KIZIL BAYRAK SİYAH SANCAK

NAFİ ÇAĞLAR

Üyelik Girişi
NAFİ ÇAĞLAR - Kişisel
Ürün ve Hizmetler
Site Haritası
Takvim
BİZ NE İDİK
BİZ NE İDİK

Tanrı Dağları'ndan düze indik.
Bozkırlarda ata bindik.
Ne Moğol idik, ne Çin'dik...
Biz; Bilge Han, Kültiğin'dik...

Dinlemez idik Hindu'yu, Persi.
Çekinirdi, Moğol'u Rusu.
Sedleri aşardı akıncı hırsı.
Biz; Mete, Teoman idik...

Altaylar'da at koştururduk.
At nallarıyla su coştururduk.
Ne dinlenir, ne boş dururduk.
Biz; Oğuz, Kara Han idik...

Issık'ta su içer idik.
Sir-Derya'ya geçer idik.
At üstünde uçar idik.
Biz; Salur Han, biz Kazan idik..

Karabaş koçu 'yeni yıl' sayardık.
Üstüne onbir ongun koyardık.
At koşumuyla kültür yayardık.
Biz 'uygar' biz yaman idik..

Bizimdi; bütün Asya'nın içi.
Meskenimizdi; Pekin, Urumçi.
Karşı koyamazdı Mançur'u, Çin'i.
Biz 'hükümdar' biz 'han' idik...
 

Nafi Çağlar Mihmadlı

NE DİYE

NE DİYE

Bizans'a dayandı Çağrı komutan.
'Baş Emir' oldu Tuğrul Sultan.
Boy boy biz olduk Müslüman,
Alemdarlık bize gelsin diye...

Fırat' buraktık biz Kılıç Arslan'ı.
Diyojen'e gönderdik Alp Arslan'ı.
Anadolu'ya saldık Şah Süleyman'ı,
Anadolu da bizim olsun diye...

Paşalar atadık Sırbistan'a.
Donanma yolladık Hindistan'a.
Yollar açtırdık biz Arabistan'a,
Onlara da kader gülsün diye...

Bir 'il' eyledik biz Mısır'ı.
Adalette etmedik kusuru.
O zaman gördüler altın asrı,
Onlar da Türk'ü bilsin diye..

Afrika'da gezdirdik Barbaros'u.
Şimalde Baltık'a tıktık Rus'u.
Bize dayanmadı Frenk-Slav ordusu,
Dünyalar da bizi bilsin diye..

El birliği etti tüm İtilafı.
Yanlarındaydı, Hindu'su, Anzak'ı, safı.
Onlara gösterdik ettikleri gafı,
Türkiye'miz payidar kalsın diye...
 

Nafi Çağlar Hacıömeroğlu

 

FRENK'E ÇEYREK KALA

FRENK'E ÇEYREK KALA

 Altaylar’dan bir çıktık ki yola,
Bindik atlara, sürdük dört nala,
Durduk, Horasan’da verdik mola,
Şanlı Malazgirt’e çeyrek kala…

Talas’ta tanıdık o Osman’ı,
Otlak eyledik Dandanekan’ı,
Bağdat’ta, biz devraldık İslamı,
Anadolu’muza çeyrek kala…

Ordu sürdük Sina’ya, Kudüs’e,
Pes etmedik haçlıya, Bizans’a,
İşi bırakmadık öyle şansa,
Söğüt İli’mize çeyrek kala…

Doğudan girdik Anadolu’ya,
Kayıkla geçtik Gelibolu’ya,
Edirne’den vardık Niğbolu’ya,
İstanbul’umuza çeyrek kala…

İstanbul’ suz Büyük Hanlık yarım,
Bir hücum eyledi ki Yıldırım,
Fatih ile tamam oldu durum,
Roma, Viyana’ya çeyrek kala…

Sıkı kuşattı Kara Mustafa,
Korkuyla titredi, hep Avrupa,
O Giray düşürdü, o’nu gafa,
Frenk İlleri’ne çeyrek kala…


’Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli
12 Mayıs 1995-Batıkent/Ankara

 

ÇOBAN

ÇOBAN

 

ÇOBAN*

Kalmamış bu oymağın çoban*ı.
Elbet bir kısmı görür çabanı…
Bir gün sana bıkkınlık gelirse,
Hatırla, ağa ve bey babanı…

Bu soy; elbet tükenmez ve bitmez.
Yok olmaz, kaybolmaz ve de yitmez…
Lakin bu işler çobansız gitmez,
Senden başkası bunları gütmez…

Fakat, bir çoban bu soya yetmez…
Kimlik ise, bunlara fark etmez…
Nafiz bir yola baş koyduğunda,
Kesinlikle o yoldan çark etmez…




24 Ekim 2009 C.tesi 23:13
Güneşli / Bağcılar / İstanbul



Batur Nafiz TANÇAĞLAR " Nafi Çağlar Budunlu "


* Çoban ; Mahmatlı Dernek Başkanı Nafi Çağlar Budunlu

BATUR

BATUR


BATUR*


Ne gezersin İstanbul’larda Batur?
Sana engel mi ki, etraftaki sur?
Kendine dön; tekrar yumruğunu vur…
Eski yıllara yeniden düşler kur…

Hala buralarda mısın sen Batur?
Git; "Gazi" ili**ne çadırını kur…
Ağır ol; geç oymağın başında dur…
Gir; adam gibi otağ***ına otur…




24 Ekim 2009 Ctesi 22:20
Güneşli/Bağcılar/İstanbul



Batur Nafiz TANÇAĞLAR
" Nafi Çağlar Budunlu "


* Batur ; Nafi Çağlar Budunlu
** Gazi İl ; Gaziantep
*** Otağ ; Bey çadırı

YALNIZ KURT VE ÇAKAL SÜRÜSÜ

YALNIZ KURT VE ÇAKAL SÜRÜSÜ



Bir yalnız kurttu, kendini adamıştı halka,
Etrafındaki ihanetler halka, halka,
Gene de hayatı sürüp gidiyordu,
Sürünerek, debelenerek, düşe kalka…

Durup ta bakmadı kalıbına, yaşına,
Tuz da atmamıştı ekmeğine, aşına,
Bu feleğe ne saflıklar ederken,
Felek, neler getirmedi ki başına…

Dünyalar sığmazdı, hayaline, düşüne,
Girmek istedi, eşsiz halkı(!)nın düşüne,
Gün geldi, yaktılar bağrını zavallının,
Küçük dilini yuttu, düşüne, düşüne…

Ne de güvenmişti, kendince yoldaşı(!)na
Hep onları dikmişti, köşelere, yol başına,
Melül gözlerinin perdesi açıldı önce,
Sonra, o gözleri ki; döndü fal taşına…

Korkmadı çevirdi sırtını eşi(!)ne, dostu(!)na,
Kimler göz dikmedi ki, hayatının kastına,
Art arda yedi sırtına kahpe hançerleri,
Sonra, küller değmez oldu o postuna…

Günleri güzelken, diyecek yoktu şanına,
Evvel akrabalar koşar gelirdi yanına,
Yerde; akrepler, tilkiler, sürüngenler,
Sonra gökte; akbabalar girdi kanına…

Nice hain, nice kansızlar vardı,
Etrafını kuçular, bocu köpekler sardı,
Zamane meydanında çakallar cirit atarken,
Benim soylu kurduma inleri bile dardı…

Karşısına geldiler de dost gibi durdular,
Akıl almaz dümenler, tuzaklar kurdular,
Kancık yılışmalarla ayağına dolandılar,
Her dönüşte sırtına nice darbeler vurdular…

Yol alamadı, gelen vurdu, giden vurdu,
Şöyle yere sağlam bastı, öylece durdu,
İyi düşündü, kendi kendine sordu,
Çakallara boğduruyorlardı kurdu…

Ademoğlu bu; varsın aşağılık olsun,
Yıkılsın bu haller, beylik, ağalık olsun,
Bir yer beğen, yalnız ve asil kurdum,
Başı yüce, hem dumanlık, dağlık olsun…




’Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli
30 Ocak 2003-Karşıyaka
Şehitkamil / Gaziantep


SOMA'DA YANDILAR
SOMA’DA YANDILAR

SOMA’DA YANDILAR

Neçe canlar yandı bu Soma’da,
Sanmayın, yanıp gittiler sobada,
Allah düşmana bile vermesin,
Ölenler öldü, kalanlar komada...

Payını da aldı Kırkağaç, Akhisar,
Yaralı çok, yüzlerce de ölü var,
Yakınları darmadağın olmuş, Gel bu yarayı sarabilirsen sar...

Korkulu yürekler gürp gürp atıyor,
Soğuk depolarda naaşlar yatıyor,
Kapılardan birer birer verilen,
Tabutlarda ne umutlar batıyor...

Yandılar, Soma’da yandılar,
Ekmeklerini kömüre bandılar.
Evlerinden tebessümle çıktılar,
Tekrar geri döneriz sandılar.
Yandılar, Soma’da yandılar...


Nafi ÇAĞLAR
Batur Nafiz Tançağlar
15 Mayıs 2014 Perş. 20:20
Nafi Çağlar Kısa Film
BİZİM ELLER / Karayusuflu Köyü

Teğet Sevdalar

TEĞET SEVDALAR

SEVDA ŞİİRLERİ- Teğet Sevdalar - Nafi ÇAĞLAR


Nafi Çağlar’dan

SEVDA ŞİİRLERİ

Teğet Sevdalar


1
GÜNEŞ DOĞUNCA

Her günün fecrinde,
Gözlerimden dağılır uyku.
Doğar güneş ,
Toplanır dertlerim,
Izdırap,
Çile,
Eza,
Cefa...
.....
Geliniz sizi beklerim...

28 Kasım 1984 Gaziantep


2
BOŞ VER NAFİ

Boş ver Nafi, elin o sözlerini,
Dövme be, nasırlama dizlerini.
Sarfetme sen boşuna sözlerini,
Şimdi kapat, yarın aç gözlerini..

20 Aralık 1984 - Diyarbakır


3
BEN İSTERSEM

Karşımdakiler kimler diye bakmam.
Ellerimi koltuklarıma sokmam.
Hele ağaymış, paşaymış hiç takmam.
İstersem Çağlar’ım, istersem akmam..

20 Aralık 1984 -Diyarbakır




ADAM OLDUK

Dinleyin dostlar, dinleyin beni,
Bir zamanlar liseli bir öğrenciydik.
Yüksek okullu olalım, adam olalım dedik.
Kalktık, sınavlara girdik.
Kazanmanın mutluluğuna erdik.
Erdik ya !
Bir de geldik barakaları gördük.
Çevresi dikenli tellerle çevrilmiş,
adına fakülte dedikleri barakalar.
Çatlamış binalar ve yıkılmaya yüz tutmuş kantin.
Aradan haftalar geçti...
Ne arayan ne soran var...
Sonunda dersimiz başladı.
Sınıfın yüzünü ilk o gün gördük.
Bir sınıf, bir sınıf ki; görmeye değer...
Çatlamış ve boyasız bir kara tahta,
yarısı boyalı, yarısı kırık camlar...
Çoğu yanmayan lambalar,
dökülmüş sıralar...
ve bir de sobadan ibaret...
İlk hafta sohbet, ikinci hafta ders...
Başlamışız derse,
tam dalmışız ki;
pencere önünde kedilerin miyavları,
ve arkasından çetin savaşları...
Barakaların üzerindeki diğer kedilerin
cirit atmaları..
Tüm dikkatimiz dağılır,
kimisi güler, kimisi eğlenir,
sınıftan kahkahalar yükselir.
Okulun bitişiğindeki meydanlığa,
park etmiş eşeklerin,
bağırarak kulaklarımız okşamaları....
Bahçede dolaşan horozların,
Yüksek sesle uzun uzun ötüşleri...
Daha neler, neler...
Türlü türlü naneler...
Hele bu sırada hocaların,
harıl harıl ders işlemeye çalışmaları...
Gel dostum gel! gel de halimizi gör...
Gel de bu durumda sen ders anla...
Sen sınıf geç, sen okuldan atılma!..
Saat 12’yi bulurken,
herkes yemek kuyruğuna koşar.
Koşarlar ama , sonu kuyrukta beklemek olur.
Onlarca dakikalar birbirini kovalar...
Saat 13’ü bulurken,
Sonunda yemek arabası görülür...
Herkesin gözleri açılır,
Ortalıkta bir neşe bir telaş...
Yiyenler afiyetle yerler yemeklerini,
çaya fırsat kalmadan tekrar derse...
Bir saat sonra - Hocam ara ...
Hocam sağ olsun - 10 dakika...
Hemen kantine, sözde çay içeceğiz...
Kantinciye - Bir çay...
Kantinci - Çay yok...
Eh! yoksa ne yapalım,
biz de bahçede dolaşırız...
Heyhat !
Kediler ve tavuklar varken bahçe bize düşer mi ?
Moralim limite doğru yol alır,
Beynimin integrali, aklımın türevi
ve zeka sabitim sıfır olur...
Kafamda ; X şapkalar Y şapkalar birbirini kovalar.
Çeker tekrar sınıfa giderim,
Düşünür düşünürüm...
"Okulunu buldun Nafi, belanı buldun.
Sınavı kazandın,fakülteli oldun,
adam oldun!..
Ne oldun ?..
Sonunda sararıp soldun!.."

Nafi ÇAĞLAR
15 Nisan 1985
Diyarbakır




4
ŞU ALEM

Şu alem,
Büyük bir halt işledi.
Seni çıkardı karşıma.
O vakit alev aldım,
O günden beri yanarım…

10 Ağustos 1985 / Gaziantep



5
DUYURABİLSEM

Adına şiirler yazsam,
Açsam dert haznemi,
Döksem dizelere…

Gönlümün burukluğunu,
Bağrımın ezikliğini,
Anlatsam kelimelere…

Sensiz ızdıraplarımı,
Akan göz yaşlarımı,
Duyursam harflere…

28 Nisan 1986 / Diyarbakır



6
HASRET

Yalnız bırakın beni,
İstemiyorum ilginizi…

Buram buram dostluk kokladığım,
O insanlar hani…

Kimine can verirdim,
Can verirdi kimi…

Dobura dobur dost idik,
Neydi…O günler neydi…

Hasretle koklaşırdık,
O duygu bir hoş şeydi…

Özlem ile sarılırdık,
Kollarım bomboş şimdi…

28 Nisan 1986 / Diyarbakır



7
GENÇLİK

Bir gençlik içiyorum yudum yudum.
Ne Zap Suyu’ndaki coşkun,
Ne de çoban pınarındaki,
Saf ve berrak sudur içtiğim gençlik...
Ne ’madem doğdum yaşarım’
Ne de ’düşünüyorum, o halde varım’ diyen,
Yüzyılının sahibidir gençlik...
Ben asit-baz karışımı,
Gençlik çözeltisi bir zehir içiyorum...
Hey babo...
Hani gençlik,
Nerde usu?
Gençlik...
Dedim de...
İçim yandı doğrusu...

18 Mayıs 1986 Diyarbakır



8
DONUK GÖZLERİM

Yeter ey gözlerim,
Size söylerim.
Bakmayın herkese öyle,
Aynaya bakar gibi.

Ağlayın ey gözlerim.
Sevdiceğim gelecek
Az sonra,
Sileceğini beklerim.

Kapanın ey gözlerim,
Yarimi göreceğim
Yine bu gece,
Sizi beklerim...

7 Mart 1987 - Diyarbakır



9
BELKİ BİR GÜN (1)

Belki bir gün döneceksin,
Sevgimi isteyeceksin…
Ama çok geç olacak,
Çünkü başkasını seveceğim…

K.Ç./ 1 Haziran 1994
Saltukova/Çaycuma


10
BELKİ BİR GÜN (2)

Belki bir gün anlarsın beni.
Dinlemeden anlarsın…
Düşersin o dipsiz kuyuya,
Karanlığın, karamsarlığın içine,
Işık arasın…
O ışık,
Dostların olacaktır,
Seni anlayan insanlar olacaktır.
Belki bir gün,
Dertlerin artacak,
Yazacaksın,
Ancak sayfalar almayacak…
Kalemin tükenecek,
Denizden mürekkep,
Topraktan sayfa yapsan da
Yetmeyecek…

K.Ç./ 8 Temmuz 1994
Saltukova/Çaycuma/Zong.



11
GÖZ YAŞLARI

Tüm gerçekler
Gözyaşlarında gizlidir.
Kalemin ucunda olsa da,
Tüm gerçekler
Göz yaşlarında gizlidir.
Söylemediğin gerçekler,
Düşünmediğin hayaller,
Tüm gerçekler,
Göz yaşlarında gizlidir…

K.Ç./ 1 Haziran 1994
Saltukova/Çaycuma/Zong.



12
BEN BİR ÇİÇEĞİM

Bir beladır başımda dolaşan,
Arkadaş anla beni…
Bir çiçeğim suya muhtaç,
Arkadaş anla beni…
Ben bir çiçeğim…
Evet Çiçek…
Yalnız kalmış,
Susuz kalmış,
Açılmamış,
Açılamamış bir çiçek

K.Ç./ 7 Temmuz 1994
Saltukova/Çaycuma/Zong.



13
BEN MASUMUM

Gönlüm yaptı ben bileyim,
Günüm yok ki, güleyim,
Bana reva görürsen,
Sen iste ki ben öleyim…


17 Ağustos 1994
Saltukova/Çaycuma/Zonguldak



14
DOSTUM

Bana kara deme dostum,
Kaderim benden kara,
Gönlün yara deme dostum,
Yüreğim ondan yara…

17 Ağustos 1994
Saltukova/Zonguldak



15
PARYA GÖNÜL

Ah! Bu gönül, bu gönül var ya!
Görünce yari oldu kanarya,
Girdi asrın gönüller alemine,
Sonunda oldu bir parya…


17 Ağustos 1994
Saltukova/Zonguldak


16
BENİM İSTEĞİM

Akıl almaz bir hevesteyim,
Altın bir kafesteyim,
Hem özgürlük hem kafes,
Ne dayanılmaz benim isteğim…

24 Ağustos 1994
Saltukova/Zonguldak


17
KÜSTÜM

Merhaba sevgili dostum,
Bir konutum bir sustum,
Kızma bana ne olur,
Ben, kendime bile küstüm…

24 Ağustos 1994
Saltukova/Zonguldak



18
CAN KÜREM

Can küremin mağmasından
Yükselir alevler…
Tepeden eteklerime yakar
Akan lavlar…
Hiç görülmemiş,
Böylesine dolu volkanlar…
Korkarım…
Beklerim…
Ne zaman bitecek
Damar ağımdaki kanlar…

5 Mart 1995
Saltukova/Zonguldak


19
BİR YOL

Ey Rabb’im daha dolmadı mı çilem?
Müsade et, bir gün gülem.
Bu alemde ümit yoksa,
Kapıları aç, oraya gelem..

12 Mart 1995 Çaycuma


20
OZAN’A…

Bazen kızıyorum ozan’a,
Helal olsun oyun bozana…
Ne demiş ozan,
“Her dertten yıkılmazdım,
sebebim zalim oldu”
Bırak ozan,
Oldu da ne oldu?
Bırak yıkılma,
Doğrul, bükülme…
İstemiyorsa yar seni,
Karşısına dikilme…
Dikileceksen de Ozan,
Dikil Çin Set’ti gibi,
O zalimde,
Varsa akıncı kanı,
Tepelesin geçsin seni…
Ezilse de bedenin,
Ayakta kalsın benliğin…

13 Mart 1995
Saltukova/Zonguldak



21

TEVAFUK

Senin elinden ben n’edem?
Dilersen kalam, istersen gidem,
Başkasıyla ben ne edem?
Benim güzellik abidem…

Bazen kışımsın baharım,
Kimi
zaman sevincim, kahırım,
Tevafuk çıkardı seni karşıma,
Gahı
dostumsun, gahı yarim…

23 Mart 1995
Saltukova/Zonguldak



22
ASALETİN

Bir son versem
gözlerimin yaşına,
Hiç bakmasam boyuna, yaşına,
Düğün-dernek halay çekerek,
Telli duvakları çeksem başına…

Anlamıyorum, artık mihnetini,
Çekmeye razıyım her külfetini,
Ne
güzellik ararsam sende,
Seyre daldım o asaletini…

23 Mart 1995
Saltukova/Zonguldak


23
BEN NE SEN

Pınarlarda suyum, içeceğim,
Kırlarda
gülüm, çiçeğim,
Çiçekler içinden seni seçeceğim,
Ne candan ne senden geçeceğim…

Lalezar içinden seni biçeceğim,
Hazneler içinde seni açacağım,
Bir bilebilseydin niyetimi,
Ne senden ne benden geçeceğim…

24 Mart 1995
Saltukova/Zonguldak


24
ŞİKAYET

Sen kovarsan ben n’ederim?
Bildiğim bir yere giderim,
Son durak Arasat Meydanı,
Seni Hakk’ıma şikayet ederim…

24 Mart 1995
Saltukova/Zonguldak



25
KIR ÇİÇEĞİM

Çoktan geride bıraktık kışı,
Baharın sonu, ilk yazın başı,
Sararırken bayırın göceği,
Toprağı yeni yardı,
Altı Mayıs’ın “Kır Çiçeği”
Söyle çiçeğim,
Seni böyle bekleten neydi?
Sen keyfince açılsan da,
Bunca zahmete değdi…

Öyle durma çiçeğim,
Bir gün yanına geleceğim,
Bayırın bağrını deleceğim,
Kara saplı hançerimle,
Seni oradan sökeceğim…
İster filiz ver,
İster verme,
Seni,
Kendi bağrıma dikeceğim!...

6 Mayıs 1995
Saltukova/Çaycuma




26
TASA YOK

Kendini üzersin bilerek,
Göz yaşlarını silerek,
Paha biçemez kimse sana,
Bunca tasaya ne gerek…

8 Mayıs 1995
Mengen/Bolu




27
CAN DOSTUMA

Yer nimetiyle yoktur işi,
Öylesine bir hatun kişi…

Mevlam yaratmış överek,
Ben methederim severek…

Hedef bilmiş doğru yolu,
Rabb’imin
güzel kulu…

Kendini bilmez, çeker azap,
Bu azaptan olur harap…

Gönlünü açmış görmez ki,
Işık tutmuş bekler Çalap…

8 Mayıs 1995
Mengen/Bolu


28
HALK OYUNLARIM

Doğuda, sinsinim, horonum ve barım,
Batıda, efe’m, zeybeğim, harmandalım,
Güneylerde, şıkırdarken kaşıklarım,
Kimi yerde kalkan döver kılıçlarım…

Kuzeyde, aman-oflarım, dıvdıvlarım,
Güneydoğuda, çekilir halaylarım,
Gah sevincim, gahı olur ahuzarım,
B
aşkadır memleketim, halk oyunlarım…

’Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli
18 Mayıs 1995-S.Ova
Çaycuma/Zonguldak

Halk Oyunlarım
şiiri ; 2012-2015 Eğitim Öğretim yıllarında,
4.Sınıf Sosyal Bilgiler ders kitabında sayfa 28’de yayımlanmıştır.



29
HER GECE

Her
gece
Gök yüzüne bakarak ağlarım…
Yıldızlar ve parlayan her cisim
Seni andırır…
O
güzel günleri hatırlayarak,
Bir çok
şiirler yazarım…

Söylediğin her söz,
Benliğimde kanunlaşıyor…
Yaptığın her hareket,
Vücuduma yerleşiyor…
Kalemimin ucundan
Duygular akıyor…
Ellerim,
Dua için çırpınıyor…

K.Ç./14 Haziran 1995
Saltukova/Çaycuma


30
…BEN

Bir gün kıra erem ben,
Sen
çiçeksin derem ben,
Gönlümü harman yaptım,
Ayaklarına serem ben…

Atıma binem sürem ben,
Mekanına varam ben,
Atımın terkisine atıp,
Dağlara sürem ben…

19 Haziran 1995
Saltukova/Zonguldak


31
SIR YOK

Hani taş duvar oturup,
Beraber bakıyorduk şimale.
Arada kaçamak bakışıp,
Giriyorduk halden hale…

Takmıyorduk yaşımızı, boyumuzu,
Anlamıştık artık huyumuzu,
Hani karşılıklı sözleşerek,
Son eylemiştik oyunumuzu…

Hatırlarsın, sözüm vardı sana,
Bakmayacaktım ona buna,
Hayallerle uzanmışım toprağa,
Sır yok, beni gölgeleyen ağaca…

12 Temmuz 1995- Beytepe/
Ankara



32
SANA BAĞLIYIM

Hiç değişmedi beynimdeki nakışların,
Neyi demedi ki tarifsiz bakışların…

Her nakıştan işlemiştin tel tel,
Hallerin diyordu ki “artık gel”

Gözlerinde buldum kahvenin rengini,
Hiç göremedim bu
gözlerin dengini…

Ben yıllardır yürekten dağlıyım,
Hala, köle gibi sana bağlıyım…

Herkes ayrı, ben ayrı teldeyim,
İstersen, gel gör ne haldeyim…

12 Temmuz 1995
Beytepe/
Ankara

33
SERİN AKIŞ

Bir yüreğim vardı, onu da dağladım,
Yüce dağ başına çıktım ağladım…

Yamaçlardan eteklere indim,
Önce çağladım, sonra dindim…

Bir
çiçek ki bayırda korunmak ister,
Yaklaştım yanına, benimmiş meğer…

Aldım çiçeğimi, bağrıma diktim,
Sonra duruldum…Aktım…Aktım…

12 Temmuz 1995
Saltukova/Zonguldak

34
SON DAVET

Benden sana son davet,
“Senden bekliyorum medet”
Sonunda bir çare buldu,
Korkarak söylediğim dert…

13 Ekim 1995
Gerede – Saltukova Yolu



35
ÖĞRENCİM

Aşar yüzleri öğrencim,
Açar yüzleri öğrencim,
Yüzde bir tane olsa da,
Alır yüzleri öğrencim...

Notlarınız kırık dökük,
Karşımda boynunuz bükük,
Bakın sizin yüzünüzden,
Omuzlarım içe çökük...

Mürekkeple yazsam birinizi,
Çok ta severim her birinizi,
Eliniz koyun vicdanınıza,
Kırdım mı sizin hiç birinizi...

İşte gidiyorum ’hoşça kalın’
Sizler, hakkınızı helal kılın,
Esen yel ile uçan kuş ile,
Arada bir, bana selam salın...

Nafi Çağlar Hacıömerli
25 Aralık 1995/Saltukova



36
NEREYE GENÇLİK HOP

Nereye gençlik hoop! ..
Elinde bir top,
Oynarsınız hop hop...
Zevkinize hayranım(!)
Dinlersiniz pop...
Bu nasıl iştir?
Kimisi olmuş top! ..
Mihraklar taş atmış,
Kop gencim(!) kop...
Yiyin durmayın,
Önünüzde lop...
Eşerler kuyunu,
Düşersin cumburlop...
Umurunda mı senin,
Ne soy, ne de sop? ..
Kaşınanlar var,
Kimine gerek cop...
Yeter t
aşkınlığın,
Gel otur,
Otur gençlik, hop...
Eğer adam olmazsan,
Dayarım! cop! ..

12 Temmuz 2001 Gaziantep



HOŞ MUDUR BOŞ MUDUR ?

Kime sorduysam Nafi’yi,
’Eyidir,
gözeldir, hoştur’ dediler...
’Nasıl, sağlam mı? ’ dedim,
’Korkma, peşinden koştur ’ dediler.
’O’nun kürkü yok, çulsuzdur’ dedim,
’O
zaman, o adam boştur’ dediler? ! ..

Batur Nafiz Tançağlar
13 Ekim 2001
Şehitkamil/Gaziantep

Bu
şiir ; Gaziantepli şair Ahmet Ayaz’ın hazırladığı;
"Gaziantep’te Kültür Sanat ve Edebiyatta İz Bırakanlar"
adlı
kitapta s. de yayımlanmıştır.



37
…CAN’IM (1)

Seninle bahar olur, yaz olur,
Ben de üşenme olur, naz olur,
Hayatta bir gün göremedim,
Dünyanın sevinci az olur…

Ortada görünme söz olur,
Eşsiz cemaline
göz olur,
Yanında bir gün duramadım,
Yanan yüreğime köz olur…

23 Ekim 2001
Şehitkamil/Gaziantep


38
…CAN’IM (2)

Son sabrıma can veren bir canım,
Bir ömür sende kalsın bu canım,
Öylesine arınmış saf ve berrak,
Deryalar huzuru ey canım…

23 Ekim 2001
Şehitkamil/Gaziantep



39
ÖYLE DURMA ÇİÇEĞİM

-- 1 --

Sen kimsesiz değilsin,
Öyle durma çiçeğim…
Bekle, sana geleceğim.
Küskücümü alacağım,
Çıkınımı alacağım,
Çayırlara, bayırlara,
Kırlara, dağlara diyeceğim…
Yamaçların en kutularında,
Dağların en doruklarında olsan,
Seni yine dereceğim!...
Sana…
Ne istersen vereceğim…

Sen kimsesiz değilsin,
Öyle durma çiçeğim…
Sana kendimi,
Sana “beni” vereceğim!…
Her iki cihana yeminim var,
Sendedir geleceğim…
Her iki cihana ahtım var,
Seninle ben,
Güzel günler göreceğim!...


-- 2 --

Sen kimsesiz değilsin,
Öyle durma çiçeğim…
Beni taa derinden,
Beni taa yüreğimden,
Beni,
Vurma çiçeğim…
Bu böyle giderse,
Bil ki,
Ben öleceğim…
Ölürsem de çiçeğim,
Sendedir geleceğim…
Unutma!
Bu son sözümü,
Unutma içimi,
Unutma özümü…
Unutma!
Sen de kalan
gözümü…
Gel,
Sende gel çiçeğim…
Kabir, mahşer, Arasat
Ve sırattan sonra
Cennete geçeceğim…
Unutma!
Cennetin girişinde,
İlk meyve ağacının dibinde,
Seni bekleyeceğim!...

12 Kasım 2001
Şahinbey/Gaziantep



PARA DESTANI

Hadi çık gel ey para artık yeter.
Bu sensizlik bana
ölümden beter(!)
Yıllardır bu yollarında,
gözlerim(!)
O destelerin, şu
gözümde tüter(!)

İçimi bilsen, seni nasıl çeker(!)
Tadına ulaşamaz, bal ve şeker (!)
Torbalara doldurup ta yüklesem(!)
Taşıyamasa atlar ve eşekler…

Rüyamda; yaprakların bir bir seker,
Büyük çuvallar gelse, teker, teker,
Taşıtlara bir doldursam (!) ben seni,
İyice balon yapsa(!) , çiftli teker…

Canımın parçasıdır(!) çelik kasa,
Parayla da doldursam basa, basa! ..
Kilitlerimi de cebime koysam,
Söyleyin, ben de kalır mı hiç tasa!

Bulabilsem(!) Karun’un haznesini,
Açabilsem(!) bankanın veznesini,
Hele desteler elime geçsin de(!)
Ben bilirim onları dizmesini…

Ey para sen, benim iki
gözümsün(!)
Yüreğimsin(!) canımsın(!) ta özümsün(!)
Artık
insanlar benim için bomboş(!)
Sensin(!) değerim(!) sen ki, son sözümsün(!)

Bil ki, iz sürer, seni hep izlerim(!)
Sensizliğe dayanamaz
gözlerim(!)
Ah! seni ufukta bir görebilsem(!)
Fal taşı gibi açılır(!)
gözlerim…

Gökler dolu dolu paralar dökse(!)
Ağırlığından koca damlar çökse(!)
Elbiselerimin her bir cebini!
Tomar tomar paralar yırtsa, sökse(!)

Çuvallar ile koysam odalara(!)
Her gün durmadan uysam modalara(!)
Seni cebime bir doldursam(!)
Ben, selam verir miyim(!) adamlara! ..

Hep paralarla geçse(!) bütün
zaman,
Görün, o vakit olurum, çok yaman(!)
İnsanlar önümde bir bir eğilse ve
Hemen diz çöküp dileseler aman! ..



Batur Nafiz Tançağlar
"Nafi Çağlar Mihmadlı"
4 Aralık 2001-Karşıyaka
Şehitkamil / Gaziantep



40
TEDAVÜLDEKİ AŞKIM (!)

El bebeğim benim,
gül bebeğim!
Şu
gözümün nuru, göz bebeğim!
Rüzgarda savrulan tanelerin,
Sanki, kırlarda bir kelebeğim!..

Saftır duygularım, sade, çıplak,
Seninle
güzel! Doğa ve toprak,
Senin rengarenk! Gül destelerin,
Türlü ağaçlarda birer yaprak!..

Sevdalıyım! Sana, ta ezelden,
Yeni tanıdığım, o ilk günden,
Yıllanmış şarap gibisin! İnan,
Kalsan, hiç gitmesen tedavülden…

Bir ersem seninle muradıma!
Delice aşığım! İnadına,
Çok düşenler olsa da ardına,
Tercih et, ne olursun gel bana!..

Yerin bir b
aşkadır! Bu ellerde,
Adın, hep dolaşıyor dillerde,
Nafi’in aklı! Fikri! Gönlünde!
Çek, mek, senet, bono, tahvillerde…

Durduramıyorum! yare! Sevdamı!
Bir bilebilseniz kara sevdamı!
Çok aşığım! Ona ben, sevdalıyım!
Bitiremiyorum! “para sevdamı (!)”

’Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli
4 Aralık 2001-Şehitkamil/Gaziantep




41
DAVA YOLCUSU

Zahiri alemin gerçek neferisin,
Eskimiş
dünyanın yeni pirisin,
Yıkma nazenin soysuzlar uğruna,
Namert feleğin mert bir erisin…

Eller gibi düzenleri bilemezsin,
Perişanlar varken sen
gülemezsin,
Ölüm yüreğinde,
ölüm beyninde,
Zaten sen çilesiz ölemezsin…

Lakin, feda edersin genç yaşını,
Elbette sana yakışan budur ki,
Mazlumlara dökersin
göz yaşını…

Esen’likler dilerim hey dava yolcusu,
Sen varken bu davanın olmaz korkusu,
Ebediyet içinde parlayan Zühre Yıldızı,
Nafi’in budur
özlemi, budur duygusu…

25 Aralık 2001
Şehitkamil/Gaziantep




42
ÜCE DAĞ BAŞI

Üce dağ başını da mesken tutmuşum,
Ceht etmişim böyle yaşamaya ben,
Eğer halimi sual eden olursa,
Sahiden şu alemde garibim ben…

Al yazmalı bir yare de hasretim ben,
İlle de böyle bahtsız yaşarım ben,
Dostlar sağ olsun, eller var olsun,
Elbette onları hatırlarım ben…

Mercan kayalıklara bakarım ben,
Eski yılları aklıma takarım ben,
Rabb’im de tek bir gün gösterirse,
Ceht ettim, bu işin içinden çıkarım ben…

Allah’ım da eğer bir izin verirse,
Nafiz’in kalan ömrünü yakarım ben…

6 Ocak 2002
Şahinbey/Gaziantep



43
MERCANLAR NE GÜZEL

Mercanlar ne
güzel parlar durur,
Eski günler beynime fırlar durur,
Rahmet gök yüzünde gürler durur,
Cemalini gören
gözler parlar durur,
Allah’ım övmüş te yaratmış seni,
Nafiz’in yüreği yerinden fırlar durur…

7 Ocak 2002
Şahinbey/Gaziantep



44
EMA-ÜL HÜNSA

Esma-ül Hünsa sıfatlar, hep yarin olsun…
Sahi alemde,
cennet mutlak karın olsun…
Esen’likler içinde geçsin hep hayatın,
Ne bir derdin, tasan, ne ahuzarın olsun…

2 Nisan 2002 Salı 10:00
Şehitkamil/Gaziantep


45
DÜŞLER

Düşler görürüm nicedir,
Düşler kurarım nicedir,
Yarin eşsiz cemalini,
Düşler dururun nicedir…

Nicedir görürüm rüya,
Vuslata erermişim güya,
Hasret,
özlem, esenlik, şenlik,
Her rüya bir b
aşka dünya

Gündüz hülya,
geceler hülya,
Balayına kurulur rüya,
Özlem ile sarıldığım o gün,
Beni esenliğe götürür
dünya

Elbet düşler kurulmaz ezbere,
Sevdaya düşülmez yok yere,
En çok en çok ben yanarım,
Nafiz’in kurduğu düşlere…


15 Nisan 2002 Pt. 20:00
Şehitkamil/Gaziantep


46
IŞIK

Gözledi
gözlerim,
Ağladı göynüm…
İçimi yaktı közlerim,
Sızladı bağrım…
Geldi,
Gitti,
Dilime dökülmedi de,
Beynime aktı sözlerim…
Ağladı göynüm,
Sızladı bağrım,
Tükendi sabrım,
Yandı özlerim…
Ben o günlerin yolunu,
Her vakit
gözlerim…


28 Haziran 2002 Cuma 21:15
Otagar/Şehitkamil/Gaziantep





47
BİR DUT İSTİYORUM

Gaziantep Bozatlı Dut Ağaçlarıına…

- 1 -

Bir dut istiyorum,
Ulu bir dut…
Dibinde kaynarı olan,
Soylu bir dut…
Dalları göklere uzanan,
Boylu bir dut…
Bir yanı urumu,
Bir yanı göv olan,
Türlü bir dut…
İşte benim aradığım,
Böyle bir dut…


- 2 -

Bir dut istiyorum,
Asri bir dut…
Zili derinlerde olan,
Köklü bir dut…
Sırtı dağlara yaslanan,
Şanlı bir dut…
Altında sürü eğlenen,
Yanında sürü beslenen,
Canlı bir dut…
İşte benim aradığım,
Böyle bir dut…


Nafi Çağlar Hacıömerli
’Batur Nafiz Tançağlar’
6 Temmuz 2002-Yavuzeli/Gaziantep




48
OŞ DEDİM

Birine sordum Nafiz’i,
“Eyi,
gözel,hoş” dedi…
“O’nun kürkü yok” dedim,
“O
zaman o boş” dedi…
Ben de o’na döndüm,
“Öyleyse sana oş” dedim…

21 Temmuz 2002 Pazar 18:00
Şehitkamil/Gaziantep


49
BİR NAZLI ÇİÇEK

Derler ki, bir yılda dört mevsim varmış,
Mevsimlerin en
güzeli baharmış,
Bayırda,bamb
aşka nazlı bir çiçek,
Ve yeşeren nice bitkiler varmış…

Bu
çiçek, garip, etrafı ıssızmış,
Yıllar geçmiş te hala susuzmuş,
Bir hışırtı ormanı sallarken,Çiçek’e,
Esintili dallar arasından ışınlar sızmış…

O zalim çoban ki, hep vefasızmış,
Bir garip yolcu ki, yolunu azmış,
Görmüş oyumlar içindeki çiçeği,
Bağrına dikmeye, onu yerinden kazmış…

O
çiçek ki,gönlünü derin bir ah almış,
Uçsuz bucaksız otlar içinde yalnız kalmış,
Gönlünden
zamanın şavkı vururken yüzüne,
Berrak teni, doyamadığı bir hüzne dalmış…

8 Kasım 2002 Cuma 13:00
Şehitkamil/Gaziantep


50
ÇAĞLAYANIN ÇİÇEĞİ

Çiçeklerin en
güzeliymiş kırlarda,
İkliminde nice fırtınalar koparmış.
Çağlayanın bağrında, bir kenarda,
En
güzel çiçeği yerinden kim koparmış…

Bir taneymiş kırlarda, tekmiş dağlarda,
Eşsiz nazeni
göz kamaştırmış,
Rast gele yaratılmamış o, bu çağlarda,
Sinesine maşukunu sessiz yanaştırırmış…

Ayın şavkıyla gidermiş sanki yollarda,
Vakar halleri yürekler yakarmış,
Acep bu ömür geçer hangi kollarda,
Şavkını görenler hayran bakarmış…


11 Kasım 2002 Pt.12:00
Şehitkamil /Gaziantep


51
MUHABBET VAHTI

Men seni sindirmişem özüme,
Sen ki, ışmar etmiyrsen
gözüme,
Muhabbet vahtı artık gelmiştir,
Sen, kulak veresen bu sözüme…

Men durup hayale dalmışam,
An olup,donmuş, öyle kalmışam,
Muhabbet vahtı belli olanda,
Men, bu hayattan haz almışam…

6 Şubat 2003 Prş.05:50
Şehitkamil/Gaziantep


52
MENİM ÇİÇEĞİM

Kim demiş, men o çiçeği soldurmak istiyrem,
Bilakis, men o çiçeği
güldürmek istiyrem,
Lakin o, gönül dağımın doruğundadır,
Men bunu, bir aleme bildirmek istiyrem…


6 Şubat 2003 Prş.06:00
Şehitkamil/Gaziantep


53
GÖZEL GÜN…

Bir ışık olasan bu köhnemiş bahtıma,
Gelip kurulasan üreğimin tahtına,
Bilesen ki; maksadım bir men değilem,
Varıp sen de eresen “
gözel gün”ün vahtına…

7 Şubat 2003 Cuma 20:30
Şehitkamil/Gaziantep



54
MENİM ÜREĞİM

Ne direm ki, menim üreğim durmiyir,
Aklıma hökmedirsem de b
aşkasını sormiyir,
Faydası yoh, üreğim muhabbet istiyir,
İllam ki “yahşi” diyir, kimseleri görmiyir…

9 Şubat 2003 Pz.13:00
Şehitkamil/ Gaziantep




55
TEĞET SEVDALAR

--- 1 ---

Sorsan halimi, yıllardır ben hayleyim.
Gerisin sen anla nasıl söyleyim.
Bir ben eğiyorum başımı bir de sen,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

Çıkıp gelmişim ben,çok uzak yollardan,
Bir ah eder inlerim ki, o yıllardan.
Yolmaya kıyamam seni taze dallardan,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

Göklerde sensin, parlak Zühre Yıldızı,
Daha ilk günde içime koydun sızı.
Karıştırır oldum, kış,baharı, yazı.
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

Biliyorum, çok eskitmiş beni
zaman.
Beni bu derde koyan kaderim yaman.
Taze ömrüne dilemesem de aman,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

Ey yeryüzünün huri ve
melek kızı,
Hallerim, o hallerinden çokça razı,
Etmesen de cilve, etmesen de nazı,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

Ben masumum, seni bahtsız gönlüm seçti.
Önüne gelen zehri eliyle içti.
Zamanın ki;
zamanından teğet geçti,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

4 Mayıs 2003 Pz.22:00
Şehitkamil/Gaziantep


--- 2 ---

Bahtım izin vermez ki, bir gün
güleyim.
Çağır beni, ayaklarına geleyim.
Sen dile ki Rabb’imden hemen öleyim,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

Bir kere bu ağını örmüştü kader,
O vakitten beri ben hederim heder.
Gönlümde
hüzün, hayatımda hep keder,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

Çok ta içerledim o orta boyunu,
Hallerinde bulmuştum asil soyunu,
Haddim bilip,bitirecekken oyunu,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

Uzaktan, çok izlerdim ağır başını,
Zamana kızardım, düşünerek yaşını,
Hep seyre dalardım, kirpiğin kaşını,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

Az ve öz doğru konuşurdu dillerin,
“Hep dua için çırpınırdı ellerin.”
Hala bende taptaze o hallerin,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

Doksan dört, Altı Mayıs, hıdırellezdi,
O durgun bakışların üstümde gezdi,
Gözlerin sezdi, yüzlerin beni ezdi,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

Ey Can! bir gün yolun düşerse sırata,
Sakın uğramadan gitme arasata,
Bu düştüğüm vaziyet büyük bir hata,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

--- 3 ---

İçim içime sığmadı, düşle doldu,
Gördüm ki; vaktin vaktime teğet oldu.
İşte bu dertle, yüzüm
gülmedi,soldu.
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

Daima yollarına baktı
gözlerim,
O yılları bir bilsen nasıl özlerim…
Belli, “benliğine işlerdi sözlerim”,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

Görmezdin, çok fecir sayılırdı izlerin.
Sen geçerken sanki çözülürdü dizlerim.
Tarihe
zamansız yakalanan bizlerin,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

“Acep bir yer mi bulsak” derdin, uzayda,
“Belki de bize en yakın olan ayda…”
Muhabbet isterdik biz, bir bardak çayda,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

İsterdin, lakin bu hallerden çıkmazdın,
“Biz”den ümitsizdin, yine de bıkmazdın,
Bir gün olsun
güzel nazenin yıkmazdın,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim,

Bayramdı; her yerde hıdırellez vardı,
Bizim hallerimizde bir haller vardı,
Tüttü duman, ateşler yüreği sardı,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

Düzdeydik, yanda bir çay, sanki nehirdi,
Bizi buluşturan yer, ah! ne şehirdi,
Benim aklımda; hep, iyi bir mehirdi,
Yüreğim dinlemedi beni neyleyim…

4 Mayıs 2003 Pz.22:00
Şehitkamil/Gaziantep



56
BU GARİP

Diller tatlı konuşur tatlı söyler,
Beni (adamı?) hoş tutar ufak tefek şeyler,
Herkes yareniyle hasbıhal eyler,
Bu garip böyle, boynu bükük neyler?..

Anlarlar ve anlaşırlar
gözgöze,
Oturmuşlar da yan yana diz dize,
Şurada dertleşiyoruz biz bize,
Bu garip böyle boynu bükük neyler?..

24 Mayıs 2003 Cumartesi 08:30
Şehitkamil/Gaziantep






57
SİLLE

Hayat su gibi akıp gidiyor,
O yar da bana bakıp gidiyor,
Ömrüm böyle geldi,geçti,gitti,
Kader silleyi çakıp gidiyor…

4 Ağustos 2003 P.Tesi 21:00
Şehitkamil/Gaziantep


58
USANDIM

Can dedim, candan usandım,
Ten dedim, tenden usandım,
Sen dedim, senden usandım,
Ben dedim, benden usandım…

30 Eylül 2003 Salı 11:00
Şehitkamil/Gaziantep


59
ŞİRİN KUŞUM

Badem gibi
gözlerin,
Çok tatlıdır sözlerin,
Ben bilirim o seni,
Ne sağlamdır özlerin…

13 Aralık 2003 C.Tesi 12:00
Gültepe/Küçükçekmece/İst.



60
ÖKSÜZ KALAMAM

Gözlerimi senden alamam,
Senin gibi bir yar bulamam,
Boynu bükük bırakma beni,
Hep, böyle öksüz kalamam…

17 Aralık 2003 Çarş. 14:14
Gültepe/Küçükçekmece/İst.


61
YILDIZ GİBİ AKTIN

Madem ki meftunum, ey gökteki yıldızım…
Üsteleme bırak,bende kalsın bu sızım!...

Sevda yollara düşer de, arayıp seçmez.
Lakin bu can, benden geçer de senden geçmez.

İste!..Göklere, ışın misali kayalım.
Mehtaplı
gecede yıldızları sayalım.

Elin ver, semada bir gezinti yapalım.
Aşkı var edene, yeryüzünde tapalım.

Lalezarda salınırsın, hoştur nazların.
Padişahısın!..Güzel-çirkin hep kızların…

Ay parçası, Zühre Yıldızı mı sen nesin?
Yandım hey!..Yıldız gibi aktın,içimdesin…

Desteli
güller verseler, seni değişmem.
Ismarladık kızlar getirseler, sevişmem…

Nazenin şavkı yaktı beni, artık yeter…
Çıra gibi yandım
gülüm, dumanım tüter.


27 Eylül 2004
K.Çekmece/İst.


62
KISMETİM…

Ömrümde düşünmezdim; Arap’ı, Kürdü…
Her ikisi de geldi, karşıma durdu…
Yoluma çıktı; Laz, Çerkez ve de Gürcü,
Bir türlü alamadım
dostlar, bir Türk’ü!?...

20 Mayıs 2005 Cuma 12:00
Şirinevler/B.Evler/
İstanbul


ON FEN A

Öyle bir sınıf ki; çok,çok fena(!) ,
Hiç rahat vermiyorlar ki(!) bana,
Arada! Uslu! ders dinliyorlar,
Ben anlatıyorum kana kana…

Hepsi hoştur, çok yakınlar cana,
Okul bir yana,onlar bir yana,
Öyle ışıl ışıl ki
gözleri,
Sanki can veriyorlar
insana…

Nafi Çağlar Hacıömerli
17 Ocak 2006
Göztepe/Bağcılar/İst.



TÜRKÇE’M...

’Türkçe’m, dilim, menim tek özüm...
Gözümün nuru iki
gözüm...
Senden b
aşkası bana haram,
Seninle söylenir her sözüm...

20 Temmuz 2006
Kocasinan/Bahçelievler/İst.
Batur Nafiz Tançağlar
"Nafi Çağlar Mihmadlı"




63
ÇILDIRDIM HELE

Bir derdim var
dostlar, gelin çıldırdım hele.
Topladım hasadı da çaldırdım yele,
Derdim devşirdim de ben aldırdım sele,
Yetirdim fidemi de ben yoldurdum ele…

12 Eylül 2006 Salı 21:56
Güneşli/Bağcılar/
İstanbul

64
ON ÜÇ EYLÜL

Yine geldik dayandık biz On Üç Eylül’e,
Veda eyledik çiğdem, lale, sümbüle,
Niye bu denli yanmış demeyin
güle,
Bunu bir de siz varın sorun bülbüle…

Sana yanmadım ben boşuna, rast gele,
Yetirdim fidanı da ben yoldurdum ele,
Yanan bu yüreğimin başına daha neler gele,
O fidanı,
gülü bir de bana sorun hele…

Gezdim, dolaştım ben ardından ilden ile,
On yılımı verdim, severek, bile bile,
Titrek sözlerim, yanan
gözlerim bir gelse dile,
Sensiz olan her günün, her anım çetin çile…

13 Eylül 2006 Çarşamba 19:13
Güneşli/Bağcılar/
İstanbul


65
NUR TANEM

Ne bakarsın nur tanem öyle derin derin…
Gözlerin akıyor sineme serin serin…

13 Eylül 2006 Çarşamba 21:13
Güneşli/Bağcılar/
İstanbul


66
SEN VARKEN

Çıksalar gezgin olsalar yeryüzüne,
Seçme kız getirseler düzine düzine,
Her renkten kızın rastlasam da izine,
Sen varken bakar mıyım birinin yüzüne…

Kimin özü yaklaşır ki senin özüne,
Ben mühür derim, söz derim senin sözüne,
Afet kızlar sıralansa, yansam tözüne,
Sen varken bakar mıyım birinin
gözüne…

13 Eylül 2006 Çarş.21:39
Güneşli/Bağcılar/
İstanbul


67
VARIP GİTTİN

Girdin yüreğime de kendini şah eyledin,
Kuruldun gönül tahtıma da padişah eyledin,
Sana vermediler,o’na çaresizim dedin,
Varıp gittin de bir soysuza tamah eyledin…

13 Eylül 2006 Çarş.22:00
Güneşli/Bağcılar/
İstanbul




68
ARDINDAN DİLEK TUTTUM

O yıl ki,bin dokuz yüz doksan altı,
Bir duvarın dibi, güneşin altı,
Masa başında o peri, bir huri,
Hayatın baharında, yaş on altı…

Vakit öğle, geldi, karşıma durdu,
Gözünde buhur, yüzündeki nurdu,
Orda bir yer gösterdim bu meleğe,
Öyle sessiz ve uysal geçti oturdu…

“Öğle arası, hava sıcak” dedim,
“Bu masa burada duracak” dedim,
“Yarı gölge, yarı güneş altında,
Bir saat böyle ne olacak” dedim…

“İstersen dururum ben yanmam” dedi,
“Beklerim seni, hiç usanmam” dedi,
“Şayet gelip te, bir soran olursa,
Söylemem, adınızı anmam” dedi…

“Günlerden cumadır” dedim, bekledi,
Durdu, saati, saate ekledi,
Ben çabucak gelince çok sevindi,
Şaşırdı, canlandı ve de tekledi…

Hevesle, bana bir çok soru sordu,
İstekle,içinde yanan bir kordu,
Kaygıları çok, soruları zordu,
Hoş idi, sordukça da beni yordu…

Sonra umutlu ve minnetle baktı,
Küllü yüreğimi derinden yaktı,
Lakin aklım gitti, şimşekler çaktı,
Sanki bu içime alevler aktı…

Ortadan az, biraz kısa boyluydu,
Sakin, yumuşak ve
güzel huyluydu,
Yaşından ağır, oturaklı idi,
Belli ki, o kız, tam bir soyluydu…

Ne de sessiz, durgun halleri vardı,
İçinde, görünmez
gülleri vardı,
Dolgun ve küçücük elleri vardı,
Ne de şirin ve hoş dilleri vardı…

“Bekletme, ara sıra uğra” dedim,
“Uğramazsan da mutlak ara” dedim,
“Bıkmam ben, her sorunu cevaplarım,
Bilirsin, görüşmekte çare” dedim…

Arlıydı o, masum ve utangaçtı,
Bilgi, ,ilgi ve
sevgiye hep açtı,
Saatler geçti, artık gidiyordu,
Sandım ki, benimdi de elden kaçtı…

Ne yazık, gitme
zamanı yaklaştı,
Önce durgunlaştı, yüzü aklaştı,
Bakışları duruldu ve paklaştı,
Yavaşça süzüldü ve uzaklaştı…

Sanırdınız ki, yürüyen bir
melek,
Bakarken ardından tuttum bir dilek,
“Bunca yıldır bir gün göremedim ben,
Bari bundan sonra göster gün, felek…”

15 Eylül 2006 Cuma 21:56
Kocasinan/Bahçelievler/İst.


69
KÖLEN VAR SULTANIM

Ne de bitmez tükenmez çilen var,
Senin hallerinden bir bilen var,
Kaygı çekme, aldırma sultanım,
Her yükünü çeken bir kölen var…

15 Eylül 2006 Cuma 22:09
Kocasinan/Bahçelievler/İst.

70


MAHMUTBEY LİSESİ’NE

İşte veda ediyorum Mahmutbey Lisesi’ne,
İdareci, öğretmen, öğrenci, daha nesine,
Lakin sizlerden ayrılmak çok zor geliyor bana,
Siz! Mahmutbeyliler, kulak verin sesime…

Nafi Çağlar Hacıömerli
11 Ocak 2007
Göztepe/Bağcılar/İst.





71
BU HANEM

Bir tanem, nar tanem, nur tanem…
Sensiz boştur benim bu hanem…

22 Mart 2007 Perşembe 00:44
Kocasinan/Bahçelievler/
İstanbul




72
GÜNLERİMİ ÇOK ARAYACAKSIN

O soys
uzungece gündüz işine yarayacaksın,
Bir çok sabah ıslak saçlarını tarayacaksın,
Bil ki, o’nun işine yararsan değerlisin,
Sen benim günlerimi çok arayacaksın…

Sen şimdi gelin mi olacaksın pullu-allı,
Her
gece üstüne mi abanacak o pis yallı,
Üstüne de tatlı mı yiyeceksiniz şıralı-ballı,
Sen benim günlerimi çok arayacaksın…

Ben kendimi nasıl küçültmüşüm meğer,
Sanma ki sana verecekler gerçek değer,
Az kusurunda çok azarlanırsan eğer,
Sen benim günlerimi çok arayacaksın…

Sana talimatlar mı yağdıracak o ayı,
Sabahları o’na mı demleyeceksin çayı,
Kaynana zılgıtından aldığında payı,
Sen benim günlerimi çok arayacaksın…

Durma yap ütüyü, yıka çamaşır,
Yemek, bulaşık, işlerin hep karışır,
Yap temizlik, eline ancak bu yaraşır,
Sen benim günlerimi çok arayacaksın…

Bittiyse çamaşır, yine yap ütüyü,
Zamanla anlarsın iyiyle kötüyü,
Başında bırakmazlarsa bitmedik tüyü,
Sen benim günlerimi çok ararsın…

Toz olmuş! Duvarları, camları sil,
Hazırla sofrayı, ekmekleri de çok dil,,
Hatun değil hizmetçisin, bunu iyi bil,
Sen benim günlerimi çok ararsın…

Bak yine kirlenmiş perde, pencere ve cam,
Bu senin tercihin, boş yere çekme gam,
Hep senden faydalanacak o yamyam,
Sen benim günlerimi çok ararsın…

Ben senin yüzünden düştüm bu derde,
Ah! O eski hürmetli günlerimiz nerde,
İtibarın düşer de, görürsen yerde,
Sen benim günlerimi çok ararsın…

9 Mayıs 2007 Çarşamba 21:27
Kocasinan/Bahçelievler/
İstanbul


73


74
SE’N’ESİN

Esin kaynağımız olsun, kusursuz bir
melek,
Sırtımıza yüklense de
dünyada bir çok şelek,
İnsanlığımızdan vazgeçmeyiz ve direniriz,
Nafi der ki; yeter artık ettiğin nankör felek…


25 Ağustos 2007 Ct. 20:27
Avcılar /
İstanbul


75
BENİM İÇİN

Varlığın bir
güzel nimet benim için,
Allah’a bir dua ilet benim için,
Yüzdük te kuyruğuna geldik cananım,
Mücadeleye devam et benim için…

4 Eylül 2007 Salı 00:33
Kocasinan/Bahçelievler/İst.





76
SUÇLU BEN DEĞİLİM

Uzundur boyun, çok hoştur tenin.
Bir ahenk ile durur bedenin.
Ben ne yapayım, hallerin
güzeldir senin.
İnan ki
güzel, suçlu ben değilim…

Bakışların sade, duru ve derin.
Kıymetlisin, çok fazladır ederin.
Ayrı bir haz verir
insana her yerin.
İnan ki
güzel, suçlu ben değilim…

Bir selvidir boyun,incedir belin.
Parmaklar
uzun, narindir elin.
Bir hoş eder
insanı, baldır dilin.
İnan ki
güzel, suçlu ben değilim…

Kömür gibi kaşın, sürmeli
gözün.
Hilesiz, hurdasız, temiz özün.
Dinlendirir beni, namedir her sözün.
İnan ki
güzel, suçlu ben değilim…

Diz dize olup, durayım demedim.
Elin alıp, belin sarayım demedim.
Her akşam yanına varayım demedim.
İnan ki
güzel, suçlu ben değilim…

Divaneyim doldum, taştım ben Çağlar’ım.
Kızarım içime, onu paylar dağlarım.
Çıkmaz içinde, oturur hep ağlarım.
İnan ki
güzel, suçlu ben değilim…

Nafiz’im doldum, taştım ben Çağlar’ım.
Kızarım içime, onu paylar dağlarım.
Çıkmaz içinde, oturur hep ağlarım.
İnan ki
güzel, suçlu ben değilim…

31 Aralık 2007 Pazartesi 06:00
Kocasinan/Bahçelievler /
İstanbul





ILGAZ'IN TAZE GÜLÜ

Sen,
Ilgazlar’dan gelen,
Taze bir gülsün...
Gözlerin hep neşeli…
Yüzlerin hep gülsün…
Sen,
Bir fidansın.
Sen,
Küre Dağları’ndan kopan,
Genç bir “Ceylan”sın…
Gönlün hep neşeli…
İçin;
Ne üzülsün ne yansın…



Sen;
Ilgaz kırlarından,
Sen;
Küre bayırlarından gelmiş,
Göz değmemiş,
Söz değmemiş,
Başın öne eğmiş,
Temiz bir çiçeksin…
Bu şehrin kirli sularından sen de içeceksin…
Korkarım,
Kim bilir;
Felek denilen bu çarkın,
Tezgahından sen de geçeceksin…
Senin geldiğin yerlerde;
Sular soğuk, sular berrak…
Bu şehrin kirli suları,
Yapına çok yırak…
Ya kolla koru kendini,
Ya bu şehri burda bırak…
Ey el değmemiş gülçiçek,
Sendeki bu saflık,
Bu canlılık niçin ölsün…
Hayatta hep yüzün gülsün…
Sen;
Bu fidanlar içinde,
Temiz bir çiçek,
Lekesiz bir gülsün…
Yüreğiyle riyasız,
Sanki bir tülsün…
Sen; yaban,
Sen garip bir ceylan,
Sen;
Ilgazlar’dan gelen taze bir gülsün…
Sen;
…..’sün…


28 Şubat 2008
Bahçelievler / İstanbul





77
AŞİNALAR

Elden gidiyor bu balalar,
Haydi apar*ın aşina**lar…
Onlar bizim,bizde kalalar,
Haydi aparın aşinalar…

Bilmez, dogri yoldan saparlar,
Yadırkı buduna taparlar,
Baladır hata da yaparlar,
Haydi aparın aşinalar…

Birbirine belkim sögerler,
Çokça kızar, tutar dögerler,
Yeri gelir sizi ögerler
Haydi aparın aşinalar…

Gözel Türkçe söylesin diller,
Bizi kandıramasın eller,
Alıp aparamasın seller,
Haydi aparın aşinalar…

Hey gidi balalar balalar,
Sizleri vatana salalar,
Kalanlar rahatça kalalar,
Haydi aparın aşinalar…

Vatanın yolunda öleler,
Ölmeyenler geri geleler,
Giderken bunları bileler,
Haydi aparın aşinalar…


’Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli
2 Nisan 2008 Çarş.
Bahçelievler/
İstanbul

* Aparmak; Alıp kaç
ırmak, alıp götürmek, kurtarmak.
** Aşina; Aşına, asena, dişi bozkurt.

• Şiirinizi Düzenlemek İçin Tıklayın.



78
SEN ŞEKER VE BALSIN

Zekisin sevdiğim, bu ellerde az rastlanır eşine.
Elimde mi ki, nice
zamandır yanarım ateşine…

Kül oldum desem yeridir şirinim, duramam ki sensiz.
İçerim eriyor benim
gülüm, sen de yaşama bensiz…

Yanar yüreğim, her vakit, seni ister ruhum, bu tenim.
En küçük cilvende bile, titreyen ve canlanan benim…

Nedir bendeki bu tuhaf haller, böyleyim, halimi bil.
Ağlayayım yanında
güzelim, sen de gözlerimi sil…

Farkında mısın tatlılar tatlısı, sen şeker ve balsın.
İncitme şu garip Nafiz’i bir ömür yanında kalsın…


29 Nisan 2008 Salı 19:00
Kocasinan/Bahçelievler/İst.




79
MUHTACIM

Bil sevdiğim, artık sensin benim gönül tacım,
Hem gündüz hem de
gece, sana var ihtiyacım,
Bahtına razı, bir kenarda bekler dururum,
Beni unutma,
sevgine, ilgine muhtacım…

11 Mayıs 2008 Pazar 15:15
Kocasinan/Bahçelievler/İst.



80
BAL SEVDİĞİM

Benim selvi boylu, hoş sevdiğim,
Yokluğunda, dizimi dövdüğüm,
Bütün her yerin ayrı bir
güzel,
Durup her gün kendime övdüğüm…

Benim yanakları al sevdiğim,
Benim dudakları bal sevdiğim,
Bütün her yerin ayrı bir tatlı,
Gel beni koynuna al sevdiğim…


18 Mayıs 2008 Pazar 01:51
K.Sinan/Bahçelievler/İst.


81
HASRETİN

Gel artık, beni üzmek mi niyetin?
Beni çok durgunlaştırdı, mihnetin,
Ne de uzadı bu sayılı günler,
Gel artık, yeter, bitsin bu hasretin…


18 Mayıs 2008 Pazar 20:02
K.Sinan/Bahçelievler/İst.




NAFİ’NİN TUTKUSU

Turan İli’nin utkusu.,
Türk’ün Dili’nin utkusu.
Yeryüzü hep Türkçe söyler,
Budur Nafiz’in utkusu…


24 Ocak 2008 - Bakırköy / İst.
Batur Nafiz Tançağlar
"Nafi Çağlar Budunlu"




82
TÜRKÇE’Nİ...

Türkçe’ni, Türk’üm,Türkçe’ni…
Uçmağa giden Türkçe’ni…
Turan İli’nin Türkleri,
Ko aparsın o Türkçe’ni…

24 Ocak 2008 - Bakırköy / İst.

Türkçe’ni, Türk’üm Türkçe’ni…
Çıkmaza giden Türkçe’ni…
Türkler terk eder Türkçe’ni,
Ne yaparsın o Türkçe’ni…

20 Mayıs 2008 - Bahçelievler/İst.
’Batur Nafiz Tançağlar’



MENİM ÖZ DİLİM

Türkçe’m, can damarım, menin öz dilim...
Turan İlleri’nde işlenmiş kilim...

20 Mayıs 2008 Bahçelievler/İst.
Batur Nafiz Tançağlar






83
O ŞEFKATLİ GÖNÜL

Türk Hemşiresine…

O nazik el,
O engin gönül,
Hastaya şifa olur,
O şefkatli gönül….
Maaşın helal,
Görüyor Zül-Celal,
İnsana huzur verir,
Mehtap’lı Hilal…

24 Mayıs 2008 Ct. 12:57
Kocasinan/Bahçelievler/
İstanbul


84
HASTAYA / BİR GÜL

Türk Hemşiresine…

Hastaya bir
gül,
Hastaya bir
gül
Haftaya da ver,
Hastaya bir
gül

24 Mayıs 2008 Ct. 13:14
Kocasinan/Bahçelievler/
İstanbul


85
BİR HECE / EĞLENCE

Türk Hekimelerine,
Türk Hemşirelerine…

Bir
hece,
Bir
hece,
Hasta bekler,
Bir
hece
Bilmece,
Bilmece,
Hasta ister,
Bilmece…
Eğlence,
Eğlence,
Gönlü ister,
Eğlence…
Gönlünce,
Gönlünce,
Şifa diler,
Gönlünce…

24 Mayıs 2008 Ct. 13:14
Kocasinan/Bahçelievler/
İstanbul



86
AY KONÇUY

Ay! Ay!
Ay aşina, ay konçuy *
Gidiyor Türk Soyu,
Kalmıyor hep boyu,
Ay aşina, ay konçuy,
Ağlayan sesimi duy…
Gökten
gözel,
Aydan arı,
Ay konçuy…
Ülgen’in övdüğü,
Turan’ın sevdiği,
Alp Er’in övüncü,
Tunga’nın sevinci,
İskit-Saka’nın Baş Katun’u,
Evdeşinin eş hatunu…
Ay aşina, ay konçuy,
Beni duy…
Erlik dileme,
Er’in isteme,
Börteçine gele bilemez,
Sen gel,
Ay Demir Yüz,
Ay Tomris,
Ay duy…
Ay aşina, ay konçuy…
Ay konçuy, duy konçuy…
Ay! Ay! ..


’Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli
24 Mayıs 2008 C.Tesi
Bahçelievler /
İstanbul

* Konçuy; Bige, Bike, Hatun, Katun, Baş Katun adayı, iffet meleği.




87
“KURBAN OLURUM” BİLE DEME

Bilmem ki ben, sen niye yaşıyorsun.
Birdenbire kendini aşıyorsun.
“Kurban oluyorsun karşıdakine”
Yine yaranamıyor, şaşıyorsun…

Kuş olup ta o’na süzülüyorsun.
Yol boyu ardına diziliyorsun.
Sen o’na “kurban olurum” desen de,
Yine azarlanıp, üzülüyorsun…

Oldun yanında “akit” istemedim.
Muhtaç kaldın “nakit” istemedin.
Her ne kadar “kurban olup” dursan da,
Yine de fazla “vakit” istemedin…

Çağırdıkça yanına, sevinçle doldun.
Isındın o’na muhabbetle doldun.
Aştın sınırı kalktın “kurban oldun”
Kıymeti olmadı, sararıp soldun…

Kendine gel, hiçbir
insanı övme.
Kendine gel, yeter, kimseyi sevme.
“Kurban olmak” senin neyine gerek,
Uslan da, artık dizlerini dövme…

Kim bilir, belki, sonuna az kaldı.
Belki de elimde son bir yaz kaldı.
Üzme, istemiyorsa “kurban olma”
Lakin sana “ömürlük” bir kız kaldı…

25 Mayıs 2008 Pazar 12:35
Kocasinan/Bahçelievler/İst.




GÜNEŞİM

Şu zindan, karanlık yıllarıma, sen güneş oldun.
Demet demet ışık olup, şu üregime doldun,
Sen nasıl olup, zifiri karanlıkta meni boldun?
Men seni zor bulmuşam, bırakır mıyım güneşim…

Gelip buldun, şu üregime bir hoş duygu saldın.
Bir tılsım yolladın içime, meni menden aldın.
Peki sana sorarım ay balam, sen niçün daldın?
Men seni zor bulmuşam, bırakır mıyım güneşim…


8 Ekim 2008 Çarşamba 10:47
Güneşli - Bağcılar -
İstanbul


89
DAMLA

Damla, Damla, Damla,
Aktın damla damla…
Islandım şad oldum,
Yıktın damla damla…

Damla, Damla, Damla,
Baktın damla damla,
Yaslandım od oldum,
Yaktın damla damla…

8 Ekim 2008 Çarşamba 23:23
Gültepe - K.Çekmece -
İstanbul





90
YETİŞ EY DAMLA

Sinemin ta içine sızdın damla damla,
Uğraşır durur oldum hep, kederle, gamla,
Yıllar çoktur, çaresiz düşünür dururum,
Yareme çare sendedir, yetiş ey Damla…

Can sızısı, ana kuzusu seven yılmaz,
Hep beklerim seni, gel bana, eyleme naz,
Yollar pektir, çaresiz aşınır dururum,
Yareme çare sendedir, yetiş gel, bu yaz…

İnce bel, kumral-sırma saç,
mavili gök göz,
Oturup kalkışı ağır, bu ne hoş bir öz,
Güller haktır, çaresiz taşınır dururum,
Yareme çare sendedir, yetiş, bu son söz…

8 Ekim 2008 Çarşamba 23:53
Kocasinan - Bahçelievler -
İstanbul



91
DAMLA’YA DAMLAYA

Damla’ya, billur berrak Damla’ya,
Yanağıma damlaya damlaya.
Dudaklarımı bandım kanarım,
Damağıma damlaya damlaya…

Damla’ya, can su, ak Damla’ya,
Sineme akan ılık damlaya
Yüreğimi kondum banarım,
Tenimi yakan sıcak damlaya…

9 Ekim 2008 Perşembe 00:33
Kocasinan - Bahçelievler -
İstanbul



SIZDIN YÜREĞİME

Sızdın yüreğime damla damla.
Hayat gidiyor kederle, gamla.
Çokça canlandım ben,
aşka geldim,
Senden aldığım tatlı ilhamla…


Nafi Çağlar Hacıömerli
10 Ekim 2008 Cuma 10:37
Kocasinan - Bahçelievler -
İstanbul




92
HOŞSUN GÜLDEN

Ne sevimli, ne şirin varlıksın sen ey
gülden…
Daha huzur vericisin
çiçekten ve gülden…
Çok
güzel şakıyorsun, kanaryadan, bülbülden…
Ey
gül, bağlanmışım sana, ne gelir ki elden…

Kıskanmaya başladım seni, tufandan yelden…
Gönlüm çok daha gür akıyor, coşkun selden…
Gülüm, gitsen de seni geri alırım elden…
Ey
gül, bağlanmışım sana, ne gelir ki elden…

Sakınırım seni, en ufak tozdan ve kilden…
Söyle, sen nereden çıkıp geldin, hangi ilden?..
Şeker, şerbet, bal akıyor ağzındaki dilden…
Ey
gül, bağlanmışım sana, ne gelir ki elden…

26 Ekim 2008 Pazar 11.26
Kocasinan/Bahçelievler/
İstanbul


93
ERKEK(!) LERE NASİHAT NAMELER

Kadınla dırdırlaşmayacaksın,
Hiçbir
zaman hırlaşmayacaksın…
O hatun varken olduğun yerde,
Kimseyle vırvırlaşmayaksın…

21 Aralık 2008
Kocasinan/Bahçelievler/İst.
’Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli



94
SEN Kİ

Sen ki; bana kimsenin yapmadığını yapan,
Sen ki; bilerek, sadece yaratana tapan…
Sen ki; her neyi varsa alıp yanıma kopan…
Sen ki; başım sıkıştıkça gereğini yapan…


Nafi Çağlar
29 Ağustos 2009 / İst.



95
BEN’İM 1…

Benim onunla kendimi dağlara vuran,
Benim derelerde koşan, “pınar”da duran,
Bayırın düzlüğünde yan yana uzanıp,
Benim o’nla sonsuzluğa hayaller kuran…

4 Eylül 2009 Perş. 11:33
Kopcasinan/ Bahçelievler/İst.


96
BEN’İM 2…

Benim bayırlardan derelere koşan,
Benim onunla ve sularla coşan…
Islanmış üstüm başım,
gözlerimle,
Benim böylesi sevincime şaşan…

Benim; o’nunla belenleri aşan…
Benim; kabuğuma sığmayıp taşan
Kuş cıvıltısı, ağaçlar altında,
O benim; nerdeyse bayılıp düşen…

4 Eylül 2009 Perş. 11:44
Kopcasinan/ Bahçelievler/İst.



97
AL KIŞLAR

AL
KIŞ
LAR


Sizlere,
Alkışlar hey
Alkışlar, alkışlar…
Bunlar ne
güzelgözler,
Bunlar ne
güzel bakışlar? ...
Yüreğim, yaylanızdır sizin,
İsteyenler gelir orda yazlar…
Bu yüreğim ki, ovanızdır sizin…
Tüm isteyenler gelir orda kışlar…
O şirin yüzleriniz hep böyle olsun..
Asılmasın suratlar,çatılmasın kaşlar.
Övünün, hakkınız sizin, göğsünüz
hep kabarık ve alnınız hep dik olsun.
ve kaldırın; eğilmesin o dik başlar.
Sevinin; hakkınız sizin,o kalbiniz
canlı ve ilk hedefiniz tek olsun…
Ve tam yerine otursun taşlar.
Alkışlar sizlere alkışlar…
Çokça alkış hepinize..
Alkışlar hey
Sizlere…



Nafiz
Tançağlar
9 Eylül 2009
Perşembe
19:09

Gazi
Lisesi
Güneşli
Bağcılar
İstanbul

Nafi Çağlar Hacıömerli




98
YETER Kİ DÖN GEL !..

Ta ilk günden sineme saplandı bakışın, dön gel.
Öyle baktın; şimşekti içime akışın dön gel.
Ne tufan, ne boranla anlatabilirim bunu,
Geldi kavurdu ateşin, ne bu yakışın dön gel..

Ey son ateşim! Neydi karşıma çıkışın dön gel.
Lal oldu dilim, eritti beni yakışın dön gel.
Morlu, aklı bir elbisenle bir çalım attın geçtin.
Nedir bu üstüme şimşek gibi çakışın dön gel…

Batur Nafiz TANÇAĞLAR
"Nafi Çağlar Mahmatlı"
11 Kasım 2009 Çarş.07:47
Güneşli / Bağcılar / İst.


99
TÖN GEL

Töngel, istersen dönerek dön, dolaş gel…
Ömür bitmeden, durma, bana ulaş gel…
Nafiz büyük muhabbetle seni bekler,
Geçmeden vakit, gitmeden heves kavuş gel…
Eğer aramızda yoksa, sahi bir engel,
Leyla misali, şu sevdalına savuş gel…

Nafiz Tançağlar-Nafi Çağlar”
11 Kasım 2009 Çarş.07:47
K.Sinan/B.Evler/
İstanbul



100
DURUYOR KAYDIN

Ceylan
gözlü, ince belli,selvi boylu ay aydın,
Eski listeme bir baktım, hala duruyor kaydın…
Buralarda yaşayacaktın, söyle niye caydın?
Hep uzaklardasın, ah! Şimdi burada olaydın…

Nafiz Tançağlar-Nafi Çağlar”
11 Kasım 2009 Çarş.07:57
K.Sinan/B.Evler/
İstanbul


101
HAVALI KIZ

Yeter artık, git yerinde rahat dur.
Kır o dizlerini, evinde otur.
Örgü ör, iş işle, çeyiz hazırla,
Hayırlı bir yuva için hayal kur.

Boşa kurma, gerçekleşmez o düşün.
Hayat hep böyle gider mi, bir düşün.
Önüne gelen erkeğe bakarsın,
Söyle, sen de hiç kalmadı mı küşüm?..

Peşinden koşan azaldıkça her gün,
Silkinir, kendine gelirsin bir gün…
Bakarsın, eski itibarın gitmiş,
Anlarsın o vakit, “hayatın sürgün…”

Ne oldu, göklere mi erdi başın?
Say bakalım, kaçlara geldi yaşın?
Saçların mı dökülüyor, bit mi var?
Yoksa uyuz mu oldun? İyi kaşın…

Bir gün geçer
zamanın iner havan.
Artık kurulmaz olur sözde yuvan…
Yok eski
güzellik, yaşta gidiyor,
Şimdi sorarım sana “hani davan?”

Baharın, yazın bir gün döner kışa.
Kimse tamah etmez,
gözdeki yaşa…
Ya ot, ya it gelir çalar kapını,
Başın eğer gidersin, paşa paşa…


‘Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli
11 Kasım 2009-Çarş.08:27
K.Sinan/B.Evler/
İstanbul



97
YÜREĞİMDEDİR ÖĞRENCİLERİM

Görev yerim
İstanbul,Türkiye,Marmara.
Gel, öğrencilerimi şu gönlümde ara.
Benden selam olsun hisli bütün
dostlara,
Hiç bir öğrencimi değişmem
dünyalara...

Buradayım, Güneşli-Bağcılar-
İstanbul.
Gözümde mi benim
dünya malı, para, pul.
Ey duygularımdan anlamayan sefil kul,
Yüreğimdedir o canlarım, gel, ara bul...

Hürriyet Mahallesinde Gazi Lisesi.
Yok mu sanırsınız bu garibin kimsesi?
Her öğrencimin açıktır gönül kesesi,
Duyun! ..Bu yükselen Nafi Çağlar’ın sesi...



Nafi ÇAĞLAR
(Fizik Öğretmeni)
8 Şubat 2010 P.Tesi 22:08
K.Sinan/B.Evler/
İstanbul



98
TAZE FİDAN

Yetişir taze fidan, boy atar, dal olur…
Kızarmaya başlar, rengi de al al olur…
Tomurcuklar açar, acayip bir hal olur…
Tadından da yenilmez, doyulmaz bir bal olur…

10 Şubat 2010 Çarşamba 23:43
Kocasinan/Bahçelievler/
İstanbul


99
ÖĞRENCİLERİME VASİYETİMDİR !..

Söyleyin canlarıma, tabutuma dokunsunlar!
Gelip mezarım başında fatiha okusunlar…
Dünyalık bir kaygı öğretmedim ki ben onlara,
Sevgilerini sunsunlar, bir dua okusunlar…

Söyleyin,
çiçeksiz gelsinler, kendileri yeter.
Her biri; en
güzelçiçekten,gülden daha beter! ...
Memleketin dört bir yanına ben ektim onları,
Vakti geldiğinde hepsi de filizlenir, biter..


10 Şubat 2010 Çarşamba 23:27
Kocasinan/Bahçelievler/
İstanbul

Söyleyin canlarıma, acı çekip, üzülmesinler…
Şu boş
dünyayı bir şey sanıp, çok ta gülmesinler…
Tüm
sevgimi, fikrimi miras bıraktım onlara,
Bunu verin onlara, fakat benden bilmesinler…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
" Nafi Çağlar Mahmatlı "
16 Şubat 2010 Salı 00:18
K.Sinan/B.Evler/
İstanbul



100
NEDİR BU KIYGIN*

Yıllardır yetmedi mi bana ettiğin kıygın?
Gerçek alemden yana hiç kalmadı mı kaygın?
İki
dünyanın birinde hesap vereceksin,
Beni geç, yaratana da mı kalmadı saygın?...


3 Mart 2010 Çarşamba 09:00
Kocasinan/Bahçelievler/İst.


* Kıygın ; Zulüm, eziyet.



101
BAĞIŞLAMA ANAM

El Kızlarına

Varlığımı nice nankörlere harcadım,
Çok cahillik ettim ben, bağışlama anam…
Ömrümü, nice kalbi körlere harcadım,
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

Gün oldu fakir düştüm, bazen param oldu.
Helal olan kazancım bana haram oldu.
Sunamadım hizmetine bu; yaram oldu…
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

Karşıma çıktı, nice hayırsız el kızı.
Her biri yüreğime bıraktı bir sızı.
Çoğunun barışmadı, benimle yıldızı.
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

Kimi yüzüm tırmaladı,
insan arsızı,
Kimi cebime
göz dikti, kese hırsızı,
Kimi çoklu oynadı, utanmaz ırsızı,
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

4 Mart 2010 – K.Sinan/B.Evler/İst.

İnsafsızlar! Bunları nasıl yaptınız siz? ..
Hayatımda kalmadı sevinçten hiç bir iz…
Yıkıldım, sordum anam “ böyle ne yaptık biz? ..”
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

9 Mart 2010 Salı - K.Sinan/B.Evler/İst.

Ben sanmıştım ki anam, her biri bir
melek! ..
Yedim dondum anam, her birinden bir kelek…
Bunları başıma niye getirdin felek? ..
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

4 Mart 2010 - K.Sinan/B.Evler/İst.

Anladım ki bu
dünyada dostum kalmadı…
Kendimi koruyacak bir postum kalmadı…
Geçtim bu handan kimseye kastım kalmadı…
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

9 Mart 2010 Salı -K.Sinan/B.Evler/İst.

Ah! Anam, anam, beni duy anam, oy anam…
Ben, hangisinin bana ettiğine yanam? ..
Hangi pınarın suyundan içem de kanam? ..
Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…
Görmeliydim bu sonu, bağışlama anam…

4 Mart 2010 - Kocasinan/Bahçelievler/İst.
Batur Nafiz TANÇAĞLAR
’ Nafi Çağlar Hacıömerli ’




TUYUĞ

Tuyuğ; Turan’ın, Oğuz’un özüdür.
Çağatay, Hazar Türkü’nün sözüdür.
Dil arı, akıcı, berrak su kimi,
Çoban pınarının tam
gözüdür…

31 Mart 2010 Çarş. 11:55
Kocasinan/Bahçelievler/İst.

Tuyuğ ;
Eski Türk
şiirinin dörtlüklerinden doğmuş,
dörtlük nazım biçimine sahip olan, ancak
her dizesi ;divan
edebiyatında olduğu gibi
aruz vezniyle yazılmış olan nazım şeklidir.





102
AY BASTI

Ay bastı, karanlık
geceyi ay bastı.
Yara yüregime o tuzu ay bastı…
Bir an sandım, öksüz gönlümü toy bastı…
Ay bastı, yıldızsız
geceyi ay bastı…

Sensiz ve de sakin
gecemi ay bastı…
Ta özüm içine sızıyı ay bastı…
Issız dereleri, sandım bir çay bastı…
Loş, hemi de sessiz
geceyi ay bastı…

Iraktan gelen şavk,
geceye ay bastı…
Mene gelen oku, sineme yay bastı…,
Toynakla, yarama bir deli tay bastı…
Nedirem ki, ıssız
geceyi ay bastı…

22 Nisan 2010 - K.Sinan/B.Evler/
İstanbul

Ay bastı, bu uçsuz
geceyi ay bastı…
Faydası yok, tepti de geldi hay bastı…
İncitti meni, hal anlamaz huy bastı…
Zorsunirem, suçsuz
geceyi ay bastı…

Batur Nafiz TANÇAĞLAR
" Nafi Çağlar Budunlu "
23 Nisan 2010 - Güneşli/Bağcılar/
İstanbul


Ay Bastı ; 2013-2014 Eğitim Öğretim 2.yarıyılında
İstanbul Bağcılar İbni Sina Anadolu
Lisesi 12.Sınıflara yazılı sınav sorusu
olarak soruldu.


103
DELİ TAY

Yüzümü ilk gördüğünde, sevincinden oynadı.
Sanki çarpılmıştı, çekildi geride toynadı.
Usulca varıp yanına, bir okşamak istedim.
Deli bir tay oldu; kaçtı uzaklara, oynadı…

Başlarda, kaybetti kendini bakmaya doymadı.
Bir elma uzattım da, ısırmadı ve soymadı.
Sakinleştirip, tutup evime koymak istedim,
Deli bir tay oldu kaçtı, yakınlara koymadı…

Nafi Çağlar Hacıömerli
12 Mayıs 2010 Çarşamba 08:40
Kocasinan/Bahçelievler/
İstanbul



104
ÜRKMESE DELİ TAY !

Ürkmese de, şöyle akıllı bir tay olsa!
Düğün dernek kurulsa, büyük bir toy olsa!
Töretse şu neslimi, asil bir soy olsa!
Büyüse balalarımız, hep bir boy olsa…

12 Mayıs 2010 Çarşamba 08:40
Kocasinan/Bahçelievler/
İstanbul



105
SIĞINABİLSEM !..

Sığındığım limanım, sessiz bir koy olsa.
Düğün dernek kurulsa, büyük bir toy olsa!
Töretse şu neslimi, asil bir soy olsa!
Büyüse balalarımız, hep bir boy olsa…

12 Mayıs 2010 Çarşamba 08:40
Kocasinan/Bahçelievler/
İstanbul


106
FISTIKLAR

Yer fıstığı, yer fıstığı.
Herkes ister yer fıstığı.
Harman
zamanıdır hele,
Yerlere de ser fıstığı…

Hey ağam Antep fıstığı.
Herkes sever hep fıstığı.
Sergileri toplayıpta,
Çuvallara dep fıstığı…

Çam fıstığı, çam fıstığı.
Deme ona Şam fıstığı.
Allah ne güzel yaratmış,
Pilavlara tam fıstığı…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Mahmatlı ”
29 Mayıs 2010 C.Tesi 18:27
Kocasinan/Bahçelievler/İst.




107
ÖLÜNMELİ HOYRATA

Hoyrata, hoyrata.
Ölünmeli hoyrata.
Hoyrattan hiç anlamaz,
Hele bak şu hoyrata…

6 Haziran 2010 Pazar 20:27
Merkez/ Afyonkarahisar


108
ÖLÜRÜM HOYRATA

Hoyrata, hoyrata.
Ölürüm ben hoyrata.
Hoyrat nedir bilmeyen,
Adam denilmez hoyrata…

6 Haziran 2010 Pazar 20:40
Merkez/ Afyonkarahisar



109
AY IŞIĞI

Yine dikenli, taşlı yolları yaya yürüdüm.
Kendimi; bu dağlar, kayalara sanki sürüdüm.
Yine bu akşam, umutları bir yana kürüdüm.
Eskiden, ilk akşamda bile, vardı ay ışığı...

Karanlık,içim ürpermeyle dolar ta derinden!
Sökülecek sanırım yüreğim, orta yerinden.
Size nasıl haber vereyim, şu soğuk terimden?
Eskiden, akşamdan bana bakardı ay ışığı...

Ta derinlerde duyarım, sessizliğin sesini.
Soğuk rüzgarlar yalıyor
insanın ensesini.
Sanki ensemde hissederim bir kurt nefesini.
Eskiden, akşamdan
insana yar dı ay ışığı...

Kuşatmış, köyümle arama girmiş sarp kayalar.
Daraldım, her birini alıp bir yana koyalar.
Karanlık fırsatçısı böcekler, susup cayalar.
Eskiden, daha akşamdan çıkardı ay ışığı...

Ey vadiden bana uzanan çamlar, palamutlar!
Hangi vakit bayram ederiz ki, bizi kim kutlar?
Yine bir b
aşka karanlığa kaldı umutlar.
Eskiden, daha akşamdan doğardı ay ışığı...

Ey başı yüce, karanlıktan da karanlık, dağlar.
Bencileyin susamış bu dere, ne
zaman çağlar?
Bu Çağlar, bir kaya başına oturmuş ta ağlar.
Eskiden, akşamdan bana
gülerdi ay ışığı...


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
" Nafi Çağlar Budunlu "
27 Ekim 2010 Çarşamba 07:27
Kocasinan / Bahçelievler / İST.



110
AY’IN ŞAVKI

Bu kör
geceler eskidi de, havalar soğudu.
Daha karanlığa dökecek dertlerim çoğudu.
Mehtap’ın geleceğinden de umudum yoğudu.
Karanlık ufuğun ardından çıktı ay’ın şavkı...

Çok uzak ufuklardan da Hilal göründü,
İçerim dalgalandı, bir b
aşka hisse büründü.
Rüzgardan kaçan otlar da ayağıma süründü.
Şu yüreğimde, şimşek gibi çaktı ay’ın şavkı...

Durmadı Ay, usulca yukarılara yükseldi.
Aydınlıklar artarken, karanlıklar da eksildi.
Işık geldi içime de, sanki dertleri sildi.
Şu gönlüme de ılık ılık aktı ay’ın şavkı...

Bu ilk akşamda; duygularım,
göz yaşlarım seldi.
Ay’ın şavkı da, zifiri karanlıkları deldi.
Ta uzaklardan koştu, kayalıklara geldi
Yamacıma geçti de, bana baktı ay’ın şavkı...


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
" Nafi Çağlar Budunlu "
28 Ekim 2010 Perş. 00:18
Bahçelievler /
İstanbul


111
ÇAMARDI’NDA BİR GÜZEL

Bir çukurda Çamardı*.
Köylü toprağın kardı.
Tarladaki
güzelin,
Ateşi beni sardı…

Ne şirindi Çamardı.
Yaylası, düzü vardı.
Yari görmektir ahdım,
En gurna** yer dam ardı….

Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“Nafi Çağlar Mahmatlı”
23 mart 2011 Çarş.22:23
K.Sinan/Bahçelievler/İst.

*Çamardı ; Niğde’nin bir ilçesi.
** Gurna ; Etraftaki
insanların fazla göremeyeceği biraz gizlice yer.


112
ÇEKEN GÜZEL / Hoyrat

Şu boz deveyi çeken
güzel.
Beni kendine çeken
güzel.
Ben etrafında dolandıkça,
Bakıp,içini çeken
güzel


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“Nafi Çağlar Mahmatlı”
5 Nisan 2011 Salı 00:35
Kocasinan/Bahçelievler/İst.



113
BACAKLARIN ÇATMA / Hoyrat

Kız çatma, çatma,
Şu bacakların çatma.
Yayamazsın ayranı,
Bacaklarını çatma…

Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“Nafi Çağlar Mahmatlı”
5 Nisan 2011 Salı 00:51
Kocasinan/Bahçalievler/İst.



114
İMANA / Hoyrat

İmana, imana,
Ben ki; muhtacım imana.
İmansız yaşayamam ki,
Söyleyin gelsin imana

Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“Nafi Çağlar Mahmatlı”
5 Nisan 2011 Salı 18:27
Kocasinan/Bahçalievler/İst.



115
HECEM DEDİN / Hoyrat

Hecem dedin,
hecem dedin…
Adın dilimde
hecem dedin.
Dedim ki, beni sever misin?
Elbet severim, he Cem dedin…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Budunlu ”
11 Nisan 2011 P.Tesi 01:01
Kocasinan/Bahçelievler/İst.


116
AY BASTI’LI / Hoyrat

Ay bastı, Ay bastı ,
Yıldızlı
geceyi Ay bastı.
Dedim “ ay kız memleket nere? “
Dedi ki “ n’edecen, Ay Bastı”


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
" Nafi Çağlar Budunlu "
23 Mayıs 2011 P.Tesi
K.Sinan/ Bağcılar/ İst.



117
BALKAN GÜZELİ

Gelmiş Anadolu’ya, terkeylemiş Balkan’ı.
Beni çok çekti o sıcak kanı.
Gelip gidip, karşımda durma dedim,
Durdu da geçti Balkan Güzeli...

Bazen sinirli, bazen sakin oldu,
Kimi vakit
gözleri yaşla doldu,
Yavaş ol, kendini germe dedim,
Gerdi de geçti Balkan Güzeli...

Bu
dünya bana haram dedim,
Hiç kimseyle yoktur aram dedim,
Yalnızım, kime varam dedim,
Vardı da geçti Balkan Güzeli...

Cebimde yoktur param dedim,
Halini nasıl soram dedim,
Sen de beni sorma dedim,
Sordu da geçti Balkan Güzeli...

Yüreğimde açılmış yaram dedim,
Her gün göğsüme vuram dedim,
Gel göğsümü yarma dedim,
Yardı da geçti Balkan Güzeli...

Kibrilklerin yay, kaşların sırma dedim.
Elma uzattım da ısırma dedim,
Yıkma kalbimi, kırma dedim,
Kırdı da geçti Balkan Güzeli...

Halimi kızarak sorma dedim,
Gel etme , beni yorma dedim,
Yaptıkların yüzüme vurma dedim,
Vurdu da geçti Balkan Güzeli...

Her şeyi birbirine karma dedim,
Saracaksan böyle sarma dedim,
Ne olursun şu beni yorma dedim,
Yordu da geçti Balkan Güzeli...

Bilirsin şu Nafi Çağlar dedim,
Derdine dayanmaz dağlar dedim,
Birazcık dokunsan ağlar dedim,
Yardı da geçti Balkan Güzeli...

22 Temmuz 2011 Cuma 21:32
Şahinbey / GAZİANTEP




118
AH ERFELEK

Ah Erfelek, ah Erfelek!..
Gel de şurayı gör felek.
Burda acayip bir hal var,
Şeytan gelse olur
melek

Ah Erfelek, ah Erfelek!..
Kimselerden olmaz kelek.
Ormanlar, kayalar, sular…
Gelip görmeyen kör felek…

Ah Erfelek, ah Erfelek !..
Suyuna bir ekmek dilek.
Seni niye yeni gördük?
Güzelliğin nerden bilek…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Budunlu ”
9 Eylül 2011 Cuma 09:09
Kocasinan/Bahçelievler/İst.



119
ANTEP’TEN KİLİS’E

Şu Antep’ten Kilis’e
Ne şirinsin Halise,
Neler neler çekerim,
O yar bunu bir bilse...

Üzüm bağı yollarda,
Salkım salkım dallarda,
Sepeti de taşırsın,
Güzelliğin dillerde...

Fıstık yolan kızların,
Öldürüyor nazların,
Zeytinliğin içinde,
Baldan tatlı sözlerin...


12 Kasım 2011 Ct.09:03
K.Sinan/Bahçelievler/İst.


120
KADININ İSTEĞİ

Ne evime getirsin haram para,
Ne de olsun, pis, adi bir zampara,
Ne başımı eğdirsin düşmanlara,
Ne de açsın yüreğimde yara…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
19 Kasım 2011 P.tesi 03:56
Kocasinan/Bahçelievler/İst.





121
KOCAM OLSUN

Kendisine sunduğum
gecem olsun,
Adını sayıkladığım
hecem olsun,
Her gün,
gece uğraşıp didindiğim,
Bulmak istediğim bilmecem olsun…

Ocağımı tütüden bacam olsun,
Yeri geldiğinde hocam olsun,
Her iki t
araflı kazandığımız,
Ben o’nun karı , o’da kocam olsun…

Durmadan uğraştığım çabam olsun,
Bazen oynasın da acabam olsun,
Sahiplensin de , dikilsin tepeme,
Bazen bir tebessümü cabam olsun…

Omzumda taşıdığım kürek olsun,
Sırtımı dayadığım direk olsun,
Arada azarlasın, kızsın bana,
Yeter ki, beni seven yürek olsun…

Batur Nafiz TANÇAĞLAR
19 Kasım 2011 P.tesi 04:24
Kocasinan/Bahçelievler/İst.





122
AL BENİ / Hoyrat

Al beni, al beni,
Fıstıkların al beni,
Bil ki, sensiz olamam,
Yetiş te gel al beni…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
19 Kasım 2011 Ct. 09:03
Kocasinan/Bahçelievler/İST.




123
YAZA YAZDIM / Hoyrat

Yaza yazdım, yaza yazdım,
Hayalleri yaza yazdım,
Geçti ömrün kış, baharı,
Umutları yaza yazdım….


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
19 Kasım 2011 Ct. 09:07
Kocasinan/Bahçelievler/İST.



124
KARIM OLSUN

Bereket getirsin, saçılan narım olsun.
Kaynatıp dişlediğim sıcak darım olsun.
Hoş bahçem meyvelensin, boş evim şenlensin.
Hayatımda kazanç, ömrümde karım olsun…

Her gün sevdasına yandığım narım olsun.
Alnı açık gezem, namusum, arım olsun.
Hoş tutsun gönlümü, boş koymasın hanemi,
Yürek
dostum, sevdiğim, canım karım olsun…

Üstüne
gül koklamadığım, yarim olsun.
Şu
dünyada her neyse, yoğum, varım olsun.
Hoş geçsin yıllarım, boş kalmasın kollarım,
Hem fani, hem gerçek alemde karım olsun…

Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Mahmatlı “
20 Aralık 2011 Salı 06:06
Hürriyet/Bağcılar/
İstanbul



125
ARIM BENİM / Hoyrat

Arım benim, arım benim,
Peteklerde balım, arım benim,
Arı olmayan seni ne bilir,
Hem namusum, hem de arım benim…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Mahmatlı “
24 Aralık 2011 Ct. 23:43
Kocasinan/Bahçelievler/İst.



126
GAZİ LİSESİ GENÇLİĞİ

İşte, karşımızda Bahçelievler, Kocasinan,
Her gün benim sizlerin adını anan,
Öğrencilerim, canlarım, ciğerlerim diye,
Her gün benim, sizleri için yüreği yanan…

Bir yanda Barbaros, bir yanda Kirazlı,
Öğrencilerim var, kimi sevecen, kimisi nazlı,
Okulda, sınıfta, bahçede cıvıl, cıvıl,
İşte karşımda durursunuz, erkekli, kızlı…

Bizi bir araya getirdi Hürriyet,
Yeter ki, saf ve temiz olsun bütün niyet,
Ey Bağcılar’ın Gazi Lisesi Gençliği,
Gelecekte sizlerle oluşacak bu cemiyet…

Bir t
arafta Güneşli, bir tarafta Bağlar,
Sorarım size, zayıf alanlar niçin ağlar,
Her ağlayan bu garibin içini dağlar,
Size
sevgilerini sunar Nafiz Çağlar…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Mahmatlı “
17 Ocak 2012 Salı 21:10
Hürriyet/Bağcılar/
İstanbul


127
KAR GETİRDİM

Ayağımı sürüdüm
beyaz kar getirdim.
Şu Antep Eli’ne de kazanç, kar getirdim.
İstanbul’lardan buraya boş gelmedim ben,
Yanımda
güzel mi güzel bir yar getirdim.


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Mahmatlı “
21 Ocak 2012 Ct. 13:21
Şahinbey / Gaziantep



128
KARI GETİRDİM / Hoyrat

Ayaklarımı sürüyüp karı getirmişem,
Şu Antep Eli’ne kazanç, karı getirmişem,
İstanbul’lardan buraya boş gelmemişem men,
Yanımda bir ak gerdanlı karı getirmişem…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Mahmatlı “
22 Ocak 2012 Pazar 10:00
Şahinbey / Gaziantep



129
YAZ TATİLİ

Bu yaz
tatili için, eğer sorarsanız bendenize,
Dağa, yaylaya çıkın, pek te uğramayın
denize.
Kumsal yerine çimeni, sahil yerine bayırı tercih edin,
Dinleyin şu hocanızı, yazık etmeyin kendinize…

Ey Nafiz Çağlar’ın
göz bebeği, ciğeri, can öğrencileri,
Ey Ulu Gazi’nin, Gazi Lisesi’nin
güzel, sevimli gençleri,
Varın memleketlerinize nice
güzellikleri keşfedin,
Gezin, eğlenin, mutlu olun, yaşayın sevinçleri…

Ey Gazi Gençliği ! kulak verin şu Nafiz Çağlar’a,
Yaz günlerinde, bağlanıp kalmayın bu Güneşli, Bağlar’a,
Çıkın doğaya; vadileri, ovaları, tepeleri aşın,
Sonra isterseniz vurun kendinizi başı dumanlı dağlara…


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
“ Nafi Çağlar Mahmatlı “
7 Haziran 2012 Perş.14:00
Hürriyet/Bağcılar/
İstanbul



130
AY DOST !

Ay
dost !
Yaşamak istiyorum,
Kendimden kaçarcasına…
Bayırlardan dağlara koşarcasına,
Gelip dağ eteğine,
Düzlüklere doğru uçarcasına…
Yaşamak diliyorum,
Kendime koşarcasına,
Derelerden, deryalardan,
Sanki yürüyerek geçercesine…
Yaşamayı bekliyorum,
Hayat suyundan içercesine,
Ay
dost !
Yaşamak istiyorum,
Kendimden geçercesine…


Batur Nafiz Tançağlar
“ Nafi çağlar Budunlu “
24 Şubat 2013 Pazar
Yeşilova/Küçükçekmece/İst



131
GAZİ LİSESİ İZCİ MARŞI

Bağlar’da mangal yaparız.
Barbaros’larda gezeriz.
Güneşli’de güneşlenir,
Kirazlı’da kiraz yeriz...

Bağcılar’dan taşarız.
Yüce dağlar aşarız.
Çadırları kurarak,
Yaylalarda yaşarız...

Hürriyet’te
okulumuz,
Evren’e düşer yolumuz,
Bir yanımız Mahmutbey’de,
İstoç’tadır bir kolumuz...

Bağcılar’dan taşarız.
Yüce dağlar aşarız.
Çadırları kurarak,
Yaylalarda yaşarız...

Biz Gazili izcileriz.
Her yeri gezicileriz.
Çalışkan, dürüst, atılgan,
Biz başarılı gençleriz...

Bağcılar’dan taşarız.
Yüce dağlar aşarız.
Çadırları kurarak,
Yaylalarda yaşarız...


İzci Lideri Nafi ÇAĞLAR
12 Mart 2013 Salı 06:34
Hürriyet/Bağcılar/
İstanbul


Bu
şiir ; Cem- Cenk Solmaz adlı ikiz öğrencilerim
t
arafından Mayıs 2013’te bestelenmiştir.



132


133
HACI BEKTAŞ HÜNKARIMIZ

Şol Hacı Bektaş Veli ; Hünkarımız !
Fani
dünyada ebedi karımız.
Ruhumuza ışık veren varımız.
Ol canımız, yoldaşımız, yarımız...

Batur Nafiz Tançağlar
"Nafi Çağlar Mihmadlı"
5 Mayıs 2013 Pazar 15:00
Ömür / Bahçelievler /
İstanbul



134
İNSANI GÖRMELİ

Vermeli, imkan vermeli.
Kadın, para, makam vermeli,
İnanın türlü hallerini,
İşte! ondan sonra görmeli...

Batur Nafiz Tançağlar
28 Ekim 2013 Pt. 08:48
Yüzyıl/Bağcılar/
İstanbul








ÖZÜM GEÇİYOR

Özüm geçiyor, özüm geçiyor.
Sanma kimseye sözüm geçiyor.
Yollara şöyle bir baktım ki,
Benim iki
gözüm geçiyor !


Batur Nafiz Tançağlar
4 Aralık 2013 Salı 10:05
Yeşilova/Küçükçekmce/İst.


137
KIZ GELİR

Kız gelir bekle kız gelir,
Dünya
güzeli kız gelir,
Aradığım kız gelirse,
Diğerleri bana vız gelir...


Batur Nafiz Tançağlar
14 Aralık 2013 Pzr. 14:54
Yüzyıl / Bağcılar /
İstanbul




AŞINA / Hoyrat

Aşına, ay Aşına,
Göv
gözlü, gökçe kız Aşına,
Töremizce sofra kurarsın,
Hayran! Ekmeğine aşına...

Batur Nafiz Tançağlar
22.04.2014 Salı 13:27
İbni Sina A.L./11 C
Yüzyıl/Bağcılar/
İstanbul




138
GAZİ GENÇLİĞİ

O coşkulu duyguları çağıl çağıl çağlayan,
İnsanlara tükenmez enerji ve güç sağlayan,
O temiz ve içten halleri kendine bağlayan,
Henüz pek kirlenmemiş saf ve tor Gazi Gençliği !..

Her ay değil, her hafta değil, her gün gelecektim,
Sizinle ağlayıp, yine sizinle
gülecektim,
Ah ! bir bilseniz bir yıl sizden ayrı neler çektim,
Gel de şu
hüzünlü halimi sor Gazi Gençliği !..

Hani selamlaşıp, tutup, sıktıkça elinizi,
Özlemişim be, o hoş sohbet eden dilinizi,
Var say ki ; atide olabilecek halinizi,
Yüreğim ateş olur yanar, kor Gazi Gençliği !..

Bu yolda kızıl şerbet içip, acı lokma yiyerek,
Başına kara kalpaklar, kızıl börkler giyerek,
Devletim, milletim, vatanım, bayrağım diyerek,
Bu ulvi sevdaya kafayı yor Gazi Gençliği !..
Bu büyük davaya kendini yor Gazi Gençliği !..

NAFİ ÇAĞLAR BUDUNLU
Batur Nafiz Tançağlar
10 Haziran 2014 Salı 12:12
Fatih / Bağcılar /
İstanbul



139
ERZİNCAN

Erzincan, Erzincan,
Canlar diyarı Erzincan,
Onlar gibi vatanına,
Her
insan versin can !..

Nafi Çağlar Budunlu
11 Ağustos 2014 Pt. 06:18
Tekir / Adana


140
ANTEP / ENTEP / Hoyrat

Entep’e,Entep’e,
Bir selam durun Entep’e.
Doğu ve Güneydoğu’da,
Onun yeridir en tepe...


Nafi Çağlar Budunlu
30 Eylül 2014 Salı 20:27
Yeşilova / K.Çekmce / İst.




141
İSTANBUL

İstanbul, İstanbul,
Orda altın olur para, pul,
İstanbuldünya incisidir,
Bunu bil artık ey sefil kul...


Nafi Çağlar Budunlu
20 Kasım 2014 Perş. 19:35
Yenibosna/Bahçelievler/
İstanbul


142
BİZİM ÖĞRETMENLERİMİZ

Bağcılar Yüzyıl’da İbni Sina’da,
Eski ve küçücük bir binada,
Bu öğretmenlerimz neler başarıyor,
Yüzlerce gencecik dimağda...

Ortada, bazen solda, bazen sağda,
Yeri geldiğinde ıssız bir dağda,
Bu öğretmenlerimz neler başarıyor,
Üçüncü bin yılda, bu çağda...

Kimse bize atamaz bağda,
Hep yükseliriz, kalmayız aşağda,
Bu öğretmenlerimiz neler başarıyor,
Tarih yazılan bu otağda...

Nafi Çağlar Budunlu
12 Kasım 2014 Çarş. 08:00
Yeşilova / K.Çekmece /
İstanbul


143
KOR BE OĞUL

Sahipsiz kalmış çok meralar,
Bilemem ki, kim kime kiralar.
Ah ekinsiz durur o tarlalar,
Çayır çimen olmuş, bor be oğul...

Hiç boşa gitmesin çabaların,
Çevrene doluşsun tebaların,
Büyük, küçük hep akrabaların,
Var git, hallerin sor be oğul...

Sürekli koşmazsan sen ülküne,
Hep hizmet etmezsen bu ülkene,
Sahip çıkamazsan her türküne,
Şu ciğerim yanar kor be oğul...

Cesaretli, cesur bir aslan ol.
Haksızlaın boynuna basan ol.
Dik ol, Nafiz’in oğlu Hasan ol.
Hiç bir
zaman olma hor be oğul...

Nafi Çağlar Budunlu
31 Aralık 2014 Çarş.19:20
Yüzyıl/Bağcılar/
İstanbul


144
HOR OLMA OĞUL

Küçücük taze ellerinle,
Babacık diyen dillerinle,
Yanağındaki allarınla,
Hilesiz, saf, toy ve tor oğul...

Yaşarken altında bir sedir.
Bilinmezse kıymet ve kadir.
Öğrenirsin bu felek nedir,
Dünya toz bulanık, mor oğul...

Sıkıntı verse de tek eşin.
Seni terk etse de kardeşin.
Tükense de umut güneşin.
İnsanlığa kafa yor oğul...

Bir gün eğer muhtaç kalırsan,
Felekten dersini alırsan,
Sofra kurmasını bilirsen,
Ekmeğe katıktır lor oğul...

Ayrana ekmeği dilersin.
Gözlerden yaşları silersin.
Tecrübe de neymiş bilirsin,
İşte hayat böyle zor oğul...

Dosttan kazık yer ve düşersen,
Öfkenden kabarıp şişersen,
İyice yoğrulup pişersen,
Ciğerim ki yanar kor oğul...

Dostlarına yüzün dönük ol,
Sakin, toprak gibi sönük ol,
Mert ol, Nafi oğlu Memik ol,
Boşa etmeyesin cor oğul...

Gelirse ömrün uç kenarı,
Giderse
gözlerin pınarı,
Düşüşün andırsın çınarı,
Kötürüme derler çor oğul...


Nafi Çağlar Budunlu
31 Aralık 2014 Çarş.19:20
Yüzyıl/Bağcılar/
İstanbul


Cor ; Laf, söz ( Antep Ağzı )
Çor ; Küçük baş hayvanlarda hastalık



145
NAR OLDU / Hoyrat

Nar oldu, nar oldu,
Kıp
kırmızı nar oldu.
Nar dağıldı her yana,
Yürek yandı nar oldu...


Nafi Çağlar BUDUNLU
04.03.2015 Çarş.18:35
Fatih/Bağcılar/
İstanbul



146
YARDAN

Yardan, yardan, bu yardan...
Kurtulmalıyım ben bu yardan...
Ya canımı yardan kurtarsın,
Ya da canımı alsın yaradan...

Nafi Çağlar BUDUNLU
20 Mart 2015 Cuma 13:15
Yüzyıl/Bağcılar/
İstanbul



147
İBNİ SİNA’YA VEDA

Yeni gelen acemi Dört Dokuz.
Sanmayın siz , bu
okulda çokuz.
Burası han, bizler yolcuyuz,
Geldik, gidiyoruz, artık burda yokuz.

Okulun kalabalık civcivleri On’ları.
Çok ta severim ben onları.
Çalışıyorlar yüksek mefkureler için,
İnşallah çok iyi olacak sonları.

Buradaki ilk
göz ağrım Onbir.
Hepsinin de yeri yüreğimdir.
Herbiri pırıl pırıl, tertemiz,
Onlarda olmaz ne leke ne kir.

Son sınıf bizim Oniki’ler.
Her biri sevimli, kurnaz tilkiler.
Yüksek
okul seçme sınavlarında,
Sizinle yaşanacak nice ilkler.

Bazıları da yeni mezun oldu.
Dört yıllık süre
uzun oldu.
Kısa serede özlediğimi de,
Onlara söylemek lüzum oldu.

İşte! Bilgili ve yeterli hocalarımız.
Hep böyle güçlü olsun localarımız.
Okulumuz yaşasın, hanelerimiz var olsun.
Her
zaman tütsün bacalarımız.

Eğitim yuvamız, lisemiz; İbni Sina.
Güler yüzlü can bakışlı Bin sima
Yüzyıl’a imza atacak yetenektesiniz.
Hedeflerimiz yüksek; gökyüzü, sema.

Nafi Çağlar Budunlu
11 Elül 2015 Cuma 10:05
Yeşilova/K.Çekmece/İst.




148
GÜLTEPE GENÇLİĞİ

Gültepe, Gültepe,
Öğrenci gezer sere serpe.
Yakalayıp bir soru sorsan,
O dudaklar ki; olur pepe.

Gültepe, Gültepe,
Bu gençliği ki atma çöpe.
İftiradan alıkoymazsan,
İnsanı götürürler ipe.

Gültepe, Gültepe,
Öğretmen öğrenci bir cephe.
Bu gençliği sana bıraktım,
Götür; al kullan tepe tepe.

Nafi Çağlar Budunlu
9 Kasım 2015 Pt.12:48
Yeşilova/K.Çekmece/İst.




SEFA LİSESİ

Sefa Lisesi, Sefa Lisesi,
Gültepe’de Sefa Lisesi.
Burda üzüntü, keder olmaz,
Bura; keyf-i Sefa Lisesi...

Nafi Çağlar Budunlu
27 Kasım 2015 Cuma 21:10
Zeytinburnu /
İstanbul





149
KOMŞU KIZI HALİSE

Komşu kızı Halise,
Gidiyormuş Kilis’e.
Boynum bükük ardından,
Baktığımı bir bilse...

Zeytinleri bellese,
Üzümleri elese,
İki güne varmadan,
Ufuktan çıkagelse...

Şu halimi bir görse,
Bana gönlünü verse,
Eline yağlık alıp,
Gözlerimi de silse...

Nafi Çağlar Budunlu
6 Aralık 2015 Pazar 18:00
Yeşilova/K.Çekmece/İst.



Şen oldu şu gönlüm daha ilk görünce,
Umut doldu içerim, yüzün gülünce,
Lakin düşünür dururum ince ince,
Ellerine uzansamı ki, ellerim.

Ömrüm veresim gelir yoksa sakınca,
Lal olur dilim, ay yüzüne bakınca,
Çağlar'ım,yürek ılık ılık akınca, 
Ürkütmeden konuşsamı ki dillerim...



EŞİK SÖZÜ


Bu eser ;

Başta babam Memik Kiya ve anam Zöhre Çağlar,
dedelerim Hacı Ömer oğlu Hasan Ağa,Derviş Ali Tan,
nenelerim Meryem ve Fatma Hanımlar olmak üzere,
bu kültürü ve bu yurtları bize bırakan bütün atalarıma,
evdeşim Zeynep’e,oğullarım; Alperen Buğra ve Hasan Memik’e,
yüreği vatan diye atan memleket ve bayrak sevdalılarına,
milletini, dilini ve dinini koruyup, en üstte tutanlara,
gökyüzünün ve yeryüzünün gizemlerine hayran olanlara,
elini, ilini, ilçesini, beldesini, köyünü ve dağını sevenlere,
parayı, malı, mülkü çok isteyip elde edemeyenlere,
gönlü yavuklusunun ateşiyle yanıp, nar olanlara,
hem kalbi, hem kendisi çırpınıp ta yârine kavuşamayanlara
ve sevdası yaklaşıp ta "teğet geçenlere" armağan olunur...






NAFİ ÇAĞLAR BUDUNLU
’ Batur Nafiz Tançağlar ’


Soyu :

1965’te Gaziantep’in Kara
yusuflu köyünde doğdu. Oğuz Türkleri’nden Mihmadlı (Mahmatlı)
oymak beyi Kara Yusuf’un soyundan gelen Hacı Ömerler Oymağı’ndandır.Büyük Hacı Ağalar
Obası’ndan olan Kiya Memik Ağa’nın oğludur. Dedesi Yemen şehidi Hasan Ağa’dır.

Eğitim Durumu :

İlk
okulu ; Eylül 1972- Haziran 1976’da ; Gaziantep Karayusuflu köyünde ve 5.sınıfı ise ;
Eylül 1976- Haziran 1977’de ; Gaziantep Şahinbey İlk
okulu’nda tamamladı.
Orta
okulu ; Eylül 1977 - 5 Haziran 1980’de ; Gaziantep İsmet Paşa Lisesi’nde okudu.
Lise ; Eylül 1980 - 4 Eylül 1983’te ; Gaziantep Mehmet Rüştü Uzel Endüstri Meslek Lisesi
"Elektrik" B
ölümünü ve Haziran 1983 - 1 Haziran 1984’te ; M.R.Uzel Teknik Lisesi’nin
"Elektrik Teknisyenliği" B
ölümünü bitirdi.
Yüksek
okul ; Eylül 1984 - 24 Ocak 1989’da ; Diyarbakır Dicle Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
" Fizik B
ölümü " nden mezun oldu.

Mesleki Hayatı :

Devlet Kurumunda ;

1 Nisan 1990 - 31 Temmuz 1990’da ; İzmir Narlıdere İstihkam Taburu Yedek Subay Okulu’nda
eğitimini tamamladı.
1 Ağustos 1990 - 6 Şubat 1991’de ; Diyarbakır Lisesi (Hüseyin Uluğ Lisesi)’nde ve
6 Şubat 1991-31 Temmuz 1991 ; Diyarbakır Birlik Lisesi’nde ; "Yedek Subay Fizik Öğretmeni " olarak askerliğini yaptı.
21 Kasım 1991 - 8 Temmuz 1996 ; Zonguldak-Çaycuma Saltukova Lisesi’ne " Fizik Öğretmeni " olarak ilk ataması yapıldı.
23 Eylül 1995 - 15 Nisan 996’da ; Saltukova Lisesi’nde Müdür Yardımcılığı yaptı.
10 Temmuz 1996 - 30 Eylül 1997 ; Zonguldak’tan Gaziantep Eğitim Hizmetleri Merkezi Müdürlüğüne
"Fen Bilimleri Öğretmeni" olarak - il dışı- tayin oldu.
30 Eylül 1997 - 20 Şubat 2000 ; Gaziantep Şehitkamil Fitnat Nuri Tekerekoğlu Anadolu Lisesi’nde çalıştı.
20.02.2000’de ; Devletteki memuriyetinden istifa etti.
5 Aralık 2003 - 8 Eylül 2004 ;
İstanbul Küçükçekmece Zehra Mustafa Dalgıç Ticaret Meslek Lisesi’ne
açıktan ataması yapıldı.
1 Kasım 2006 - 27 Haziran 2007 ;
İstanbul Bağcılar Mahmutbey Lisesi’nde,
27 Haziran 2007 - 7 Eylül 2009 ;
İstanbul Küçükçekmece Zehra Mustafa Dalgıç Ticeret Meslek Lisesi’nde,
7 Eylül 2009 - 18 Temmuz 2013 ;
İstanbul Bağcılar Gazi Lisesi’nde,
18 Temmuz 2013 - 2 Eylül 2015 ;
İstanbul Bağcılar İbni Sina Anadolu Lisesi’nde çalıştı.
Halen
İstanbul Küçükçekmece Sefaköy Anadolu Lisesi’nde görev yapmaktadır.
Farklı illerde ve yıllarda; mesleki geliştirme amaçlı ; 24 kadar " Hizmetiçi Eğitim "e katıldı.

Özel Eğitim Kurumlarında ;

1996-1997’de ; Gaziantep’te ; Gasem Dershanesi’nde,
1998-1999’da ; Gaziantep’te ; Açı Dershanesi’nde çalıştı.
1999-2001’de ; Gaziantep’te ; “Lider Dershanesi Kurucu-Ortaklığı” yaptı.
2004-2005’te ;
İstanbul’da ; Bahçelievler-Şirinevler’de Çağ-Dem’i kurdu.
2005-2006’da ;
İstanbul’da ; Bakırköy Çağ-Dem’de çalıştı.
2006-2007’de ;
İstanbul’da ; Bağcılar-Güneşli Limitfen Dershanesi “Kurucu Müdürlüğü” nü yaptı.
2009-2010’da ;
İstanbul’da ; Bağcılar Güneşli Kavram Dershanesi’nde “ Fizik Öğretmenliği ” yaptı.


İzcilik :

27 Haziran – 3 Temmuz 2011’de ; M.E.Bakanlığı’nın, Bahçelievler Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi’nde yaptığı " 1. Aşama İzcilik Temel Eğitimini (Oymak/Ocak Liderliği )" tamamladı.
30 Eylül 2013’te ; Bağclar İzci Derneği’ne üye oldu.
5 Ekim 2013’te ; Ümraniye’deki 2.eğitimini tamamladı ve
Türkiye İzcilik Birliği (Fed.)’ne üye oldu.
“ İzcilik Yörüklüktür Yörüklük Türüklük’tür “ adlı makalesi Nesli Sina Dergisinin 2015 yılı sayısında yayımlandı.

Basım-Yayın Etkinlikleri :

Diyarbakır’da ;
1984-1987’de ; çeşitli yerel gazetelerde
şiirleri yayımlandı.
1987’de ; altı tane
şiiri “Genç Şairler Kitabı ” nda yayımlanmaya değer görüldü.
Gaziantep’te ;
1996-2002’de ; çeşitli yerel gazete ve dergilerde,
şiirleri ve yazıları çıktı,radyo ve tv.lerde yayınlandı.
Kasım 2001’de ; “Kır
çiçek’im” adlı ilk şiir kitabını çıkardı.
2002’de ;
Şair Ahmet Ayaz’ın hazırladığı “ Gaziantep’te Kültür-Sanat Edebiyatta İz Bırakanlar ”
adlı
kitapta yer aldı.
2002’de ;
Şair Mehmet Nacar’ ın, Kilim Fm.de hazırlayıp sunduğu “ Bu Şehrin Yalnızları ” na konuk oldu.Lise ve yüksekokulda gösterim ve halk oyunları etkinliklerine katıldı.
1997-1999’da ; yerel televizyonlarda-kamu hizmeti amaçlı,haftalık , ÖSS hazırlık-canlı yayın Fizik dersleri verdi. Çeşitli amaçlarla “ Eğitim Programları ” hazırladı ve sundu.
1996-2003 arasında ; Gaziantep-Kahramanmaraş-Adıyaman arasındaki yaklaşık 150 köy,mezra ve obayı gezerek alan araştırması yaptı ve “ Kızık Boyu 1 (Karataş Kızıkları) ” adıyla
4 Temmuz 2005’te ;
kitaplaştırdı. Bu kitap,5 Ağustos 2005’te ; Yeniçağ Gazetesi’nde haber oldu
ve Ekim 2005 TÜYAP
kitap fuarı ekinde yer aldı.
27 Aralık 2005 tarihli Tercüman Gazetesi’nde, Necdet Sevinç’in köşe yazısına konu oldu.
İstanbul’da;
2005-2006’da ;
İstanbul Gazetesi’nde “ Türkçe’mi Kimler Apardı ” adlı makaleler yazdı.
6 Eylül 2006’da ; Köşe yazarı Neddim Odabaş ile“ Eğitimin Eşik Yeri Dershane ” adlı söyleşisi,
Milli Gazete’de yayımlandı.
27 Kasım 2007’de ; Bakırköy Erguvan’da “ Sivri Kalemler 3.Şiir Şöleni ” ne,
17 Mayıs 2008’de ;
Şair Dursun Elmas’ın öncülüğünde, Sultan Ahmet Türkistan Aşevi’nde
gerçekleştirilen “ Türk-İslamcı
Şairler 4. Buluşması ” na katıldı.
2011-2015 Eğitim Öğretim yıllarında, "Halk Oyunlarım"
şiiri, 4. sınıf Sosyal Bilgiler ders kitabında yayımlandı...

Dernek ve Kurultay Çalışmaları ;

09.09.1998’de G.Antep Kızıklar Derneği’ni, 08.08.2008’de G.Antep Mihmadlı Hacı Ömerler Derneği’ni,
12 Şubat 2014’te G.Antep Pekmezci Köyleri Derneği’ni, 29 Mayıs 2014’te Çaycuma Saltukova Lisesi Mezunları Derneği’ni kurdu ve hepsinin Kurucu Genel B
aşkanlığı’na getirildi.29 Ekim 2014’te İzmir Dede Korkut Fed. kurucu genel başkan yardımcılığına getirildi. 2000’de "G.Antep Türkmenler Derneği"ne üye oldu ve 2004 ile 2006’da Genel Başkan Yardımcılığı getirildi. 2000-2005’de ; “ Gaziantep Oğuz Boyları Fed.kuruluşuna öncülük etti. 2006’da ; Gaziantep Kültür-Sanat Edebiyat Derneği “ Kurucu Üyeleri ” arasında yer aldı. 2007 ve 2009’da "G.Antep Kuvva-i Milliye Derneği"nde Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı.
16 Ağustos 2009’da ; Gaziantep Şehitkamil Kara
yusuflu köyü " Memik Kiya Köy Odası " nda
Türkiye geneli " Mahmatlı Oymakları Kurultayları ile Kızık Boyu kurultaylarını ve
27-28 Ekim 2012’de ;
Türkiye Milli Kültür Dernekleri Kurultaylarını başlattı.
26-27 Haziran 2015’te ; Söğüt’te kurulan Dünya Yörük Türkmenleri Birliği kurucuları arasında yer aldı.
İstanbul’da ; 2005’te ; " Gaziantepliler Derneği", 2006’da ; “ Anadolu Türkmenler Derneği ”
2007’de ; “ Sivri Kalemler Derneği ”
13 Nisan 2013'te İlesam'a ( İlim ve Sanat Eserleri sahibi Meslek Birliği'ne)
14 Nisan 2014; de "Gönenliler Derneği"ne üye oldu.
2012’de ; Antalya 11 Kasım Kültür Derneği’ne üye oldu.

İmza Günleri :

21 Ocak 2014’te
İstanbul Bağcılar’da il içi ilk, 12 Nisan 2014’te Zonguldak Çaycuma’da il dışı ilk,
2 Mayıs 2014’te Belçika Anvers’te yurt dışı ilk imza günlerine katılarak,
Kır
çiçek’im ve Gazi Antep Destanı adlı şiirkitaplarını imzaladı.

Bestelenen
Şiirleri ;

29 Mart 2011’de " Bize Antepli Derler ",
30 Mart 2011’de " Türkmen Destanı - Türkmen’em Men ",
10 Nisan 2011’de " Şerife’nin Türküsü ",
10 Nisan 2011’de " Garadağ Gözeli ",
20 Nisan 2011’de " Aybastı " ,
29 Mayıs 2011’de " Bize Maraşlı Derler " ,
29 Mayıs 2011’de " Bize de Ur
fali Derler ",
29 Mayıs 2011’de " Topal Osman Ağa Destanı " ,
20 Haziran 2011’de " Boyno Oğlu Memik Ağa "
9 Eylül 2011’de " Kızık Destanı "
şiirleri,
Ozan Yetkin KARAKAYA t
arafından bestelenmiştir.

Yayımlanan Eserleri :

21.11.2001’de “ Kır
çiçek’im ” Şiirler 1, 5 Temmuz 2005’te “ Kızık Boyu 1 (Karataş Kızıkları) ”
2002“ Kızıklar ” dergisi.
19 Mayıs 2009’da “ Bozkurt Duruşu ” Şiirler 2,
20 Temmuz 2012’de ; "Bozkurt Yürüyüşü"
Şiirler 3 ve "“Gazi” Antep Destanı" Şiirler 4,
6 Şubat 2016’da "Teğet Sevdalar"
Şiirler 5 .

Devam Eden Kitap Çalışmaları :

"Kızık Boyu 2 (
Türkiye Kızıkları)", "Kızık Boyu 3 (Dünya Kızıkları)",
"Gaziantep Karataş’ta Oğuz Boyları (Aşiret, Cemaat, Oymak ve Obalar)",
"Gızzık Hakiyeleri", "Benim Hayatım Hikaye", "Karadağlı Deli Memed" (Roman),
"Türkçe’mi Kimler Apardı" (Makaleler), Batur’ca Denemeler ,
"Dörtlükler / Hoyratlar"
Şiirler 6 , "Seçme Şiirler" Şiirler 7 ,
"Antep Fıstığı" Araştırma.

Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam52
Toplam Ziyaret301147
Anket
Sitemizde en çok etkilendiğiniz bölüm / yer neresidir ?
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Hava Durumu
Saat
KIZIL BAYRAK SİYAH SANCAK

KIZIL BAYRAK        

  SİYAH SANCAK


Son kurultayın adı “Turan” olacak…
Başımızın üstünde Kur’an olacak…
Tarihin sahibi bu Türkler, yeniden,
Şu yeryüzünde; nizamı kuran olacak…

Türklük’ündür; ay ve yıldızlı al bayrak,
İslamlığındır; o yeşil-siyah sancak.
İkisinde cihana hakim kılacak,
Turan soylu Türkler olabilir ancak…



4 Ocak 2010 - K.Sinan/Bahçelievler/İst.


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
" Nafi Çağlar Budunlu "

CloudFlare
TÜRK'ÜN DURUŞU

TÜRK’ÜN DURUŞU

Türk’ün çokberk olur yumruk vuruşu,
İşte böyle olur Türk'ün duruşu…
Ağır olur kalkışı, oturuşu,
İşte böyle olur Türk’ün duruşu…

Düzenbaz tilkiler, hep ürkek olur,
Dalkavuk çakallar, hep korkak olur,
Türk’ümü sorarsan hep erkek olur,
İşte böyle olur Türk’ün duruşu…

Karşısındakinin kimliğine bakmaz,
Kimsenin gücü, makamını takmaz,
İnandığı kutlu yoldan hiç çıkmaz,
İşte böyle olur Türk’ün duruşu…

Onlar için bilgedir ak sakallı,
Gönüller engin, tavırlar akıllı,
Bilirler, bu yol; dikenli, çakıllı,
İşte böyle olur Türk’ün duruşu…

Sayarlar, teyzeleri, halaları,
Severler, yavruları, balaları,
Geçerler, surları, kalaları,
İşte böyle olur Türk’ün duruşu…

Satmazlar, emmileri, dayıları,
Korurlar, Oğuzlar’ı, Kayılar’ı,
Korkmazlar, az olsa da sayıları,
İşte böyle olur  Türk’ün duruşu…

Üleşirler önlerindeki aşı,
Yolda koymazlar, koldaş*ı, yoldaşı,
Din-budun uğruna verirler başı,
İşte böyle olur Bozkurt duruşu…

Türklük’ün hası, esası mert olur,
Milletinin derdi, o’na dert olur,
Konu vatan ise, tavrı sert olur,
İşte böyle olur Türk’ün duruşu…

Türk der isen o’nun hası Nafi’dir,
Tam Türk’tür o, katışıksız, safidir,
Erkek görmek istersen, o kafidir,
İşte böyle olur Türk’ün duruşu…
 

Batur Nafiz TANÇAĞLAR
” Nafi Çağlar Budunlu “

17 Mayıs 2008-K.Sinan
Bahçelievler/ İstanbul
 

* Koldaş ; Kollanılan kişi, arkadaş.

ŞEHİT HASAN AĞA'M

ŞEHİT HASAN AĞA'M


Sefer emri ile düştü yollara,
Neçe yerden geçti, gitti çöllere,
Yedi gavur leşi baştan aştı da,,
Hasret kaldı, yardım eden ellere…

Hasan Ağa’m son nefeste yekindi,
Dediler ki, vakitlerden ikindi,
Yatıyordu, susuz yerde, yiğidim,
Çırpındı da son bir defa silkindi…

Nafi der ki; şad olasın Hasan Ağa,
Ne miraslar bıraktınız bu çağa,
Siz Yemen’de, canlarınız verdiniz,
Ulaşamaz gavur bu Karadağ’a…

Ağam, öz ağam, benim Hasan Ağa’m,
Varıp Yemen İli’ni basan ağam…

Ağam, öz ağam, benim Hasan Ağa’m,
Buralardan olmasın tasan ağam...

23 Ekim 2011 Pazar - 01:33
K.Sinan/Bahçelievler/İST.


Şehit Hasan Ağa; Dedem olup, Yemen şehididir.
TÜRKÇE'Nİ

TÜRKÇE’Nİ

- 1 -

Türkçe’ni, Türk’üm,Türkçe’ni…
Uçmağa giden Türkçe’ni…
Turan İli’nin Türkleri,
Ko aparsın o Türkçe’ni…

24 Ocak 2008 - Bakırköy / İst.

- 2 -

Türkçe’ni, Türk’üm Türkçe’ni…
Çıkmaza giden Türkçe’ni…
Türkler terk eder Türkçe’ni,
Ne yaparsın o Türkçe’ni…

20 Mayıs 2008 - Bahçelievler/İst.

ÇUHURDA TÜRKMENEM
ÇUHURDA TÜRKMEN’EM

Binlerce yıldır; Samarra, Ur’da Türkmen’em.
Alemde çoh yerde, orda, burda Türkmen’em.
Neçe dövletler gurdugum öz vetanımda,
Düşmüşem a dostlar, çuhurda Türkmen’em…

Gışlar olanda , sagukta , garda Türkmen’em.
Bir derbent, bir çuhurda, darda Türkmen’em.
Kimi gelir vurur, kimi istemez sürer,
Men bilmiyrem ki a dostlar, harda Türkmen’em…

Mene, bend olmuş gal’alar, surda Türkmen’em.
Ne şekil sahap olag bu yurda Türkmen’em.
Dara düştügümüz vahıtlarda yol veren,
Bir selam varanda öncü kurda, Türkmen’em…


www.nafiztancaglar.com


Batur Nafiz TANÇAĞLAR
Nafi Çağlar Budunlu
14 Mart 2011 Pt. 17:17
K.Sinan/Bahçelievler/İst.
Bize Antepli Derler

BİZE ANTEPLİ DERLER

Barak uzun havası,
Leziz Kilis tavası,
İşte kültür yuvası,

Bize Antepli derler,
Burda düşmanı yerler…

Geniş Barak ovası,
Yiğitlerin yuvası,
Budur Antep liva*sı,

Bize Antepli derler,
Burda düşmanı yerler…

Düşmanın en arsızı,
Artık gelmez Fransız’ı,
Yürekler görmez sızı,

Bize Antepli derler,
Burda düşmanı yerler…

Kuzeyde Karadağ’ı,
Kale gibi Türk Dağı,
Kükreyen gençlik çağı,

Bize Antepli derler,
Burda düşmanı yerler…

Doğuda Fırat nehri,
Gözeldir, Sof’tan seyri,
Ezelden Türk’ün şehri,

30 Mart 2011 Ç.19:27
Bağcılar / İstanbul


Bize Antepli derler,
Burda düşmanı yerler…

Antep etrafı dağlar,
Dağlarda güzel bağlar,
Böyle der Nafi Çağlar,

Bize Antepli derler,
Burda düşmanı yerler…

Bize Antepli derler,
Burda düşmanı yerler…



’Batur Nafiz Tançağlar’
Nafi Çağlar Hacıömerli
12 Mayıs 2008-K.Sinan
Bahçelievler/ İstanbul


* Liva ; Osmanlı Döneminde sancak, il, şehir .

Garadağ Gözeli

GARADAĞ GÖZELİ

Merzimen Çayı* durgun akar.
Bir ucu da Fırat’a çıkar.
Garadağ’da bir gözel gördüm,
Bakışları sineler yakar…

Garadağ’ın üstü yayladır.
Sorun halin, acep hayledir.
Bir duruşu adam öldürür.
Bu Yörük gızları böyledir…

Garadağ** dibi Yavuzeli.
Bu dilber beni etti deli.
Ya almalı ya da gitmeli,
Söyleyin dostlar ne etmeli? ..



Batur Nafiz TANÇAĞLAR
’Nafi Çağlar Mahmatlı’
22 Mart 2011 Salı 01:22
K.Sinan/Bahçelievler/İst.


* Merzimen Çayı ; Gaziantep Yavuzeli ilçesinde bir çay adı.
** Garadağ ; Fırat Nehri’nden Yavuzeli-Araban arasından batıya doğru uzanan
dağın adı.