24 Ağustos 1994
                    Saltukova/Zonguldak
 
 17
KÜSTÜM
 
Merhaba sevgili dostum,
Bir konutum bir sustum,
Kızma bana ne olur,
Ben, kendime bile küstüm…
 
 
                    24 Ağustos 1994
                    Saltukova/Zonguldak
 
 

18
CAN KÜREM
 
Can küremin mağmasından
Yükselir alevler…
Tepeden eteklerime yakar
Akan lavlar…
Hiç görülmemiş,
Böylesine dolu volkanlar…
Korkarım…
Beklerim…
Ne zaman bitecek
Damar ağımdaki kanlar…
 
 
                       5 Mart 1995
                      Saltukova/Zonguldak
 
 
19
BİR YOL

Ey Rabb'im daha dolmadı mı çilem?
Müsade et, bir gün gülem.
Bu alemde ümit yoksa,
Kapıları aç, oraya gelem..

12 Mart 1995 Çaycuma


 20
OZAN’A…
 
Bazen kızıyorum ozan’a,
Helal olsun oyun bozana…
Ne demiş ozan,
“Her dertten yıkılmazdım,
sebebim zalim oldu”
Bırak ozan,
Oldu da ne oldu?
Bırak yıkılma,
Doğrul, bükülme…
İstemiyorsa yar seni,
Karşısına dikilme…
Dikileceksen de Ozan,
Dikil Çin Set’ti gibi,
O zalimde,
Varsa akıncı kanı,
Tepelesin geçsin seni…
Ezilse de bedenin,
Ayakta kalsın benliğin…
 
 
                 13 Mart 1995
              Saltukova/Zonguldak                   
 


21
 
TEVAFUK
 
Senin elinden ben n’edem?
Dilersen kalam, istersen gidem,
Başkasıyla ben ne edem?
Benim güzellik abidem…
 
Bazen kışımsın baharım,
Kimi zaman sevincim, kahırım,
Tevafuk çıkardı seni karşıma,
Gahı dostumsun, gahı yarim…
 
 
                    23 Mart 1995
              Saltukova/Zonguldak       

           
 
 22
ASALETİN
 
Bir son versem gözlerimin yaşına,
Hiç bakmasam boyuna, yaşına,
Düğün-dernek halay çekerek,
Telli duvakları çeksem başına…
 
Anlamıyorum, artık mihnetini,
Çekmeye razıyım her külfetini,
Ne güzellik ararsam sende,
Seyre daldım o asaletini…
 
                     23 Mart 1995
                 Saltukova/Zonguldak                   
 

 23
BEN NE SEN
 
Pınarlarda suyum, içeceğim,
Kırlarda gülüm, çiçeğim,
Çiçekler içinden seni seçeceğim,
Ne candan ne senden geçeceğim…
 
Lalezar içinden seni biçeceğim,
Hazneler içinde seni açacağım,
Bir bilebilseydin niyetimi,
Ne senden ne benden geçeceğim…
 
                 24 Mart 1995
                 Saltukova/Zonguldak                   
 
 24
ŞİKAYET
 
Sen kovarsan ben n’ederim?
Bildiğim bir yere giderim,
Son durak Arasat Meydanı,
Seni Hakk’ıma şikayet ederim…
 
                 24 Mart 1995
                 Saltukova/Zonguldak                   
 
 

25
KIR ÇİÇEĞİM
 
Çoktan geride bıraktık kışı,
Baharın sonu, ilk yazın başı,
Sararırken bayırın göceği,
Toprağı yeni yardı,
Altı Mayıs’ın “Kır Çiçeği”
Söyle çiçeğim,
Seni böyle bekleten neydi?
Sen keyfince açılsan da,
Bunca zahmete değdi…
 
Öyle durma çiçeğim,
Bir gün yanına geleceğim,
Bayırın bağrını deleceğim,
Kara saplı hançerimle,
Seni oradan sökeceğim…
İster filiz ver,
İster verme,
Seni,
Kendi bağrıma dikeceğim!...
 
                      6 Mayıs 1995
                  Saltukova/Çaycuma
 


26
TASA YOK
 
Kendini üzersin bilerek,
Göz yaşlarını silerek,
Paha biçemez kimse sana,
Bunca tasaya ne gerek…
 
 
                    8 Mayıs 1995
                    Mengen/Bolu
 

27
CAN DOSTUMA
 
Yer nimetiyle yoktur işi,
Öylesine bir hatun kişi…
 
Mevlam yaratmış överek,
Ben methederim severek…
 
Hedef bilmiş doğru yolu,
Rabb’imin güzel kulu…
 
Kendini bilmez, çeker azap,
Bu azaptan olur harap…
 
Gönlünü açmış görmez ki,
Işık tutmuş bekler Çalap…
 
 
                    8 Mayıs 1995
                    Mengen/Bolu

28
HALK OYUNLARIM

Doğuda, sinsinim, horonum ve barım,
Batıda, efe’m, zeybeğim, harmandalım,
Güneylerde, şıkırdarken kaşıklarım,
Kimi yerde kalkan döver kılıçlarım…

Kuzeyde, aman-oflarım, dıvdıvlarım,
Güneydoğuda, çekilir halaylarım,
Gah sevincim, gahı olur ahuzarım,
Başkadır memleketim, halk oyunlarım…


’Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli
18 Mayıs 1995-S.Ova
Çaycuma/Zonguldak


Halk Oyunlarım şiiri ; 2012-2015 Eğitim Öğretim yıllarında,
4.Sınıf Sosyal Bilgiler ders kitabında sayfa 28’de yayımlanmıştır.

 
29
HER GECE
 
Her gece
Gök yüzüne bakarak ağlarım…
Yıldızlar ve parlayan her cisim
Seni andırır…
O güzel günleri hatırlayarak,
Bir çok şiirler yazarım…
 
Söylediğin her söz,
Benliğimde kanunlaşıyor…
Yaptığın her hareket,
Vücuduma yerleşiyor…
Kalemimin ucundan
Duygular akıyor…
Ellerim,
Dua için çırpınıyor…
 
 
                     K.Ç./14 Haziran 1995
                     Saltukova/Çaycuma
 

30
…BEN
 
Bir gün kıra erem ben,
Sen çiçeksin derem ben,
Gönlümü harman yaptım,
Ayaklarına serem ben…
 
Atıma binem sürem ben,
Mekanına varam ben,
Atımın terkisine atıp,
Dağlara sürem ben…
 
               19 Haziran 1995
            Saltukova/Zonguldak
 
 31
SIR YOK

Hani taş duvar oturup,
Beraber bakıyorduk şimale.
Arada kaçamak bakışıp,
Giriyorduk halden hale…
 
Takmıyorduk yaşımızı, boyumuzu,
Anlamıştık artık huyumuzu,
Hani karşılıklı sözleşerek,
Son eylemiştik oyunumuzu…
 
Hatırlarsın, sözüm vardı sana,
Bakmayacaktım ona buna,
Hayallerle uzanmışım toprağa,
Sır yok, beni gölgeleyen ağaca…
                     
12 Temmuz 1995- Beytepe/Ankara
 


32
SANA BAĞLIYIM
 
Hiç değişmedi beynimdeki nakışların,
Neyi demedi ki tarifsiz bakışların…
 
Her nakıştan işlemiştin tel tel,
Hallerin diyordu ki “artık gel”
 
Gözlerinde buldum kahvenin rengini,
Hiç göremedim bu gözlerin dengini…
 
Ben yıllardır yürekten dağlıyım,
Hala, köle gibi sana bağlıyım…
 
Herkes ayrı, ben ayrı teldeyim,
İstersen, gel gör ne haldeyim…
 
                                 12 Temmuz 1995
                                 Beytepe/Ankara
 
 33
SERİN AKIŞ
 
Bir yüreğim vardı, onu da dağladım,
Yüce dağ başına çıktım ağladım…
 
Yamaçlardan eteklere indim,
Önce çağladım, sonra dindim…
 
Bir çiçek ki bayırda korunmak ister,
Yaklaştım yanına, benimmiş meğer…
 
Aldım çiçeğimi, bağrıma diktim,
Sonra duruldum…Aktım…Aktım…
 
                                       12 Temmuz 1995
                                     Saltukova/Zonguldak
 
 34
SON DAVET
 
Benden sana son davet,
“Senden bekliyorum medet”
Sonunda bir çare buldu,
Korkarak söylediğim dert…
 
 
                    13 Ekim 1995
                  Gerede – Saltukova Yolu
 


35
ÖĞRENCİM

Aşar yüzleri öğrencim,
Açar yüzleri öğrencim,
Yüzde bir tane olsa da,
Alır yüzleri öğrencim...

Notlarınız kırık dökük,
Karşımda boynunuz bükük,
Bakın sizin yüzünüzden,
Omuzlarım içe çökük...

Mürekkeple yazsam birinizi,
Çok ta severim her birinizi,
Eliniz koyun vicdanınıza,
Kırdım mı sizin hiç birinizi...

İşte gidiyorum ’hoşça kalın’
Sizler, hakkınızı helal kılın,
Esen yel ile uçan kuş ile,
Arada bir, bana selam salın...


Nafi Çağlar Hacıömerli
25 Aralık 1995/Saltukova

 

36
NEREYE GENÇLİK HOP

Nereye gençlik hoop! ..
Elinde bir top,
Oynarsınız hop hop...
Zevkinize hayranım(!)
Dinlersiniz pop...
Bu nasıl iştir?
Kimisi olmuş top! ..
Mihraklar taş atmış,
Kop gencim(!) kop...
Yiyin durmayın,
Önünüzde lop...
Eşerler kuyunu,
Düşersin cumburlop...
Umurunda mı senin,
Ne soy, ne de sop? ..
Kaşınanlar var,
Kimine gerek cop...
Yeter taşkınlığın,
Gel otur,
Otur gençlik, hop...
Eğer adam olmazsan,
Dayarım! cop! ..
 
12 Temmuz 2001 Gaziantep

 
37
…CAN’IM (1)
 
Seninle bahar olur, yaz olur,
Ben de üşenme olur, naz olur,
Hayatta bir gün göremedim,
Dünyanın sevinci az olur…
 
Ortada görünme söz olur,
Eşsiz cemaline göz olur,
Yanında bir gün duramadım,
Yanan yüreğime köz olur…
 
                              23 Ekim 2001
                       Şehitkamil/Gaziantep
 
 38
…CAN’IM (2)
 
Son sabrıma can veren bir canım,
Bir ömür sende kalsın bu canım,
Öylesine arınmış saf ve berrak,
Deryalar huzuru ey canım…
 
                           23 Ekim 2001
                       Şehitkamil/Gaziantep
 


39
ÖYLE DURMA ÇİÇEĞİM
 
-- 1 --
 
Sen kimsesiz değilsin,
Öyle durma çiçeğim…
Bekle, sana geleceğim.
Küskücümü alacağım,
Çıkınımı alacağım,
Çayırlara, bayırlara,
Kırlara, dağlara diyeceğim…
Yamaçların en kutularında,
Dağların en doruklarında olsan,
Seni yine dereceğim!...
Sana…
Ne istersen vereceğim…
 
Sen kimsesiz değilsin,
Öyle durma çiçeğim…
Sana kendimi,
Sana “beni” vereceğim!…
Her iki cihana yeminim var,
Sendedir geleceğim…
Her iki cihana ahtım var,
Seninle ben,
Güzel günler göreceğim!...
 
 
-- 2 --
 
Sen kimsesiz değilsin,
Öyle durma çiçeğim…
Beni taa derinden,
Beni taa yüreğimden,
Beni,
Vurma çiçeğim…
Bu böyle giderse,
Bil ki,
Ben öleceğim…
Ölürsem de çiçeğim,
Sendedir geleceğim…
Unutma!
Bu son sözümü,
Unutma içimi,
Unutma özümü…
Unutma!
Sen de kalan gözümü…
Gel,
Sende gel çiçeğim…
Kabir, mahşer, Arasat
Ve sırattan sonra
Cennete geçeceğim…
Unutma!
Cennetin girişinde,
İlk meyve ağacının dibinde,
Seni bekleyeceğim!...
 

                   12 Kasım 2001
                  Şahinbey/Gaziantep

40
TEDAVÜLDEKİ AŞKIM (!)

El bebeğim benim, gül bebeğim!
Şu gözümün nuru, göz bebeğim!
Rüzgarda savrulan tanelerin,
Sanki, kırlarda bir kelebeğim!..

Saftır duygularım, sade, çıplak,
Seninle güzel! Doğa ve toprak,
Senin rengarenk! Gül destelerin,
Türlü ağaçlarda birer yaprak!..

Sevdalıyım! Sana, ta ezelden,
Yeni tanıdığım, o ilk günden,
Yıllanmış şarap gibisin! İnan,
Kalsan, hiç gitmesen tedavülden…

Bir ersem seninle muradıma!
Delice aşığım! İnadına,
Çok düşenler olsa da ardına,
Tercih et, ne olursun gel bana!..

Yerin bir başkadır! Bu ellerde,
Adın, hep dolaşıyor dillerde,
Nafiz’in aklı! Fikri! Gönlünde!
Çek, mek, senet, bono, tahvillerde…

Durduramıyorum! yare! Sevdamı!
Bir bilebilseniz kara sevdamı!
Çok aşığım! Ona ben, sevdalıyım!
Bitiremiyorum! “para sevdamı (!)”

’Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli
4 Aralık 2001-Şehitkamil/Gaziantep

 
41
DAVA YOLCUSU
 
Zahiri alemin gerçek neferisin,
Eskimiş dünyanın yeni pirisin,
Yıkma nazenin soysuzlar uğruna,
Namert feleğin mert bir erisin…
 
Eller gibi düzenleri bilemezsin,
Perişanlar varken sen gülemezsin,
Ölüm yüreğinde, ölüm beyninde,
Zaten sen çilesiz ölemezsin…
 
Lakin, feda edersin genç yaşını,
Elbette sana yakışan budur ki,
Mazlumlara dökersin göz yaşını…
 
Esen’likler dilerim hey dava yolcusu,
Sen varken bu davanın olmaz korkusu,
Ebediyet içinde parlayan Zühre Yıldızı,
Nafiz’in budur özlemi, budur duygusu…
 
                                 25 Aralık 2001
                                 Şehitkamil/Gaziantep


 42
ÜCE DAĞ BAŞI
 
Üce dağ başını da mesken tutmuşum,
Ceht etmişim böyle yaşamaya ben,
Eğer halimi sual eden olursa,
Sahiden şu alemde garibim ben…
 
Al yazmalı bir yare de hasretim ben,
İlle de böyle bahtsız yaşarım ben,
Dostlar sağ olsun, eller var olsun,
Elbette onları hatırlarım ben…
 
Mercan kayalıklara bakarım ben,
Eski yılları aklıma takarım ben,
Rabb’im de tek bir gün gösterirse,
Ceht ettim, bu işin içinden çıkarım ben…
 
Allah’ım da eğer bir izin verirse,
Nafiz’in kalan ömrünü yakarım ben…

                                   6 Ocak 2002
                                   Şahinbey/Gaziantep

38
MERCANLAR NE GÜZEL
 
Mercanlar ne güzel parlar durur,
Eski günler beynime fırlar durur,
Rahmet gök yüzünde gürler durur,
Cemalini gören gözler parlar durur,
Allah’ım övmüş te yaramış seni,
Nafiz’in yüreği yerinden fırlar durur…
 
                                    7 Ocak 2002
                                   Şahinbey/Gaziantep
 
 

39
EMA-ÜL HÜNSA
 
Esma-ül Hünsa sıfatlar, hep yarin olsun…
Sahi alemde, cennet mutlak karın olsun…
Esen’likler içinde geçsin hep hayatın,
Ne bir derdin, tasan, ne ahuzarın olsun…
 
 
                            2 Nisan 2002 Salı 10:00
                             Şehitkamil/Gaziantep
 

40
DÜŞLER
 
Düşler görürüm nicedir,
Düşler kurarım nicedir,
Yarin eşsiz cemalini,
Düşler dururun nicedir…
 
Nicedir görürüm rüya,
Vuslata erermişim güya,
Hasret, özlem, esenlik, şenlik,
Her rüya bir başka dünya…
 
Gündüz hülya, geceler hülya,
Balayına kurulur rüya,
Özlem ile sarıldığım o gün,
Beni esenliğe götürür dünya…
 
Elbet düşler kurulmaz ezbere,
Sevdaya düşülmez yok yere,
En çok en çok ben yanarım,
Nafiz’in kurduğu düşlere…
 
               
                        15 Nisan 2002 Pt. 20:00
                         Şehitkamil/Gaziantep
 

41
IŞIK
 
Gözledi gözlerim,
Ağladı göynüm…
İçimi yaktı közlerim,
Sızladı bağrım…
Geldi,
Gitti,
Dilime dökülmedi de,
Beynime aktı sözlerim…
Ağladı göynüm,
Sızladı bağrım,
Tükendi sabrım,
Yandı özlerim…
Ben o günlerin yolunu,
Her vakit gözlerim…


                 28 Haziran 2002 Cuma 21:15
                 Otagar/Şehitkamil/Gaziantep
 


42
BİR DUT İSTİYORUM

Gaziantep Bozatlı Dut Ağaçlarıına…

- 1 -

Bir dut istiyorum,
Ulu bir dut…
Dibinde kaynarı olan,
Soylu bir dut…
Dalları göklere uzanan,
Boylu bir dut…
Bir yanı urumu,
Bir yanı göv olan,
Türlü bir dut…
İşte benim aradığım,
Böyle bir dut…


- 2 -

Bir dut istiyorum,
Asri bir dut…
Zili derinlerde olan,
Köklü bir dut…
Sırtı dağlara yaslanan,
Şanlı bir dut…
Altında sürü eğlenen,
Yanında sürü beslenen,
Canlı bir dut…
İşte benim aradığım,
Böyle bir dut…


Nafi Çağlar Hacıömerli
'Batur Nafiz Tançağlar'
6 Temmuz 2002-Yavuzeli/Gaziantep
 

43
OŞ DEDİM

Birine sordum Nafiz’i,
“Eyi, gözel,hoş” dedi…
“O’nun kürkü yok” dedim,
“O zaman o boş” dedi…
Ben de o’na döndüm,
“Öyleyse sana oş” dedim…

21 Temmuz 2002 Pazar 18:00
Şehitkamil/Gaziantep
 

44
BİR NAZLI ÇİÇEK
 
Derler ki, bir yılda dört mevsim varmış,
Mevsimlerin en güzeli baharmış,
Bayırda,bambaşka nazlı bir çiçek,
Ve yeşeren nice bitkiler varmış…
 
Bu çiçek, garip, etrafı ıssızmış,
Yıllar geçmiş te hala susuzmuş,
Bir hışırtı ormanı sallarken,Çiçek’e,
Esintili dallar arasından ışınlar sızmış…
 
O zalim çoban ki, hep vefasızmış,
Bir garip yolcu ki, yolunu azmış,
Görmüş oyumlar içindeki çiçeği,
Bağrına dikmeye, onu yerinden kazmış…
 
O çiçek ki,gönlünü derin bir ah almış,
Uçsuz bucaksız otlar içinde yalnız kalmış,
Gönlünden zamanın şavkı vururken yüzüne,
Berrak teni, doyamadığı bir hüzne dalmış…
                            
                                        8 Kasım 2002 Cuma 13:00
                                           Şehitkamil/Gaziantep


45
ÇAĞLAYANIN ÇİÇEĞİ
 
Çiçeklerin en güzeliymiş kırlarda,
İkliminde nice fırtınalar koparmış.
Çağlayanın bağrında, bir kenarda,
En güzel çiçeği yerinden kim koparmış…
 
Bir taneymiş kırlarda, tekmiş dağlarda,
Eşsiz nazeni göz kamaştırmış,
Rast gele yaratılmamış o, bu çağlarda,
Sinesine maşukunu sessiz yanaştırırmış…
 
Ayın şavkıyla gidermiş sanki yollarda,
Vakar halleri yürekler yakarmış,
Acep bu ömür geçer hangi kollarda,
Şavkını görenler hayran bakarmış…
 
 
                               11 Kasım 2002 Pt.12:00
                                Şehitkamil /Gaziantep
 
 

46
MUHABBET VAHTI
 
Men seni sindirmişem özüme,
Sen ki, ışmar etmiyrsen gözüme,
Muhabbet vahtı artık gelmiştir,
Sen, kulak veresen bu sözüme…
 
Men durup hayale dalmışam,
An olup,donmuş, öyle kalmışam,
Muhabbet vahtı belli olanda,
Men, bu hayattan haz almışam…
 
                               6 Şubat 2003 Prş.05:50
                              Şehitkamil/Gaziantep
 

 47
MENİM ÇİÇEĞİM
 
Kim demiş, men o çiçeği soldurmak istiyrem,
Bilakis, men o çiçeği güldürmek istiyrem,
Lakin o, gönül dağımın doruğundadır,
Men bunu, bir aleme bildirmek istiyrem…
 
                               
                                      6 Şubat 2003 Prş.06:00
                                       Şehitkamil/Gaziantep
 

 48
 GÖZEL GÜN…
 
Bir ışık olasan bu köhnemiş bahtıma,
Gelip kurulasan üreğimin tahtına,
Bilesen ki; maksadım bir men değilem,
Varıp sen de eresen “gözel gün”ün vahtına…
        
                                    7 Şubat 2003 Cuma 20:30
                                       Şehitkamil/Gaziantep

 49
MENİM ÜREĞİM
 
Ne direm ki, menim üreğim durmiyir,
Aklıma hökmedirsem de başkasını sormiyir,
Faydası yoh, üreğim muhabbet istiyir,
İllam ki “yahşi” diyir, kimseleri görmiyir…
 
                                        9 Şubat 2003 Pz.13:00
                                       Şehitkamil/ Gaziantep
 

50
TEĞET SEVDALAR
 
---  1  ---
 
Sorsan halimi, yıllardır ben hayleyim.
Gerisin sen anla nasıl söyleyim.
Bir ben eğiyorum başımı bir de sen,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
Çıkıp gelmişim ben,çok uzak yollardan,
Bir ah eder inlerim ki, o yıllardan.
Yolmaya kıyamam seni taze dallardan,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
Göklerde sensin, parlak Zühre Yıldızı,
Daha ilk günde içime koydun sızı.
Karıştırır oldum, kış,baharı, yazı.
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
Biliyorum, çok eskitmiş beni zaman.
Beni bu derde koyan kaderim yaman.
Taze ömrüne dilemesem de aman,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
Ey yeryüzünün huri ve melek kızı,
Hallerim, o hallerinden çokça razı,
Etmesen de cilve, etmesen de nazı,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
Ben masumum, seni bahtsız gönlüm seçti.
Önüne gelen zehri eliyle içti.
Zamanın ki; zamanından teğet geçti,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
                           4 Mayıs 2003 Pz.22:00
                           Şehitkamil/Gaziantep
 
 
---  2  ---
 
Bahtım izin vermez ki, bir gün güleyim.
Çağır beni, ayaklarına geleyim.
Sen dile ki Rabb’imden hemen öleyim,
Yüreğim  dinlemedi beni neyleyim…
 
Bir kere bu ağını örmüştü kader,
O vakitten beri ben hederim heder.
Gönlümde hüzün, hayatımda hep keder,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
Çok ta içerledim o orta boyunu,
Hallerinde bulmuştum asil soyunu,
Haddim bilip,bitirecekken oyunu,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
Uzaktan, çok izlerdim ağır başını,
Zamana kızardım, düşünerek yaşını,
Hep seyre dalardım, kirpiğin kaşını,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
Az ve öz doğru konuşurdu dillerin,
“Hep dua için çırpınırdı ellerin.”
Hala bende taptaze o hallerin,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
Doksan dört, Altı Mayıs, hıdırellezdi,
O durgun bakışların üstümde gezdi,
Gözlerin sezdi, yüzlerin beni ezdi,
Yüreğim  dinlemedi beni neyleyim…
 
Ey Can! bir gün yolun düşerse sırata,
Sakın uğramadan gitme arasata,
Bu düştüğüm vaziyet büyük bir hata,
Yüreğim  dinlemedi beni neyleyim…
 
---  3  ---
 
İçim içime sığmadı, düşle doldu,
Gördüm ki; vaktin vaktime teğet oldu.
İşte bu dertle, yüzüm gülmedi,soldu.
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
Daima yollarına baktı gözlerim,
O yılları bir bilsen nasıl özlerim…
Belli, “benliğine işlerdi sözlerim”,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
Görmezdin, çok fecir sayılırdı izlerin.
Sen geçerken sanki çözülürdü dizlerim.
Tarihe zamansız yakalanan bizlerin,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
“Acep bir yer mi bulsak” derdin, uzayda,
“Belki de bize en yakın olan ayda…”
Muhabbet isterdik biz, bir bardak çayda,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
İsterdin, lakin bu hallerden çıkmazdın,
“Biz”den ümitsizdin, yine de bıkmazdın,
Bir gün olsun güzel nazenin yıkmazdın,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim,
 
Bayramdı; her yerde hıdırellez vardı,
Bizim hallerimizde bir haller vardı,
Tüttü duman, ateşler yüreği sardı,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
Düzdeydik, yanda bir çay, sanki nehirdi,
Bizi buluşturan yer, ah! ne şehirdi,
Benim aklımda; hep, iyi bir mehirdi,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…
 
                             4 Mayıs 2003 Pz.22:00
                              Şehitkamil/Gaziantep
 


 51
BU GARİP
 
Diller tatlı konuşur tatlı söyler,
Beni (adamı?) hoş tutar ufak tefek şeyler,
Herkes yareniyle hasbıhal eyler,
Bu garip böyle, boynu bükük neyler?..
 
Anlarlar ve anlaşırlar göz göze,
Oturmuşlar da yan yana diz dize,
Şurada dertleşiyoruz biz bize,
Bu garip böyle boynu bükük neyler?..

                          24 Mayıs 2003 Cumartesi 08:30
                           Şehitkamil/Gaziantep
 

 

52
 SİLLE
 
Hayat su gibi akıp gidiyor,
O yar da bana bakıp gidiyor,
Ömrüm böyle geldi,geçti,gitti,
Kader silleyi çakıp gidiyor…

4 Ağustos 2003 P.Tesi 21:00
Şehitkamil/Gaziantep


 53
USANDIM
 
Can dedim, candan usandım,
Ten dedim, tenden usandım,
Sen dedim, senden usandım,
Ben dedim, benden usandım…
                         
30 Eylül 2003 Salı 11:00
 Şehitkamil/Gaziantep
 

 54
 ŞİRİN KUŞUM
 
Badem gibi gözlerin,
Çok tatlıdır sözlerin,
Ben bilirim o seni,
Ne sağlamdır özlerin…
                                
13 Aralık 2003 C.Tesi 12:00
Gültepe/Küçükçekmece/İst.

55
ÖKSÜZ KALAMAM
 
Gözlerimi senden alamam,
Senin gibi bir yar bulamam,
Boynu bükük bırakma beni,
Hep, böyle öksüz kalamam…

                          17 Aralık 2003 Çarş. 14:14
                          Gültepe/Küçükçekmece/İst.      

  56
YILDIZ GİBİ AKTIN
 
Madem ki meftunum, ey gökteki yıldızım…
Üsteleme bırak,bende kalsın bu sızım!...
                         
Sevda yollara düşer de, arayıp seçmez.
Lakin bu can, benden geçer de senden geçmez.
 
İste!..Göklere, ışın misali kayalım.
Mehtaplı gecede yıldızları sayalım.
 
Elin ver, semada bir gezinti yapalım.
Aşkı var edene, yeryüzünde tapalım.
 
Lalezarda salınırsın, hoştur nazların.
Padişahısın!..Güzel-çirkin hep kızların…
 
Ay parçası, Zühre Yıldızı mı sen nesin?
Yandım hey!..Yıldız gibi aktın,içimdesin…
 
Desteli güller verseler, seni değişmem.
Ismarladık kızlar getirseler, sevişmem…
 
Nazenin şavkı yaktı beni, artık yeter…
Çıra gibi yandım gülüm, dumanım tüter.
  
                                              
                                             27 Eylül 2004
                                            K.Çekmece/İst.


57
KISMETİM…
 
Ömrümde düşünmezdim; Arap’ı, Kürdü…
Her ikisi de geldi, karşıma durdu…
Yoluma çıktı; Laz, Çerkez ve de Gürcü,
Bir türlü alamadım dostlar, bir Türk’ü!?...
                                
20 Mayıs 2005 Cuma 12:00
Şirinevler/B.Evler/İstanbul
 


58
ÇILDIRDIM HELE
 
Bir derdim var dostlar, gelin çıldırdım hele.
Topladım hasadı da çaldırdım yele,
Derdim devşirdim de ben aldırdım sele,
Yetirdim fidemi de ben yoldurdum ele…
 
                              12 Eylül 2006 Salı 21:56
                            Güneşli/Bağcılar/İstanbul
 
 59
ON ÜÇ EYLÜL
 
Yine geldik dayandık biz On Üç Eylül’e,
Veda eyledik çiğdem, lale, sümbüle,
Niye bu denli yanmış demeyin güle,
Bunu bir de siz varın sorun bülbüle…
 
Sana yanmadım ben boşuna, rast gele,
Yetirdim fidanı da ben yoldurdum ele,
Yanan bu yüreğimin başına daha neler gele,
O fidanı, gülü bir de bana sorun hele…
 
Gezdim, dolaştım ben ardından ilden ile,
On yılımı verdim, severek, bile bile,
Titrek sözlerim, yanan gözlerim bir gelse dile,
Sensiz olan her günün, her anım çetin çile…
 
                           13 Eylül 2006 Çarşamba 19:13
                            Güneşli/Bağcılar/İstanbul
 

60
NUR TANEM
 
Ne bakarsın nur tanem öyle derin derin…
Gözlerin akıyor sineme serin serin…
 
                      13 Eylül 2006 Çarşamba 21:13
                       Güneşli/Bağcılar/İstanbul           
 
 
 61
SEN VARKEN
 
Çıksalar gezgin olsalar yeryüzüne,
Seçme kız getirseler düzine düzine,
Her renkten kızın rastlasam da izine,
Sen varken bakar mıyım birinin yüzüne…
 
Kimin özü yaklaşır ki senin özüne,
Ben mühür derim, söz derim senin sözüne,
Afet kızlar sıralansa, yansam tözüne,
Sen varken bakar mıyım birinin gözüne…
 
                             13 Eylül 2006  Çarş.21:39
                            Güneşli/Bağcılar/İstanbul
 

62
VARIP GİTTİN
 
Girdin yüreğime de kendini şah eyledin,
Kuruldun gönül tahtıma da padişah eyledin,
Sana vermediler,o’na çaresizim dedin,
Varıp gittin de bir soysuza tamah eyledin…
 
                              13 Eylül 2006 Çarş.22:00
                             Güneşli/Bağcılar/İstanbul


63
ARDINDAN DİLEK TUTTUM
 
O yıl  ki,bin dokuz yüz doksan altı,
Bir duvarın dibi, güneşin altı,
Masa başında o peri, bir huri,
Hayatın baharında, yaş on altı…
 
Vakit öğle, geldi, karşıma durdu,
Gözünde buhur, yüzündeki nurdu,
Orda bir yer gösterdim bu meleğe,
Öyle sessiz ve uysal geçti oturdu…
 
“Öğle arası, hava sıcak” dedim,
“Bu masa burada duracak” dedim,
“Yarı gölge, yarı güneş altında,
Bir saat böyle ne olacak” dedim…
 
“İstersen dururum ben yanmam” dedi,
“Beklerim seni, hiç usanmam” dedi,
“Şayet gelip te, bir soran olursa,
Söylemem, adınızı anmam” dedi…
 
“Günlerden cumadır” dedim, bekledi,
Durdu, saati, saate ekledi,
Ben çabucak gelince çok sevindi,
Şaşırdı, canlandı ve de tekledi…
 
Hevesle, bana bir çok soru sordu,
İstekle,içinde yanan bir kordu,
Kaygıları çok, soruları zordu,
Hoş  idi, sordukça da beni yordu…
 
Sonra umutlu ve minnetle baktı,
Küllü yüreğimi derinden yaktı,
Lakin aklım gitti, şimşekler çaktı,
Sanki bu içime alevler aktı…
 
Ortadan az, biraz kısa boyluydu,
Sakin, yumuşak ve güzel huyluydu,
Yaşından ağır, oturaklı idi,
Belli ki, o kız, tam bir soyluydu…
 
Ne de sessiz, durgun halleri vardı,
İçinde, görünmez gülleri vardı,
Dolgun ve küçücük elleri vardı,
Ne de şirin ve hoş dilleri vardı…
 
 “Bekletme, ara sıra uğra” dedim,
“Uğramazsan da mutlak ara” dedim,
“Bıkmam ben, her sorunu cevaplarım,
Bilirsin, görüşmekte çare” dedim…
 
Arlıydı o, masum ve utangaçtı,
Bilgi, ,ilgi ve sevgiye hep açtı,
Saatler geçti, artık gidiyordu,
Sandım ki, benimdi de elden kaçtı…
 
Ne yazık, gitme zamanı yaklaştı,
Önce durgunlaştı, yüzü aklaştı,
Bakışları duruldu ve paklaştı,
Yavaşça süzüldü ve uzaklaştı…
 
Sanırdınız ki, yürüyen bir melek,
Bakarken ardından tuttum bir dilek,
“Bunca yıldır bir gün göremedim ben,
Bari bundan sonra göster gün, felek…”

                 15 Eylül 2006 Cuma 21:56
                Kocasinan/Bahçelievler/İst.
 

64
KÖLEN VAR SULTANIM
 
Ne de bitmez tükenmez çilen var,
Senin hallerinden bir bilen var,
Kaygı çekme, aldırma sultanım,
Her yükünü çeken bir kölen var…
 
             15 Eylül 2006 Cuma 22:09
            Kocasinan/Bahçelievler/İst.

65
ON FEN A

Öyle bir sınıf ki; çok,çok fena(!) ,
Hiç rahat vermiyorlar ki(!) bana,
Arada! Uslu! ders dinliyorlar,
Ben anlatıyorum kana kana…

Hepsi hoştur, çok yakınlar cana,
Okul bir yana,onlar bir yana,
Öyle ışıl ışıl ki gözleri,
Sanki can veriyorlar insana…

Nafi Çağlar Hacıömerli

66
BU HANEM
 
Bir tanem, nar tanem, nur tanem…
Sensiz boştur benim bu hanem…

               22 Mart 2007 Perşembe 00:44
              Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul
 
 


67
GÜNLERİMİ ÇOK ARAYACAKSIN
 
O soysuzun gece gündüz işine yarayacaksın,
Bir çok sabah ıslak saçlarını tarayacaksın,
Bil ki, o’nun işine yararsan değerlisin,
Sen benim günlerimi çok arayacaksın…
 
Sen şimdi gelin mi olacaksın pullu-allı,
Her gece üstüne mi abanacak o pis yallı,
Üstüne de tatlı mı yiyeceksiniz şıralı-ballı,
Sen benim günlerimi çok arayacaksın…
 
Ben kendimi nasıl küçültmüşüm meğer,
Sanma ki sana verecekler gerçek değer,
Az kusurunda çok azarlanırsan eğer,
Sen benim günlerimi çok arayacaksın…
 
Sana talimatlar mı yağdıracak o ayı,
Sabahları o’na mı demleyeceksin çayı,
Kaynana zılgıtından aldığında payı,
Sen benim günlerimi çok arayacaksın…
 
Durma yap ütüyü, yıka çamaşır,
Yemek, bulaşık, işlerin hep karışır,
Yap temizlik, eline ancak bu yaraşır,
Sen benim günlerimi çok arayacaksın…

Bittiyse çamaşır, yine  yap ütüyü,
Zamanla anlarsın iyiyle kötüyü,
Başında bırakmazlarsa bitmedik tüyü,
Sen benim günlerimi çok ararsın…
 
Toz olmuş! Duvarları, camları sil,
Hazırla sofrayı, ekmekleri de çok dil,,
Hatun değil hizmetçisin, bunu iyi bil,
Sen benim günlerimi çok ararsın…
 
Bak yine kirlenmiş perde, pencere ve cam,
Bu senin tercihin, boş yere çekme gam,
Hep senden faydalanacak o yamyam,
Sen benim günlerimi çok ararsın…
 
Ben senin yüzünden düştüm bu derde,
Ah! O eski hürmetli günlerimiz nerde,
İtibarın düşer de, görürsen yerde,
Sen benim günlerimi çok ararsın…
 
                    9 Mayıs 2007 Çarşamba 21:27
                  Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul

 
68
MAHMUTBEY LİSESİ'NE

İşte veda ediyorum Mahmutbey Lisesi’ne,
İdareci, öğretmen, öğrenci, daha nesine,
Lakin sizlerden ayrılmak çok zor geliyor bana,
Siz! Mahmutbeyliler, kulak verin sesime…

Nafi Çağlar Hacıömerli

 
69
SE'N'ESİN
 
Esin kaynağımız olsun, kusursuz bir melek,
Sırtımıza yüklense de dünyada bir çok şelek,
İnsanlığımızdan vazgeçmeyiz ve direniriz,
Nafi der ki; yeter artık ettiğin nankör felek…
 
 
                               25 Ağustos 2007 Ct. 20:27
                                   Avcılar / İstanbul
 

70
BENİM İÇİN
 
Varlığın bir güzel nimet benim için,
Allah’a bir dua ilet benim için,
Yüzdük te kuyruğuna geldik cananım,
Mücadeleye devam et benim için…
 
                               4 Eylül 2007 Salı 00:33
                             Kocasinan/Bahçelievler/İst.
 


  71
SUÇLU BEN DEĞİLİM
 
Uzundur boyun, çok hoştur tenin.
Bir ahenk ile durur bedenin.
Ben ne yapayım, hallerin güzeldir senin.
İnan ki güzel, suçlu ben değilim…
 
Bakışların sade, duru ve  derin.
Kıymetlisin, çok fazladır ederin.
Ayrı bir haz verir insana her yerin.
İnan ki güzel, suçlu ben değilim…
 
Bir selvidir boyun,incedir belin.
Parmaklar uzun, narindir elin.
Bir hoş eder insanı, baldır dilin.
İnan ki güzel, suçlu ben değilim…
 
Kömür gibi kaşın, sürmeli gözün.
Hilesiz, hurdasız, temiz özün.
Dinlendirir beni, namedir her sözün.
İnan ki güzel, suçlu ben değilim…
 
Diz dize olup, durayım demedim.
Elin alıp, belin sarayım demedim.
Her akşam yanına varayım demedim.
İnan ki güzel, suçlu ben değilim…
 
Divaneyim doldum, taştım ben Çağlar’ım.
Kızarım içime, onu paylar dağlarım.
Çıkmaz içinde, oturur hep ağlarım.
İnan ki güzel, suçlu ben değilim…
 
Nafiz’im doldum, taştım ben Çağlar’ım.
Kızarım içime, onu paylar dağlarım.
Çıkmaz içinde, oturur hep ağlarım.
İnan ki güzel, suçlu ben değilim…
 
                     31 Aralık 2007 Pazartesi  06:00
                    Kocasinan/Bahçelievler / İstanbul


72
AŞİNALAR

Elden gidiyor bu balalar,
Haydi apar*ın aşina**lar…
Onlar bizim,bizde kalalar,
Haydi aparın aşinalar…

Bilmez, dogri yoldan saparlar,
Yadırkı buduna taparlar,
Baladır hata da yaparlar,
Haydi aparın aşinalar…

Birbirine belkim sögerler,
Çokça kızar, tutar dögerler,
Yeri gelir sizi ögerler
Haydi aparın aşinalar…

Gözel Türkçe söylesin diller,
Bizi kandıramasın eller,
Alıp aparamasın seller,
Haydi aparın aşinalar…

Hey gidi balalar balalar,
Sizleri vatana salalar,
Kalanlar rahatça kalalar,
Haydi aparın aşinalar…

Vatanın yolunda öleler,
Ölmeyenler geri geleler,
Giderken bunları bileler,
Haydi aparın aşinalar…


'Batur Nafiz Tançağlar'
Nafi Çağlar Hacıömerli
2 Nisan 2008 Çarş.
Bahçelievler/İstanbul

* Aparmak; Alıp kaçırmak, alıp götürmek, kurtarmak.
** Aşina; Aşına, asena, dişi bozkurt.

• Şiirinizi Düzenlemek İçin Tıklayın.
 


73
SEN ŞEKER VE BALSIN
 
Zekisin sevdiğim, bu ellerde az rastlanır eşine.
Elimde mi ki, nice zamandır yanarım ateşine…
 
Kül oldum desem yeridir şirinim, duramam ki sensiz.
İçerim eriyor benim gülüm, sen de yaşama bensiz…
 
Yanar yüreğim, her vakit, seni ister ruhum, bu tenim.
En küçük cilvende bile, titreyen ve canlanan benim…
 
Nedir bendeki bu tuhaf haller, böyleyim, halimi bil.
Ağlayayım yanında güzelim, sen de gözlerimi sil…
 
Farkında mısın tatlılar tatlısı, sen şeker ve balsın.
İncitme şu garip Nafiz’i bir ömür yanında kalsın…
 
 
                                          29 Nisan 2008 Salı  19:00
                                         Kocasinan/Bahçelievler/İst.


74
MUHTACIM
 
Bil sevdiğim, artık sensin benim gönül tacım,
Hem gündüz hem de gece, sana var ihtiyacım,
Bahtına razı, bir kenarda bekler dururum,
Beni unutma, sevgine, ilgine muhtacım…
 
                              11 Mayıs 2008 Pazar 15:15
                              Kocasinan/Bahçelievler/İst.

 75
BAL SEVDİĞİM
 
Benim selvi boylu, hoş sevdiğim,
Yokluğunda, dizimi dövdüğüm,
Bütün her yerin ayrı bir güzel,
Durup her gün kendime övdüğüm…
 
Benim yanakları al sevdiğim,
Benim dudakları bal sevdiğim,
Bütün her yerin ayrı bir tatlı,
Gel beni koynuna al sevdiğim…
 
 
           18 Mayıs 2008 Pazar  01:51
            K.Sinan/Bahçelievler/İst.
 
 
76
HASRETİN
 
Gel artık, beni üzmek mi niyetin?
Beni çok durgunlaştırdı, mihnetin,
Ne de uzadı bu sayılı günler,
Gel artık, yeter, bitsin bu hasretin…
 
                     
                   18 Mayıs 2008 Pazar 20:02
                    K.Sinan/Bahçelievler/İst.
 
 


78
O ŞEFKATLİ GÖNÜL
 
              Türk Hemşiresine…
 
O nazik el,
O engin gönül,
Hastaya şifa olur,
O şefkatli gönül….
Maaşın helal,
Görüyor Zül-Celal,
İnsana huzur verir,
Mehtap’lı Hilal…
 
24 Mayıs 2008 Ct. 12:57
Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul
 

79
HASTAYA / BİR GÜL
 
            Türk Hemşiresine…
 
Hastaya bir gül,
Hastaya bir gül…
Haftaya da ver,
Hastaya bir gül…
 
24 Mayıs 2008 Ct. 13:14
Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul
 

80
BİR HECE / EĞLENCE
 
       Türk Hekimelerine, 
       Türk Hemşirelerine…
 
Bir hece,
Bir hece,
Hasta bekler,
Bir hece…
Bilmece,
Bilmece,
Hasta ister,
Bilmece…
Eğlence,
Eğlence,
Gönlü ister,
Eğlence…
Gönlünce,
Gönlünce,
Şifa diler,
Gönlünce…
 
24 Mayıs 2008 Ct. 13:14
Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul
 


81
 AY KONÇUY

Ay! Ay!
Ay aşina, ay konçuy *
Gidiyor Türk Soyu,
Kalmıyor hep boyu,
Ay aşina, ay konçuy,
Ağlayan sesimi duy…
Gökten gözel,
Aydan arı,
Ay konçuy…
Ülgen’in övdüğü,
Turan’ın sevdiği,
Alp Er’in övüncü,
Tunga’nın sevinci,
İskit-Saka’nın Baş Katun’u,
Evdeşinin eş hatunu…
Ay aşina, ay konçuy,
Beni duy…
Erlik dileme,
Er’in isteme,
Börteçine gele bilemez,
Sen gel,
Ay Demir Yüz,
Ay Tomris,
Ay duy…
Ay aşina, ay konçuy…
Ay konçuy, duy konçuy…
Ay! Ay! ..


'Batur Nafiz Tançağlar'
Nafi Çağlar Hacıömerli
24 Mayıs 2008 C.Tesi
Bahçelievler / İstanbul

* Konçuy; Bige, Bike, Hatun, Katun, Baş Katun adayı, iffet meleği.
 

82
“KURBAN OLURUM” BİLE DEME

Bilmem ki ben, sen niye yaşıyorsun.
Birdenbire kendini aşıyorsun.
“Kurban oluyorsun karşıdakine”
Yine yaranamıyor, şaşıyorsun…
 
Kuş olup ta o’na süzülüyorsun.
Yol boyu ardına diziliyorsun.
Sen o’na “kurban olurum” desen de,
Yine azarlanıp, üzülüyorsun…
 
Oldun yanında “akit” istemedim.
Muhtaç kaldın “nakit” istemedin.
Her ne kadar “kurban olup” dursan da,
Yine de fazla “vakit” istemedin…
 
Çağırdıkça yanına, sevinçle doldun.
Isındın o’na muhabbetle doldun.
Aştın sınırı kalktın “kurban oldun”
Kıymeti olmadı, sararıp soldun…
 
Kendine gel, hiçbir insanı övme.
Kendine gel, yeter, kimseyi sevme.
“Kurban olmak” senin neyine gerek,
Uslan da, artık dizlerini dövme…
 
Kim bilir, belki, sonuna az kaldı.
Belki de elimde son bir yaz kaldı.
Üzme, istemiyorsa “kurban olma”
Lakin sana “ömürlük” bir kız kaldı…
 
                       25 Mayıs 2008 Pazar 12:35
                       Kocasinan/Bahçelievler/İst.
 


83
GÜNEŞİM

Şu zindan, karanlık yıllarıma, sen güneş oldun.
Demet demet ışık olup, şu üregime doldun,
Sen nasıl olup, zifiri karanlıkta meni boldun?
Men seni zor bulmuşam, bırakır mıyım güneşim…
 
Gelip buldun, şu üregime bir hoş duygu saldın.
Bir tılsım yolladın içime, meni menden aldın.
Peki sana sorarım ay balam, sen niçün daldın?
Men seni zor bulmuşam, bırakır mıyım güneşim…

 
8 Ekim 2008 Çarşamba 10:47
Güneşli - Bağcılar - İstanbul


84
DAMLA
 
Damla, Damla, Damla,
Aktın damla damla…
Islandım şad oldum,
Yıktın damla damla…
 
Damla, Damla, Damla,
Baktın damla damla,
Yaslandım od oldum,
Yaktın damla damla…

8 Ekim 2008 Çarşamba 23:23
Gültepe - K.Çekmece - İstanbul
 


85
YETİŞ EY DAMLA
 
Sinemin ta içine sızdın damla damla,
Uğraşır durur oldum hep, kederle, gamla,
Yıllar çoktur, çaresiz düşünür dururum,
Yareme çare sendedir, yetiş ey Damla…
 
Can sızısı, ana kuzusu seven yılmaz,
Hep beklerim seni, gel bana, eyleme naz,
Yollar pektir, çaresiz aşınır dururum,
Yareme çare sendedir, yetiş gel, bu yaz…
 
İnce bel, kumral-sırma saç, mavili gök göz,
Oturup kalkışı ağır, bu ne hoş bir öz,
Güller haktır, çaresiz taşınır dururum,
Yareme çare sendedir, yetiş, bu son söz…
 
8 Ekim 2008 Çarşamba 23:53
Kocasinan - Bahçelievler - İstanbul
 
 

86
DAMLA’YA DAMLAYA
 
Damla’ya, billur berrak Damla’ya,
Yanağıma damlaya damlaya.
Dudaklarımı bandım kanarım,
Damağıma damlaya damlaya…
 
Damla’ya, can su, ak Damla’ya,
Sineme akan ılık damlaya
Yüreğimi kondum banarım,
Tenimi yakan sıcak damlaya…

9 Ekim 2008 Perşembe 00:33
Kocasinan - Bahçelievler - İstanbul
 
 
87
HOŞSUN GÜLDEN
 
Ne sevimli, ne şirin varlıksın sen ey gülden…
Daha huzur vericisin çiçekten ve gülden…
Çok güzel şakıyorsun, kanaryadan, bülbülden…
Ey gül, bağlanmışım sana, ne gelir ki elden…
 
Kıskanmaya başladım seni, tufandan yelden…
Gönlüm çok daha gür akıyor, coşkun selden…
Gülüm, gitsen de seni geri alırım elden…
Ey gül, bağlanmışım sana, ne gelir ki elden…
 
Sakınırım seni, en ufak tozdan ve kilden…
Söyle, sen nereden çıkıp geldin, hangi ilden?..
Şeker, şerbet, bal akıyor ağzındaki dilden…
Ey gül, bağlanmışım sana, ne gelir ki elden…

26 Ekim 2008 Pazar 11.26
Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul
 
 
88
ERKEK(!) LERE NASİHAT NAMELER

Kadınla dırdırlaşmayacaksın,
Hiçbir zaman hırlaşmayacaksın…
O hatun varken olduğun yerde,
Kimseyle vırvırlaşmayaksın…

21 Aralık 2008
Kocasinan/Bahçelievler/İst.
’Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli

89
 SEN Kİ

Sen ki; bana kimsenin yapmadığını yapan,
Sen ki; bilerek, sadece yaratana tapan…
Sen ki; her neyi varsa alıp yanıma kopan…
Sen ki; başım sıkıştıkça gereğini yapan…


Nafi Çağlar
29 Ağustos 2009 / İst.
 


90
BEN’İM  1…
 
Benim onunla kendimi dağlara vuran,
Benim derelerde koşan, “pınar”da duran,
Bayırın düzlüğünde  yan yana uzanıp,
Benim o’nla sonsuzluğa hayaller kuran…

4 Eylül 2009 Perş. 11:33
Kopcasinan/ Bahçelievler/İst.

 
91
BEN’İM  2…
 
Benim bayırlardan derelere koşan,
Benim onunla ve sularla coşan…
Islanmış üstüm başım,gözlerimle,
Benim böylesi sevincime şaşan…
 
Benim; o’nunla belenleri aşan…
Benim; kabuğuma sığmayıp taşan
Kuş cıvıltısı, ağaçlar altında,
O benim; nerdeyse bayılıp düşen…
 
4 Eylül 2009 Perş. 11:44
Kopcasinan/ Bahçelievler/İst.
 


92
AL KIŞLAR

AL
KIŞ
LAR


Sizlere,
Alkışlar hey
Alkışlar, alkışlar…
Bunlar ne güzel gözler,
Bunlar ne güzel bakışlar? ...
Yüreğim, yaylanızdır sizin,
İsteyenler gelir orda yazlar…
Bu yüreğim ki, ovanızdır sizin…
Tüm isteyenler gelir orda kışlar…
O şirin yüzleriniz hep böyle olsun..
Asılmasın suratlar,çatılmasın kaşlar.
Övünün, hakkınız sizin, göğsünüz
hep kabarık ve alnınız hep dik olsun.
ve kaldırın; eğilmesin o dik başlar.
Sevinin; hakkınız sizin,o kalbiniz
canlı ve ilk hedefiniz tek olsun…
Ve tam yerine otursun taşlar.
Alkışlar sizlere alkışlar…
Çokça alkış hepinize..
Alkışlar hey
Sizlere…

Nafiz
Tançağlar
9 Eylül 2009
Perşembe
19:09

Gazi
Lisesi
Güneşli
Bağcılar
İstanbul

Nafi Çağlar Hacıömerli


93
YETER Kİ DÖN GEL !..

Ta ilk günden sineme saplandı bakışın, dön gel.
Öyle baktın; şimşekti içime akışın dön gel.
Ne tufan, ne boranla anlatabilirim bunu,
Geldi kavurdu ateşin, ne bu yakışın dön gel..

Ey son ateşim! Neydi karşıma çıkışın dön gel.
Lal oldu dilim, eritti beni yakışın dön gel.
Morlu, aklı bir elbisenle bir çalım attın geçtin.
Nedir bu üstüme şimşek gibi çakışın dön gel…

Batur Nafiz TANÇAĞLAR
"Nafi Çağlar Mahmatlı"
11 Kasım 2009 Çarş.07:47
Güneşli / Bağcılar / İst.


94
TÖN GEL

Töngel, istersen dönerek dön, dolaş gel…
Ömür bitmeden, durma, bana ulaş gel…
Nafiz büyük muhabbetle seni bekler,
Geçmeden vakit, gitmeden heves kavuş gel…
Eğer aramızda yoksa, sahi bir engel,
Leyla misali, şu sevdalına savuş gel…

Nafiz Tançağlar-Nafi Çağlar”
11 Kasım 2009 Çarş.07:47
K.Sinan/B.Evler/İstanbul
 


95
DURUYOR KAYDIN
 
Ceylan gözlü, ince belli,selvi boylu ay aydın,
Eski listeme bir baktım, hala duruyor kaydın…
Buralarda yaşayacaktın, söyle niye caydın?
Hep uzaklardasın, ah! Şimdi burada olaydın…

Nafiz Tançağlar-Nafi Çağlar”
11 Kasım 2009 Çarş.07:57
K.Sinan/B.Evler/İstanbul


96
HAVALI KIZ
 
Yeter artık, git yerinde rahat dur.
Kır o dizlerini, evinde otur.
Örgü ör, iş işle, çeyiz hazırla,
Hayırlı bir yuva için hayal kur.
 
Boşa kurma, gerçekleşmez o düşün.
Hayat hep böyle gider mi, bir düşün.
Önüne gelen erkeğe bakarsın,
Söyle, sen de hiç kalmadı mı küşüm?..
 
Peşinden koşan azaldıkça her gün,
Silkinir, kendine gelirsin bir gün…
Bakarsın, eski itibarın gitmiş,
Anlarsın o vakit, “hayatın sürgün…”
 
Ne oldu, göklere mi erdi başın?
Say bakalım, kaçlara geldi yaşın?
Saçların mı dökülüyor, bit mi var?
Yoksa uyuz mu oldun? İyi kaşın…
 
Bir gün geçer zamanın iner havan.
Artık kurulmaz olur sözde yuvan…
Yok eski güzellik, yaşta gidiyor,
Şimdi sorarım sana “hani davan?”
 
Baharın, yazın bir gün döner kışa.
Kimse tamah etmez, gözdeki yaşa…
Ya ot, ya it gelir çalar kapını,
Başın eğer gidersin, paşa paşa…
 

‘Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli
11 Kasım 2009-Çarş.08:27
K.Sinan/B.Evler/ İstanbul
 
 

97
YÜREĞİMDEDİR ÖĞRENCİLERİM

Görev yerim İstanbul,Türkiye,Marmara.
Gel, öğrencilerimi şu gönlümde ara.
Benden selam olsun hisli bütün dostlara,
Hiç bir öğrencimi değişmem dünyalara...

Buradayım, Güneşli-Bağcılar-İstanbul.
Gözümde mi benim dünya malı, para, pul.
Ey duygularımdan anlamayan sefil kul,
Yüreğimdedir o canlarım, gel, ara bul...

Hürriyet Mahallesinde Gazi Lisesi.
Yok mu sanırsınız bu garibin kimsesi?
Her öğrencimin açıktır gönül kesesi,
Duyun! ..Bu yükselen Nafi Çağlar’ın sesi...

Nafi ÇAĞLAR
(Fizik Öğretmeni)
8 Şubat 2010 P.Tesi 22:08
K.Sinan/B.Evler/İstanbul

 98
TAZE FİDAN
 
Yetişir taze fidan, boy atar, dal olur…
Kızarmaya başlar, rengi de al al olur…
Tomurcuklar açar, acayip bir hal olur…
Tadından da yenilmez, doyulmaz bir bal olur…

10 Şubat 2010 Çarşamba 23:43
Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul
 

99
ÖĞRENCİLERİME VASİYETİMDİR !..

Söyleyin canlarıma, tabutuma dokunsunlar!
Gelip mezarım başında fatiha okusunlar…
Dünyalık bir kaygı öğretmedim ki ben onlara,
Sevgilerini sunsunlar, bir dua okusunlar…

Söyleyin, çiçeksiz gelsinler, kendileri yeter.
Her biri; en güzel çiçekten,gülden daha beter! ...
Memleketin dört bir yanına ben ektim onları,
Vakti geldiğinde hepsi de filizlenir, biter..


10 Şubat 2010 Çarşamba 23:27
Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul

Söyleyin canlarıma, acı çekip, üzülmesinler…
Şu boş dünyayı bir şey sanıp, çok ta gülmesinler…
Tüm sevgimi, fikrimi miras bıraktım onlara,
Bunu verin onlara, fakat benden bilmesinler…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
" Nafi Çağlar Mahmatlı "
16 Şubat 2010 Salı 00:18
K.Sinan/B.Evler/İstanbul

100
NEDİR BU KIYGIN*

Yıllardır yetmedi mi bana ettiğin kıygın?
Gerçek alemden yana hiç kalmadı mı kaygın?
İki dünyanın birinde hesap vereceksin,
Beni geç, yaratana da mı kalmadı saygın?...


3 Mart 2010 Çarşamba 09:00
Kocasinan/Bahçelievler/İst.


* Kıygın ; Zulüm, eziyet.

101
BAĞIŞLAMA ANAM

El Kızlarına

Varlığımı nice nankörlere harcadım,
Çok cahillik ettim ben, bağışlama anam…
Ömrümü, nice kalbi körlere harcadım,
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

Gün oldu fakir düştüm, bazen param oldu.
Helal olan kazancım bana haram oldu.
Sunamadım hizmetine bu; yaram oldu…
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

Karşıma çıktı, nice hayırsız el kızı.
Her biri yüreğime bıraktı bir sızı.
Çoğunun barışmadı, benimle yıldızı.
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

Kimi yüzüm tırmaladı, insan arsızı,
Kimi cebime göz dikti, kese hırsızı,
Kimi çoklu oynadı, utanmaz ırsızı,
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

4 Mart 2010 – K.Sinan/B.Evler/İst.

İnsafsızlar! Bunları nasıl yaptınız siz? ..
Hayatımda kalmadı sevinçten hiç bir iz…
Yıkıldım, sordum anam “ böyle ne yaptık biz? ..”
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

9 Mart 2010 Salı - K.Sinan/B.Evler/İst.

Ben sanmıştım ki anam, her biri bir melek! ..
Yedim dondum anam, her birinden bir kelek…
Bunları başıma niye getirdin felek? ..
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

4 Mart 2010 - K.Sinan/B.Evler/İst.

Anladım ki bu dünyada dostum kalmadı…
Kendimi koruyacak bir postum kalmadı…
Geçtim bu handan kimseye kastım kalmadı…
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

9 Mart 2010 Salı -K.Sinan/B.Evler/İst.

Ah! Anam, anam, beni duy anam, oy anam…
Ben, hangisinin bana ettiğine yanam? ..
Hangi pınarın suyundan içem de kanam? ..
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…
Görmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

4 Mart 2010 - Kocasinan/Bahçelievler/İst.
Batur Nafiz TANÇAĞLAR
' Nafi Çağlar Hacıömerli '


102
AY BASTI

Ay bastı, karanlık geceyi ay bastı.
Yara yüregime o tuzu ay bastı…
Bir an sandım, öksüz gönlümü toy bastı…
Ay bastı, yıldızsız geceyi ay bastı…

Sensiz ve de sakin gecemi ay bastı…
Ta özüm içine sızıyı ay bastı…
Issız dereleri, sandım bir çay bastı…
Loş, hemi de sessiz geceyi ay bastı…

Iraktan gelen şavk, geceye ay bastı…
Mene gelen oku, sineme yay bastı…,
Toynakla, yarama bir deli tay bastı…
Nedirem ki, ıssız geceyi ay bastı…

22 Nisan 2010 - K.Sinan/B.Evler/İstanbul

Ay bastı, bu uçsuz geceyi ay bastı…
Faydası yok, tepti de geldi hay bastı…
İncitti meni, hal anlamaz huy bastı…
Zorsunirem, suçsuz geceyi ay bastı…

Batur Nafiz TANÇAĞLAR
" Nafi Çağlar Budunlu "
23 Nisan 2010 - Güneşli/Bağcılar/İstanbul

 
Ay Bastı ; 2013-2014 Eğitim Öğretim 2.yarıyılında
                İstanbul Bağcılar İbni Sina Anadolu
                Lisesi 12.Sınıflara yazılı sınav sorusu
                olarak soruldu.


103
DELİ TAY

Yüzümü ilk gördüğünde, sevincinden oynadı.
Sanki çarpılmıştı, çekildi geride toynadı.
Usulca varıp yanına, bir okşamak istedim.
Deli bir tay oldu; kaçtı uzaklara, oynadı…

Başlarda, kaybetti kendini bakmaya doymadı.
Bir elma uzattım da, ısırmadı ve soymadı.
Sakinleştirip, tutup evime koymak istedim,
Deli bir tay oldu kaçtı, yakınlara koymadı…
 
Nafi Çağlar Hacıömerli
12 Mayıs 2010 Çarşamba 08:40
Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul

104
ÜRKMESE DELİ TAY !

Ürkmese de, şöyle akıllı bir tay olsa!
Düğün dernek kurulsa, büyük bir toy olsa!
Töretse şu neslimi, asil bir soy olsa!
Büyüse balalarımız, hep bir boy olsa…

12 Mayıs 2010 Çarşamba 08:40
Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul

105
SIĞINABİLSEM !..

Sığındığım limanım, sessiz bir koy olsa.
Düğün dernek kurulsa, büyük bir toy olsa!
Töretse şu neslimi, asil bir soy olsa!
Büyüse balalarımız, hep bir boy olsa…

12 Mayıs 2010 Çarşamba 08:40
Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul


106
FISTIKLAR

Yer fıstığı, yer fıstığı.
Herkes ister yer fıstığı.
Harman zamanıdır hele,
Yerlere de ser fıstığı…

Hey ağam Antep fıstığı.
Herkes sever hep fıstığı.
Sergileri toplayıpta,
Çuvallara dep fıstığı…

Çam fıstığı, çam fıstığı.
Deme ona Şam fıstığı.
Allah ne güzel yaratmış,
Pilavlara tam fıstığı…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Mahmatlı ”
29 Mayıs 2010 C.Tesi 18:27
Kocasinan/Bahçelievler/İst.


107
ÖLÜNMELİ HOYRATA

Hoyrata, hoyrata.
Ölünmeli hoyrata.
Hoyrattan hiç anlamaz,
Hele bak şu hoyrata…

6 Haziran 2010 Pazar 20:27
Merkez/ Afyonkarahisar


108
ÖLÜRÜM HOYRATA

Hoyrata, hoyrata.
Ölürüm ben hoyrata.
Hoyrat nedir bilmeyen,
Adam denilmez hoyrata…

6 Haziran 2010 Pazar 20:40
Merkez/ Afyonkarahisar

 

109
AY IŞIĞI

Yine dikenli, taşlı yolları yaya yürüdüm.
Kendimi; bu dağlar, kayalara sanki sürüdüm.
Yine bu akşam, umutları bir yana kürüdüm.
Eskiden, ilk akşamda bile, vardı ay ışığı...

Karanlık,içim ürpermeyle dolar ta derinden!
Sökülecek sanırım yüreğim, orta yerinden.
Size nasıl haber vereyim, şu soğuk terimden?
Eskiden, akşamdan bana bakardı ay ışığı...

Ta derinlerde duyarım, sessizliğin sesini.
Soğuk rüzgarlar yalıyor insanın ensesini.
Sanki ensemde hissederim bir kurt nefesini.
Eskiden, akşamdan insana yar dı ay ışığı...

Kuşatmış, köyümle arama girmiş sarp kayalar.
Daraldım, her birini alıp bir yana koyalar.
Karanlık fırsatçısı böcekler, susup cayalar.
Eskiden, daha akşamdan çıkardı ay ışığı...

Ey vadiden bana uzanan çamlar, palamutlar!
Hangi vakit bayram ederiz ki, bizi kim kutlar?
Yine bir başka karanlığa kaldı umutlar.
Eskiden, daha akşamdan doğardı ay ışığı...

Ey başı yüce, karanlıktan da karanlık, dağlar.
Bencileyin susamış bu dere, ne zaman çağlar?
Bu Çağlar, bir kaya başına oturmuş ta ağlar.
Eskiden, akşamdan bana gülerdi ay ışığı...


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
" Nafi Çağlar Budunlu "
27 Ekim 2010 Çarşamba 07:27
Kocasinan / Bahçelievler / İST.

110
AY’IN ŞAVKI

Bu kör geceler eskidi de, havalar soğudu.
Daha karanlığa dökecek dertlerim çoğudu.
Mehtap’ın geleceğinden de umudum yoğudu.
Karanlık ufuğun ardından çıktı ay’ın şavkı...

Çok uzak ufuklardan da Hilal göründü,
İçerim dalgalandı, bir başka hisse büründü.
Rüzgardan kaçan otlar da ayağıma süründü.
Şu yüreğimde, şimşek gibi çaktı ay’ın şavkı...

Durmadı Ay, usulca yukarılara yükseldi.
Aydınlıklar artarken, karanlıklar da eksildi.
Işık geldi içime de, sanki dertleri sildi.
Şu gönlüme de ılık ılık aktı ay’ın şavkı...

Bu ilk akşamda; duygularım, göz yaşlarım seldi.
Ay’ın şavkı da, zifiri karanlıkları deldi.
Ta uzaklardan koştu, kayalıklara geldi
Yamacıma geçti de, bana baktı ay’ın şavkı...


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
" Nafi Çağlar Budunlu "
28 Ekim 2010 Perş. 00:18
Bahçelievler / İstanbul


111
ÇAMARDI’NDA BİR GÜZEL

Bir çukurda Çamardı*.
Köylü toprağın kardı.
Tarladaki güzelin,
Ateşi beni sardı…

Ne şirindi Çamardı.
Yaylası, düzü vardı.
Yari görmektir ahdım,
En gurna** yer dam ardı….

Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“Nafi Çağlar Mahmatlı”
23 mart 2011 Çarş.22:23
K.Sinan/Bahçelievler/İst.

*Çamardı ; Niğde’nin bir ilçesi.
** Gurna ; Etraftaki insanların fazla göremeyeceği biraz gizlice yer.


112
ÇEKEN GÜZEL / Hoyrat

Şu boz deveyi çeken güzel.
Beni kendine çeken güzel.
Ben etrafında dolandıkça,
Bakıp,içini çeken güzel…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“Nafi Çağlar Mahmatlı”
5 Nisan 2011 Salı 00:35
Kocasinan/Bahçelievler/İst.

113
BACAKLARIN ÇATMA / Hoyrat

Kız çatma, çatma,
Şu bacakların çatma.
Yayamazsın ayranı,
Bacaklarını çatma…

Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“Nafi Çağlar Mahmatlı”
5 Nisan 2011 Salı 00:51
Kocasinan/Bahçalievler/İst.

114
İMANA  / Hoyrat

İmana, imana,
Ben  ki; muhtacım imana.
İmansız yaşayamam ki,
Söyleyin gelsin imana

Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“Nafi Çağlar Mahmatlı”
5 Nisan 2011 Salı 18:27
Kocasinan/Bahçalievler/İst.

115
HECEM DEDİN / Hoyrat

Hecem dedin, hecem dedin…
Adın dilimde hecem dedin.
Dedim ki, beni sever misin?
Elbet severim, he Cem dedin…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Budunlu ”
11 Nisan 2011 P.Tesi 01:01
Kocasinan/Bahçelievler/İst.


116
AY BASTI’LI / Hoyrat

Ay bastı, Ay bastı ,
Yıldızlı geceyi Ay bastı.
Dedim “ ay kız memleket nere? “
Dedi ki “ n’edecen, Ay Bastı”


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
" Nafi Çağlar Budunlu "
23 Mayıs 2011 P.Tesi
K.Sinan/ Bağcılar/ İst.

117
BALKAN GÜZELİ

Gelmiş Anadolu'ya, terkeylemiş Balkan'ı.
Beni çok çekti o sıcak kanı.
Gelip gidip, karşımda durma dedim,
Durdu da geçti Balkan Güzeli...

Bazen sinirli, bazen sakin oldu,
Kimi vakit gözleri yaşla doldu,
Yavaş ol, kendini germe dedim,
Gerdi de geçti Balkan Güzeli...
 
Bu dünya bana haram dedim,
Hiç kimseyle yoktur aram dedim,
Yalnızım, kime varam dedim,
Vardı da geçti Balkan Güzeli...
 
Cebimde yoktur param dedim,
Halini nasıl soram dedim,
Sen de beni sorma dedim,
Sordu da geçti Balkan Güzeli...

Yüreğimde açılmış yaram dedim,
Her gün göğsüme vuram dedim,
Gel göğsümü yarma dedim,
Yardı da geçti Balkan Güzeli...

Kibrilklerin yay, kaşların sırma dedim.
Elma uzattım da ısırma dedim,
Yıkma kalbimi, kırma dedim,
Kırdı da geçti Balkan Güzeli...

Halimi kızarak sorma dedim,
Gel etme , beni yorma dedim,
Yaptıkların yüzüme vurma dedim,
Vurdu da geçti Balkan Güzeli...

Her şeyi birbirine karma dedim,
Saracaksan böyle sarma dedim,
Ne olursun şu beni yorma dedim,
Yordu da geçti Balkan Güzeli...

Bilirsin şu Nafi Çağlar dedim,
Derdine dayanmaz dağlar dedim,
Birazcık dokunsan ağlar dedim,
Yardı da geçti Balkan Güzeli...

22 Temmuz 2011 Cuma 21:32
Şahinbey / GAZİANTEP

 


118
AH ERFELEK

Ah Erfelek, ah Erfelek!..
Gel de şurayı gör felek.
Burda acayip bir hal var,
Şeytan gelse olur melek…

Ah Erfelek, ah Erfelek!..
Kimselerden olmaz kelek.
Ormanlar, kayalar, sular…
Gelip görmeyen kör felek…

Ah Erfelek, ah Erfelek !..
Suyuna bir ekmek dilek.
Seni niye yeni gördük?
Güzelliğin nerden bilek…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Budunlu ”
9 Eylül 2011 Cuma 09:09
Kocasinan/Bahçelievler/İst.

119
ANTEP'TEN KİLİS'E

Şu Antep’ten Kilis’e
Ne şirinsin Halise,
Neler neler çekerim,
O yar bunu bir bilse...

Üzüm bağı yollarda,
Salkım salkım dallarda,
Sepeti de taşırsın,
Güzelliğin dillerde...

Fıstık yolan kızların,
Öldürüyor nazların,
Zeytinliğin içinde,
Baldan tatlı sözlerin...


12 Kasım 2011 Ct.09:03
K.Sinan/Bahçelievler/İst.


120
KADININ İSTEĞİ

Ne evime getirsin haram para,
Ne de olsun, pis, adi bir zampara,
Ne başımı eğdirsin düşmanlara,
Ne de açsın yüreğimde yara…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
19 Kasım 2011 P.tesi 03:56
Kocasinan/Bahçelievler/İst.

121
 KOCAM OLSUN

Kendisine sunduğum gecem olsun,
Adını sayıkladığım hecem olsun,
Her gün, gece uğraşıp didindiğim,
Bulmak istediğim bilmecem olsun…

Ocağımı tütüden bacam olsun,
Yeri geldiğinde hocam olsun,
Her iki taraflı kazandığımız,
Ben o’nun karı , o’da kocam olsun…

Durmadan uğraştığım çabam olsun,
Bazen oynasın da acabam olsun,
Sahiplensin de , dikilsin tepeme,
Bazen bir tebessümü cabam olsun…

Omzumda taşıdığım kürek olsun,
Sırtımı dayadığım direk olsun,
Arada azarlasın, kızsın bana,
Yeter ki, beni seven yürek olsun…

Batur Nafiz TANÇAĞLAR
19 Kasım 2011 P.tesi 04:24
Kocasinan/Bahçelievler/İst.


 


122
AL BENİ / Hoyrat

Al beni, al beni,
Fıstıkların al beni,
Bil ki, sensiz olamam,
Yetiş te gel al beni…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
19 Kasım 2011 Ct. 09:03
Kocasinan/Bahçelievler/İST.


123
YAZA YAZDIM / Hoyrat

Yaza yazdım, yaza yazdım,
Hayalleri yaza yazdım,
Geçti ömrün kış, baharı,
Umutları yaza yazdım….


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
19 Kasım 2011 Ct. 09:07
Kocasinan/Bahçelievler/İST.

124
KARIM OLSUN

Bereket getirsin, saçılan narım olsun.
Kaynatıp dişlediğim sıcak darım olsun.
Hoş bahçem meyvelensin, boş evim şenlensin.
Hayatımda kazanç, ömrümde karım olsun…

Her gün sevdasına yandığım narım olsun.
Alnı açık gezem, namusum, arım olsun.
Hoş tutsun gönlümü, boş koymasın hanemi,
Yürek dostum, sevdiğim, canım karım olsun…

Üstüne gül koklamadığım, yarim olsun.
Şu dünyada her neyse, yoğum, varım olsun.
Hoş geçsin yıllarım, boş kalmasın kollarım,
Hem fani, hem gerçek alemde karım olsun…

Batur Nafiz TANÇAĞLAR 
“ Nafi Çağlar Mahmatlı “
20 Aralık 2011 Salı 06:06
Hürriyet/Bağcılar/İstanbul

 

125
ARIM BENİM / Hoyrat

Arım benim, arım benim,
Peteklerde balım, arım benim,
Arı olmayan seni ne bilir,
Hem namusum, hem de arım benim…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Mahmatlı “
24 Aralık 2011 Ct. 23:43
Kocasinan/Bahçelievler/İst.

126
GAZİ LİSESİ GENÇLİĞİ

İşte, karşımızda Bahçelievler, Kocasinan,
Her gün benim sizlerin adını anan,
Öğrencilerim, canlarım, ciğerlerim diye,
Her gün benim, sizleri için yüreği yanan…

Bir yanda Barbaros, bir yanda Kirazlı,
Öğrencilerim var, kimi sevecen, kimisi nazlı,
Okulda, sınıfta, bahçede cıvıl, cıvıl,
İşte karşımda durursunuz, erkekli, kızlı…

Bizi bir araya getirdi Hürriyet,
Yeter ki, saf ve temiz olsun bütün niyet,
Ey Bağcılar’ın Gazi Lisesi Gençliği,
Gelecekte sizlerle oluşacak bu cemiyet…

Bir tarafta Güneşli, bir tarafta Bağlar,
Sorarım size, zayıf alanlar niçin ağlar,
Her ağlayan bu garibin içini dağlar,
Size sevgilerini sunar Nafiz Çağlar…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Mahmatlı “
17 Ocak 2012 Salı 21:10
Hürriyet/Bağcılar/İstanbul


127
KAR GETİRDİM

Ayağımı sürüdüm beyaz kar getirdim.
Şu Antep Eli’ne de kazanç, kar getirdim.
İstanbul’lardan buraya boş gelmedim ben,
Yanımda güzel mi güzel bir yar getirdim.


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Mahmatlı “
21 Ocak 2012 Ct. 13:21
Şahinbey / Gaziantep

128
KARI GETİRDİM / Hoyrat

Ayaklarımı sürüyüp karı getirmişem,
Şu Antep Eli’ne kazanç, karı getirmişem,
İstanbul’lardan buraya boş gelmemişem men,
Yanımda bir ak gerdanlı karı getirmişem…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Mahmatlı “
22 Ocak 2012 Pazar 10:00
Şahinbey / Gaziantep

129
YAZ TATİLİ

Bu yaz tatili için, eğer sorarsanız bendenize,
Dağa, yaylaya çıkın, pek te uğramayın denize.
Kumsal yerine çimeni, sahil yerine bayırı tercih edin,
Dinleyin şu hocanızı, yazık etmeyin kendinize…

Ey Nafiz Çağlar’ın göz bebeği, ciğeri, can öğrencileri,
Ey Ulu Gazi’nin, Gazi Lisesi’nin güzel, sevimli gençleri,
Varın memleketlerinize nice güzellikleri keşfedin,
Gezin, eğlenin, mutlu olun, yaşayın sevinçleri…

Ey Gazi Gençliği ! kulak verin şu Nafiz Çağlar’a,
Yaz günlerinde, bağlanıp kalmayın bu Güneşli, Bağlar’a,
Çıkın doğaya; vadileri, ovaları, tepeleri aşın,
Sonra isterseniz vurun kendinizi başı dumanlı dağlara…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Mahmatlı “
7 Haziran 2012 Perş.14:00
Hürriyet/Bağcılar/İstanbul

130
 AY DOST !

Ay dost !
Yaşamak istiyorum,
Kendimden kaçarcasına…
Bayırlardan dağlara koşarcasına,
Gelip dağ eteğine,
Düzlüklere doğru uçarcasına…
Yaşamak diliyorum,
Kendime koşarcasına,
Derelerden, deryalardan,
Sanki yürüyerek geçercesine…
Yaşamayı bekliyorum,
Hayat suyundan içercesine,
Ay dost !
Yaşamak istiyorum,
Kendimden geçercesine…


Batur Nafiz Tançağlar
“ Nafi çağlar Budunlu “
24 Şubat 2013 Pazar
Yeşilova/Küçükçekmece/İst

131
GAZİ LİSESİ İZCİ MARŞI

Bağlar’da mangal yaparız.
Barbaros’larda gezeriz.
Güneşli’de güneşlenir,
Kirazlı’da kiraz yeriz...

Bağcılar’dan taşarız.
Yüce dağlar aşarız.
Çadırları kurarak,
Yaylalarda yaşarız...

Hürriyet’te okulumuz,
Evren’e düşer yolumuz,
Bir yanımız Mahmutbey’de,
İstoç’tadır bir kolumuz...

Bağcılar’dan taşarız.
Yüce dağlar aşarız.
Çadırları kurarak,
Yaylalarda yaşarız...

Biz Gazili izcileriz.
Her yeri gezicileriz.
Çalışkan, dürüst, atılgan,
Biz başarılı gençleriz...

Bağcılar’dan taşarız.
Yüce dağlar aşarız.
Çadırları kurarak,
Yaylalarda yaşarız...


İzci Lideri Nafi ÇAĞLAR
12 Mart 2013 Salı 06:34
Hürriyet/Bağcılar/İstanbul


132
AŞINA / Hoyrat

Aşına, ay Aşına,
Göv gözlü, gökçe kız Aşına,
Töremizce sofra kurarsın,
Hayran! Ekmeğine aşına...

Batur Nafiz Tançağlar
22.04.2014 Salı 13:27
İbni Sina A.L./11 C
Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul


133
HACI BEKTAŞ HÜNKARIMIZ

Şol Hacı Bektaş Veli ; Hünkarımız !
Fani dünyada ebedi karımız.
Ruhumuza ışık veren varımız.
Ol canımız, yoldaşımız, yarımız...

Batur Nafiz Tançağlar
"Nafi Çağlar Mihmadlı"
5 Mayıs 2013 Pazar 15:00
Ömür / Bahçelievler / İstanbul

134
İNSANI GÖRMELİ

Vermeli, imkan vermeli.
Kadın, para, makam vermeli,
İnanın türlü hallerini,
İşte! ondan sonra görmeli...

Batur Nafiz Tançağlar
28 Ekim 2013 Pt. 08:48
Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul

135
SIZDIN YÜREĞİME

Sızdın yüreğime damla damla.
Hayat gidiyor kederle, gamla.
Çokça canlandım ben, aşka geldim,
Senden aldığım tatlı ilhamla…

Nafi Çağlar Hacıömerli

136
ÖZÜM GEÇİYOR

Özüm geçiyor, özüm geçiyor.
Sanma kimseye sözüm geçiyor.
Yollara şöyle bir baktım ki,
Benim iki gözüm geçiyor !


Batur Nafiz Tançağlar
4 Aralık 2013 Salı 10:05
Yeşilova/Küçükçekmce/İst.


137
KIZ GELİR

Kız gelir bekle kız gelir,
Dünya güzeli kız gelir,
Aradığım kız gelirse,
Diğerleri bana vız gelir...


Batur Nafiz Tançağlar
14 Aralık 2013 Pzr. 14:54
Yüzyıl / Bağcılar / İstanbul


138
GAZİ GENÇLİĞİ

O coşkulu duyguları çağıl çağıl çağlayan,
İnsanlara tükenmez enerji ve güç sağlayan,
O temiz ve içten halleri kendine bağlayan,
Henüz pek kirlenmemiş saf ve tor Gazi Gençliği !..

Her ay değil, her hafta değil, her gün gelecektim,
Sizinle ağlayıp, yine sizinle gülecektim,
Ah ! bir bilseniz bir yıl sizden ayrı neler çektim,
Gel de şu hüzünlü halimi sor Gazi Gençliği !..

Hani selamlaşıp, tutup, sıktıkça elinizi,
Özlemişim be, o hoş sohbet eden dilinizi,
Var say ki ; atide olabilecek halinizi,
Yüreğim ateş olur yanar, kor Gazi Gençliği !..

Bu yolda kızıl şerbet içip, acı lokma yiyerek,
Başına kara kalpaklar, kızıl börkler giyerek,
Devletim, milletim, vatanım, bayrağım diyerek,
Bu ulvi sevdaya kafayı yor Gazi Gençliği !..
Bu büyük davaya kendini yor Gazi Gençliği !..

Nafi ÇAĞLAR
Batur Nafiz Tançağlar
10 Haziran 2014 Salı 12:12
Fatih / Bağcılar / İstanbul

139
ERZİNCAN

Erzincan, Erzincan,
Canlar diyarı Erzincan,
Onlar gibi vatanına,
Her insan versin can !..

Nafi Çağlar Budunlu
11 Ağustos 2014 Pt. 06:18
Tekir / Adana


140
ANTEP / ENTEP / Hoyrat

Entep’e,Entep’e,
Bir selam durun Entep’e.
Doğu ve Güneydoğu’da,
Onun yeridir en tepe...


Nafi Çağlar Budunlu
30 Eylül 2014 Salı 20:27
Yeşilova / K.Çekmce / İst.


141
İSTANBUL

İstanbul, İstanbul,
Orda altın olur para, pul,
İstanbul dünya incisidir,
Bunu bil artık ey sefil kul...


Nafi Çağlar Budunlu
20 Kasım 2014 Perş. 19:35
Yenibosna/Bahçelievler/İstanbul


142
BİZİM ÖĞRETMENLERİMİZ

Bağcılar Yüzyıl’da İbni Sina’da,
Eski ve küçücük bir binada,
Bu öğretmenlerimz neler başarıyor,
Yüzlerce gencecik dimağda...

Ortada, bazen solda, bazen sağda,
Yeri geldiğinde ıssız bir dağda,
Bu öğretmenlerimz neler başarıyor,
Üçüncü bin yılda, bu çağda...

Kimse bize atamaz bağda,
Hep yükseliriz, kalmayız aşağda,
Bu öğretmenlerimiz neler başarıyor,
Tarih yazılan bu otağda...

Nafi Çağlar Budunlu
12 Kasım 2014 Çarş. 08:00
Yeşilova / K.Çekmece / İstanbul


143
KOR BE OĞUL

Sahipsiz kalmış çok meralar,
Bilemem ki, kim kime kiralar.
Ah ekinsiz durur o tarlalar,
Çayır çimen olmuş, bor be oğul...

Hiç boşa gitmesin çabaların,
Çevrene doluşsun tebaların,
Büyük, küçük hep akrabaların,
Var git, hallerin sor be oğul...

Sürekli koşmazsan sen ülküne,
Hep hizmet etmezsen bu ülkene,
Sahip çıkamazsan her türküne,
Şu ciğerim yanar kor be oğul...

Cesaretli, cesur bir aslan ol.
Haksızlaın boynuna basan ol.
Dik ol, Nafiz’in oğlu Hasan ol.
Hiç bir zaman olma hor be oğul...

Nafi Çağlar Budunlu
31 Aralık 2014 Çarş.19:20
Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul


144
HOR OLMA OĞUL

Küçücük taze ellerinle,
Babacık diyen dillerinle,
Yanağındaki allarınla,
Hilesiz, saf, toy ve tor oğul...

Yaşarken altında bir sedir.
Bilinmezse kıymet ve kadir.
Öğrenirsin bu felek nedir,
Dünya toz bulanık, mor oğul...

Sıkıntı verse de tek eşin.
Seni terk etse de kardeşin.
Tükense de umut güneşin.
İnsanlığa kafa yor oğul...

Bir gün eğer muhtaç kalırsan,
Felekten dersini alırsan,
Sofra kurmasını bilirsen,
Ekmeğe katıktır lor oğul...

Ayrana ekmeği dilersin.
Gözlerden yaşları silersin.
Tecrübe de neymiş bilirsin,
İşte hayat böyle zor oğul...

Dosttan kazık yer ve düşersen,
Öfkenden kabarıp şişersen,
İyice yoğrulup pişersen,
Ciğerim ki yanar kor oğul...

Dostlarına yüzün dönük ol,
Sakin, toprak gibi sönük ol,
Mert ol, Nafi oğlu Memik ol,
Boşa etmeyesin cor oğul...

Gelirse ömrün uç kenarı,
Giderse gözlerin pınarı,
Düşüşün andırsın çınarı,
Kötürüme derler çor oğul...


Nafi Çağlar Budunlu
31 Aralık 2014 Çarş.19:20
Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul


Cor ; Laf, söz ( Antep Ağzı )
Çor ; Küçük baş hayvanlarda hastalık

145
NAR OLDU / Hoyrat

Nar oldu, nar oldu,
Kıpkırmızı nar oldu.
Nar dağıldı her yana,
Yürek yandı nar oldu...


Nafi Çağlar BUDUNLU
04.03.2015 Çarş.18:35
Fatih/Bağcılar/İstanbul

146
YARDAN

Yardan, yardan, bu yardan...
Kurtulmalıyım ben bu yardan...
Ya canımı yardan kurtarsın,
Ya da canımı alsın yaradan...


Nafi Çağlar BUDUNLU
20 Mart 2015 Cuma 13:15
Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul

147
İBNİ SİNA’YA VEDA

Yeni gelen acemi Dört Dokuz.
Sanmayın siz , bu okulda çokuz.
Burası han, bizler yolcuyuz,
Geldik, gidiyoruz, artık burda yokuz.

Okulun kalabalık civcivleri On’ları.
Çok ta severim ben onları.
Çalışıyorlar yüksek mefkureler için,
İnşallah çok iyi olacak sonları.

Buradaki ilk göz ağrım Onbir.
Hepsinin de yeri yüreğimdir.
Herbiri pırıl pırıl, tertemiz,
Onlarda olmaz ne leke ne kir.

Son sınıf bizim Oniki’ler.
Her biri sevimli, kurnaz tilkiler.
Yüksekokul seçme sınavlarında,
Sizinle yaşanacak nice ilkler.

Bazıları da yeni mezun oldu.
Dört yıllık süre uzun oldu.
Kısa serede özlediğimi de,
Onlara söylemek lüzum oldu.

İşte! Bilgili ve yeterli hocalarımız.
Hep böyle güçlü olsun localarımız.
Okulumuz yaşasın, hanelerimiz var olsun.
Her zaman tütsün bacalarımız.

Eğitim yuvamız, lisemiz; İbni Sina.
Güler yüzlü can bakışlı Bin sima
Yüzyıl’a imza atacak yetenektesiniz.
Hedeflerimiz yüksek; gökyüzü, sema.

Nafi Çağlar Budunlu
11 Elül 2015 Cuma 10:05
Yeşilova/K.Çekmece/İst.


148
GÜLTEPE GENÇLİĞİ

Gültepe, Gültepe,
Öğrenci gezer sere serpe.
Yakalayıp bir soru sorsan,
O dudaklar ki; olur pepe.

Gültepe, Gültepe,
Bu gençliği ki atma çöpe.
İftiradan alıkoymazsan,
İnsanı götürürler ipe.

Gültepe, Gültepe,
Öğretmen öğrenci bir cephe.
Bu gençliği sana bıraktım,
Götür; al kullan tepe tepe.

Nafi Çağlar Budunlu
9 Kasım 2015 Pt.12:48
Yeşilova/K.Çekmece/İst.

149
KOMŞU KIZI HALİSE

Komşu kızı Halise,
Gidiyormuş Kilis'e.
Boynum bükük ardından,
Baktığımı bir bilse...

Zeytinleri bellese,
Üzümleri elese,
Üç güne ulaşmadan,
Ufuktan çıkagelse...

Şu halimi bir görse,
Bana gönlünü verse,
Eline yağlık alıp,
Gözlerimi de silse...

Nafi Çağlar Budunlu
6 Aralık 2015 Pazar 18:00
Yeşilova/K.Çekmece/İst.


Bu eser ;
Başta babam Memik Kiya
ve anam Zöhre Çağlar olmak üzere,
bütün atalarıma, evdeşim Zeynep'e,
oğullarım; Alperen Buğra ve Hasan Memik'e,
yüreği vatan diye atan memleket sevdalılarına,
doğayı ve hayatı sevenlere,
parayı çok isteyip elde edemeyenlere,
gönlü yar muhabbetiyle dolu olanlara,
hem kalbi, hem kendisi çırpınıpta
kavuşamayanlara ve sevdası yaklaşıp ta
"teğet geçenlere" armağan olunur...

NAFİ ÇAĞLAR BUDUNLU
' Batur Nafiz Tançağlar '

 
  Soyu : 
 
  1965’te Gaziantep’in Karayusuflu köyünde doğdu.  Oğuz Türkleri’nden Mihmadlı (Mahmatlı)
oymak beyi Kara Yusuf’un soyundan gelen Hacı Ömerler Oymağı’ndandır.Büyük Hacı Ağa
Obası'ndan olan Kiya Memik Ağa’nın oğludur. Dedesi Yemen şehidi Hasan Ağa’dır.
 
   Eğitim Durumu :
 
İlkokulu ; Eylül 1972- Haziran 1976’da ; Gaziantep Karayusuflu  köyünde ve 5.sınıfı ise ;
Eylül 1976- Haziran 1977’de ; Gaziantep Şahinbey İlkokulu'nda  tamamladı.
Ortaokulu ; Eylül 1977 - 5 Haziran 1980'de ; Gaziantep İsmet Paşa Lisesi’nde okudu.
Lise ; Eylül 1980 - 4 Eylül 1983'te ; Gaziantep Mehmet Rüştü Uzel Endüstri Meslek Lisesi
"Elektrik" Bölümünü ve Haziran 1983 - 1 Haziran 1984’te ; M.R.Uzel Teknik Lisesi’nin
"Elektrik Teknisyenliği" Bölümünü bitirdi.
Yüksekokul ; Eylül 1984 - 24 Ocak 1989’da ; Diyarbakır Dicle Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
" Fizik Bölümü " nden mezun oldu.
 
   Mesleki Hayatı :

   Devlet Kurumunda ;
 
   1 Nisan 1990 - 31 Temmuz 1990'da ; İzmir Narlıdere İstihkam Taburu Yedek Subay Okulu'nda
eğitimini tamamladı.
1 Ağustos 1990 - 6 Şubat 1991'de ; Diyarbakır Lisesi (Hüseyin Uluğ Lisesi)'nde ve
6 Şubat 1991-31 Temmuz 1991 ; Diyarbakır Birlik Lisesi'nde ; "Yedek Subay Fizik Öğretmeni " olarak askerliğini yaptı.
21 Kasım 1991 - 8 Temmuz 1996 ; Zonguldak-Çaycuma Saltukova Lisesi'ne " Fizik Öğretmeni " olarak ilk ataması yapıldı.
23 Eylül 1995 - 15 Nisan 996’da ; Saltukova Lisesi’nde Müdür Yardımcılığı yaptı.
10 Temmuz 1996 - 30 Eylül 1997 ; Zonguldak'tan Gaziantep Eğitim Hizmetleri Merkezi Müdürlüğüne
"Fen Bilimleri Öğretmeni" olarak - il dışı- tayin oldu.
30 Eylül 1997 - 20 Şubat 2000 ; Gaziantep Şehitkamil Fitnat Nuri Tekerekoğlu Anadolu Lisesi'nde çalıştı.
20.02.2000’de ; Devletteki memuriyetinden istifa etti.
5 Aralık 2003 - 8 Eylül 2004 ; İstanbul Küçükçekmece Zehra Mustafa Dalgıç Ticaret Meslek Lisesi'ne
açıktan ataması yapıldı.
1 Kasım 2006 - 27 Haziran 2007 ; İstanbul Bağcılar Mahmutbey Lisesi'nde,
27 Haziran 2007 - 7 Eylül 2009 ; İstanbul Küçükçekmece Zehra Mustafa Dalgıç Ticeret Meslek Lisesi'nde,
7 Eylül 2009 - 18 Temmuz 2013 ; İstanbul Bağcılar Gazi Lisesi'nde,
18 Temmuz 2013 - 2 Eylül 2015 ; İstanbul Bağcılar İbni Sina Anadolu Lisesi'nde çalıştı.
Halen  İstanbul Küçükçekmece Sefaköy Anadolu Lisesi'nde görev yapmaktadır.
Farklı illerde ve yıllarda; mesleki geliştirme amaçlı ; 24 kadar " Hizmetiçi Eğitim "e katıldı. 

Özel Eğitim Kurumlarında ;
 
1996-1997’de ; Gaziantep’te ; Gasem Dershanesi’nde,
1998-1999’da ; Gaziantep’te ; Açı Dershanesi’nde çalıştı.
1999-2001’de ; Gaziantep’te ; “Lider Dershanesi Kurucu-Ortaklığı” yaptı.
2004-2005’te ; İstanbul’da ; Bahçelievler-Şirinevler’de Çağ-Dem’i kurdu.
2005-2006’da ; İstanbul’da ; Bakırköy Çağ-Dem’de çalıştı.
2006-2007’de ; İstanbul’da ; Bağcılar-Güneşli Limitfen Dershanesi “Kurucu Müdürlüğü” nü yaptı.
2009-2010’da ; İstanbul’da ; Bağcılar Güneşli Kavram Dershanesi’nde “ Fizik Öğretmenliği ” yaptı.
 


İzcilik :

27 Haziran – 3 Temmuz 2011’de ; M.E.Bakanlığı’nın, Bahçelievler Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi’nde yaptığı " 1. Aşama İzcilik Temel Eğitimini (Oymak/Ocak Liderliği )" tamamladı.
30 Eylül 2013’te ; Bağclar İzci Derneği’ne üye oldu.
5 Ekim 2013’te ; Ümraniye’deki 2.eğitimini tamamladı ve  Türkiye İzcilik Birliği (Fed.)’ne üye oldu.
“ İzcilik Yörüklüktür Yörüklük Türüklük'tür “ adlı makalesi Nesli Sina Dergisinin 2015 yılı sayısında yayımlandı.     

Basım-Yayın Etkinlikleri :
 
Diyarbakır’da ;
1984-1987’de ; çeşitli yerel gazetelerde şiirleri yayımlandı.
1987’de ; altı tane şiiri “Genç Şairler Kitabı ” nda yayımlanmaya değer görüldü.
Gaziantep’te ;
1996-2002'de ; çeşitli yerel gazete ve dergilerde,şiirleri ve yazıları çıktı,radyo ve tv.lerde yayınlandı.
Kasım 2001’de ; “Kırçiçek’im” adlı ilk şiir kitabını çıkardı.
2002’de ; Şair Ahmet Ayaz’ın hazırladığı “ Gaziantep’te Kültür-Sanat Edebiyatta İz Bırakanlar ”
adlı kitapta yer aldı.
2002’de ; Şair Mehmet Nacar’ ın, Kilim Fm.de hazırlayıp sunduğu “ Bu Şehrin Yalnızları ” na konuk oldu.Lise ve yüksekokulda gösterim ve halk oyunları etkinliklerine katıldı.
1997-1999’da ; yerel televizyonlarda-kamu hizmeti amaçlı,haftalık , ÖSS hazırlık-canlı yayın Fizik dersleri verdi. Çeşitli amaçlarla “ Eğitim Programları ” hazırladı ve sundu.
1996-2003 arasında ; Gaziantep-Kahramanmaraş-Adıyaman arasındaki yaklaşık 150 köy,mezra ve obayı gezerek alan araştırması yaptı ve “ Kızık Boyu 1 (Karataş Kızıkları) ” adıyla
4 Temmuz 2005’te ; kitaplaştırdı. Bu kitap,5 Ağustos 2005’te ; Yeniçağ Gazetesi’nde haber oldu
ve Ekim 2005 TÜYAP kitap fuarı ekinde yer aldı.
27 Aralık 2005 tarihli Tercüman Gazetesi’nde, Necdet Sevinç’in köşe yazısına konu oldu.
İstanbul’da;
2005-2006’da ; İstanbul Gazetesi’nde “ Türkçe’mi Kimler Apardı ” adlı makaleler yazdı.
6 Eylül 2006’da ; Köşe yazarı Neddim Odabaş ile“ Eğitimin Eşik Yeri Dershane ” adlı söyleşisi,
Milli Gazete'de yayımlandı.
27 Kasım 2007’de ; Bakırköy Erguvan’da “ Sivri Kalemler 3.Şiir Şöleni ” ne,
17 Mayıs 2008’de ; Şair Dursun Elmas’ın öncülüğünde, Sultan Ahmet Türkistan Aşevi’nde
gerçekleştirilen “ Türk-İslamcı Şairler 4. Buluşması ” na katıldı.
      2011-2015 Eğitim Öğretim yıllarında, "Halk Oyunlarım" şiiri, 4. sınıf Sosyal Bilgiler ders kitabında yayımlandı...

      Dernek ve Kurultay Çalışmaları ;

      09.09.1998'de G.Antep Kızıklar Derneği'ni, 08.08.2008'de G.Antep Mihmadlı Hacı Ömerler Derneği'ni,
12 Şubat 2014'te G.Antep Pekmezci Köyleri Derneği, 29 Mayıs 2014'te Çaycuma Saltukova Lisesi Mezunları Derneği'ni kurdu ve Kurucu Genel Başkanlığı'na getirildi.19 Mayıs 2014'te İzmir Dede Korkut Fed. kurucu genel başkan yardımcılığına getirildi.Ayrıca ;Türkiye'de 10 kadar derneğe üyeliği vardır.
       16 Ağustos 2009'da ; Gaziantep Şehitkamil Karayusuflu köyü " Memik Kiya Köy Odası " nda
Türkiye geneli " Mahmatlı Oymakları ile Kızık Boyu kurultaylarını ve  27-28 Ekim 2012'de ;
Türkiye Milli Kültür Dernekleri Kurultaylarını başlattı. 26-27 Haziran 2015'te Söğüt'te kurulan
Dünya Yörük Türkmenleri Birliği kurucuları arasında yer aldı. 2000-2005’de ; “ Gaziantep Oğuz Boyları Fed.
kuruluşuna öncülük etti. 2006’da ; Gaziantep Kültür-Sanat Edebiyat Derneği “ Kurucu Üyeleri ” arasında yer aldı.Gaziantep'te ; 2000'de "Türkmenler Derneği", 2007'de "Kuvva-i Milliye Derneği"ne, İstanbul'da ; 2005'te ; " Gaziantepliler Derneği", 2006'da ; “ Anadolu Türkmenler Derneği ”
2007’de ; “ Sivri Kalemler Derneği ” 2014; de "Gönenliler Derneği"ne üye oldu.
2012'de ; Antalya 11 Kasım Kültür Derneği'ne üye oldu.

     İmza Günleri :

     21 Ocak 2014'te İstanbul Bağcılar'da il içi ilk, 12 Nisan 2014'te Zonguldak Çaycuma'da il dışı ilk,
2 Mayıs 2014'te Belçika Anvers'te yurt dışı ilk imza günlerine katılarak,
Kırçiçek'im ve Gazi Antep Destanı adlı şiir kitaplarını imzaladı.

      Bestelenen Şiirleri ;
 
29 Mart 2011'de " Bize Antepli Derler ",
30 Mart 2011'de " Türkmen Destanı - Türkmen'em Men ",
10 Nisan 2011'de " Şerife'nin Türküsü ",
10 Nisan 2011'de " Garadağ Gözeli ",
20 Nisan 2011'de " Aybastı " ,
29 Mayıs 2011'de " Bize Maraşlı Derler " ,
29 Mayıs 2011'de " Bize de Urfali Derler ",
29 Mayıs 2011'de " Topal Osman Ağa Destanı " ,
20 Haziran 2011'de " Boyno Oğlu Memik Ağa "
9 Eylül 2011'de " Kızık Destanı " şiirleri,
Ozan Yetkin KARAKAYA tarafından bestelenmiştir.

      Yayımlanan Eserleri :
 
21.11.2001'de “ Kırçiçek’im ” Şiirler 1, 5 Temmuz 2005'te “ Kızık Boyu 1 (Karataş Kızıkları) ”
2002“ Kızıklar ” dergisi. 19 Mayıs 2009’da “ Bozkurt Duruşu ” Şiirler 2,
20 Temmuz 2012'de ; "Bozkurt Yürüyüşü" Şiirler 3 ve  "“Gazi” Antep Destanı"  Şiirler 4,
6 Şubat 2016'da "Teğet Sevdalar" Şiirler 5

      Devam Eden Kitap Çalışmaları :
 
      "Kızık Boyu 2 (Türkiye Kızıkları)", "Kızık Boyu 3 (Dünya Kızıkları)",
"Gaziantep Karataş’ta Oğuz Boyları (Aşiret, Cemaat, Oymak ve Obalar)",
"Gızzık Hakiyeleri", "Benim Hayatım Hikaye", "Karadağlı Deli Memed" (Roman),
"Türkçe’mi Kimler Apardı" (Makaleler), Batur'ca Denemeler ,
"Dörtlükler / Hoyratlar" Şiirler 6 , "Antep Fıstığı" Araştırma




 


Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam38
Toplam Ziyaret326836
Anket
Sitemizde en çok etkilendiğiniz bölüm / yer neresidir ?
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.663034.8019
Euro36.413536.5594
Hava Durumu
Saat
KIZIL BAYRAK SİYAH SANCAK

KIZIL BAYRAK        

  SİYAH SANCAK


Son kurultayın adı “Turan” olacak…
Başımızın üstünde Kur’an olacak…
Tarihin sahibi bu Türkler, yeniden,
Şu yeryüzünde; nizamı kuran olacak…

Türklük’ündür; ay ve yıldızlı al bayrak,
İslamlığındır; o yeşil-siyah sancak.
İkisinde cihana hakim kılacak,
Turan soylu Türkler olabilir ancak…



4 Ocak 2010 - K.Sinan/Bahçelievler/İst.


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
" Nafi Çağlar Budunlu "

CloudFlare
TÜRK'ÜN DURUŞU

TÜRK’ÜN DURUŞU

Türk’ün çokberk olur yumruk vuruşu,
İşte böyle olur Türk'ün duruşu…
Ağır olur kalkışı, oturuşu,
İşte böyle olur Türk’ün duruşu…

Düzenbaz tilkiler, hep ürkek olur,
Dalkavuk çakallar, hep korkak olur,
Türk’ümü sorarsan hep erkek olur,
İşte böyle olur Türk’ün duruşu…

Karşısındakinin kimliğine bakmaz,
Kimsenin gücü, makamını takmaz,
İnandığı kutlu yoldan hiç çıkmaz,
İşte böyle olur Türk’ün duruşu…

Onlar için bilgedir ak sakallı,
Gönüller engin, tavırlar akıllı,
Bilirler, bu yol; dikenli, çakıllı,
İşte böyle olur Türk’ün duruşu…

Sayarlar, teyzeleri, halaları,
Severler, yavruları, balaları,
Geçerler, surları, kalaları,
İşte böyle olur Türk’ün duruşu…

Satmazlar, emmileri, dayıları,
Korurlar, Oğuzlar’ı, Kayılar’ı,
Korkmazlar, az olsa da sayıları,
İşte böyle olur  Türk’ün duruşu…

Üleşirler önlerindeki aşı,
Yolda koymazlar, koldaş*ı, yoldaşı,
Din-budun uğruna verirler başı,
İşte böyle olur Bozkurt duruşu…

Türklük’ün hası, esası mert olur,
Milletinin derdi, o’na dert olur,
Konu vatan ise, tavrı sert olur,
İşte böyle olur Türk’ün duruşu…

Türk der isen o’nun hası Nafi’dir,
Tam Türk’tür o, katışıksız, safidir,
Erkek görmek istersen, o kafidir,
İşte böyle olur Türk’ün duruşu…
 

Batur Nafiz TANÇAĞLAR
” Nafi Çağlar Budunlu “

17 Mayıs 2008-K.Sinan
Bahçelievler/ İstanbul
 

* Koldaş ; Kollanılan kişi, arkadaş.

ŞEHİT HASAN AĞA'M

ŞEHİT HASAN AĞA'M


Sefer emri ile düştü yollara,
Neçe yerden geçti, gitti çöllere,
Yedi gavur leşi baştan aştı da,,
Hasret kaldı, yardım eden ellere…

Hasan Ağa’m son nefeste yekindi,
Dediler ki, vakitlerden ikindi,
Yatıyordu, susuz yerde, yiğidim,
Çırpındı da son bir defa silkindi…

Nafi der ki; şad olasın Hasan Ağa,
Ne miraslar bıraktınız bu çağa,
Siz Yemen’de, canlarınız verdiniz,
Ulaşamaz gavur bu Karadağ’a…

Ağam, öz ağam, benim Hasan Ağa’m,
Varıp Yemen İli’ni basan ağam…

Ağam, öz ağam, benim Hasan Ağa’m,
Buralardan olmasın tasan ağam...

23 Ekim 2011 Pazar - 01:33
K.Sinan/Bahçelievler/İST.


Şehit Hasan Ağa; Dedem olup, Yemen şehididir.
TÜRKÇE'Nİ

TÜRKÇE’Nİ

- 1 -

Türkçe’ni, Türk’üm,Türkçe’ni…
Uçmağa giden Türkçe’ni…
Turan İli’nin Türkleri,
Ko aparsın o Türkçe’ni…

24 Ocak 2008 - Bakırköy / İst.

- 2 -

Türkçe’ni, Türk’üm Türkçe’ni…
Çıkmaza giden Türkçe’ni…
Türkler terk eder Türkçe’ni,
Ne yaparsın o Türkçe’ni…

20 Mayıs 2008 - Bahçelievler/İst.

ÇUHURDA TÜRKMENEM
ÇUHURDA TÜRKMEN’EM

Binlerce yıldır; Samarra, Ur’da Türkmen’em.
Alemde çoh yerde, orda, burda Türkmen’em.
Neçe dövletler gurdugum öz vetanımda,
Düşmüşem a dostlar, çuhurda Türkmen’em…

Gışlar olanda , sagukta , garda Türkmen’em.
Bir derbent, bir çuhurda, darda Türkmen’em.
Kimi gelir vurur, kimi istemez sürer,
Men bilmiyrem ki a dostlar, harda Türkmen’em…

Mene, bend olmuş gal’alar, surda Türkmen’em.
Ne şekil sahap olag bu yurda Türkmen’em.
Dara düştügümüz vahıtlarda yol veren,
Bir selam varanda öncü kurda, Türkmen’em…


www.nafiztancaglar.com


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
Nafi Çağlar Budunlu
14 Mart 2011 Pt. 17:17
K.Sinan/Bahçelievler/İst.
Bize Antepli Derler

BİZE ANTEPLİ DERLER

Barak uzun havası,
Leziz Kilis tavası,
İşte kültür yuvası,

Bize Antepli derler,
Burda düşmanı yerler…

Geniş Barak ovası,
Yiğitlerin yuvası,
Budur Antep liva*sı,

Bize Antepli derler,
Burda düşmanı yerler…

Düşmanın en arsızı,
Artık gelmez Fransız’ı,
Yürekler görmez sızı,

Bize Antepli derler,
Burda düşmanı yerler…

Kuzeyde Karadağ’ı,
Kale gibi Türk Dağı,
Kükreyen gençlik çağı,

Bize Antepli derler,
Burda düşmanı yerler…

Doğuda Fırat nehri,
Gözeldir, Sof’tan seyri,
Ezelden Türk’ün şehri,

30 Mart 2011 Ç.19:27
Bağcılar / İstanbul


Bize Antepli derler,
Burda düşmanı yerler…

Antep etrafı dağlar,
Dağlarda güzel bağlar,
Böyle der Nafi Çağlar,

Bize Antepli derler,
Burda düşmanı yerler…

Bize Antepli derler,
Burda düşmanı yerler…



’Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli
12 Mayıs 2008-K.Sinan
Bahçelievler/ İstanbul


* Liva ; Osmanlı Döneminde sancak, il, şehir .

Garadağ Gözeli

GARADAĞ GÖZELİ

Merzimen Çayı* durgun akar.
Bir ucu da Fırat’a çıkar.
Garadağ’da bir gözel gördüm,
Bakışları sineler yakar…

Garadağ’ın üstü yayladır.
Sorun halin, acep hayledir.
Bir duruşu adam öldürür.
Bu Yörük gızları böyledir…

Garadağ** dibi Yavuzeli.
Bu dilber beni etti deli.
Ya almalı ya da gitmeli,
Söyleyin dostlar ne etmeli? ..



Batur Nafiz TANÇAĞLAR
’Nafi Çağlar Mahmatlı’
22 Mart 2011 Salı 01:22
K.Sinan/Bahçelievler/İst.


* Merzimen Çayı ; Gaziantep Yavuzeli ilçesinde bir çay adı.
** Garadağ ; Fırat Nehri’nden Yavuzeli-Araban arasından batıya doğru uzanan
dağın adı.